24 ocak 1980 kararları ve 12 Eylül 1980 darbesi ile Ülkemiz önemli bir dönemece girdi/sokuldu. İmitasyon İslamcı/yeni muhafazakârların güzelleme yapa yapa bitiremedikleri Özallı yıllarda, ülkemizin küresel finans kapitale eklemlenme süreci başladı ve hızla devam etti.
1997 yılına gelindiğinde Erbakan Hükümeti 11 ayda Cumhuriyet tarihinin ilk ve tek denk bütçesini yaptı. Altı ayda 50 milyarlık bütçeye 30 milyar kaynak ilave etti. Borç almadan vergi koymadan, zam yapmadan… Altı ayda Türkiye’nin ilk ve tek küresel hamlesini gerçekleştirip D-8’i kurdu. Ülkedeki “sağ”, “sol”, “dindar”, “muhafazakâr” bütün güdümlü odaklar, kendisine karşı, küresel aktörler tarafından harekete geçirildi.
Çok sıkıntılı bir süreç oldu kısacık devr-i iktidarı. Ancak o bu dar zamanda “olabilir/yapılabilir” demek istedi. Müstemleke olmaya mecbur olmadığımızı, kendi imkânlarımızla ayağa kalmamızın mümkün olduğunu göstermek istiyordu, gösterdi de. Daha iktidarının ilk aylarında piyasa çarkları işlemeye başladı ve ekonomik refah hızla yükselme eğilimine girdi. Sonrasını biliyorsunuz. 28 Şubat post-modern darbe süreci Erbakan’la birlikte onun değersayımını/paradigmasını siyaset zemininden uzaklaştırdı.
Ardından yaşanan süreçlerle, ülkemiz büyük bir yapısal değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek üzere kriz/kaos zeminine çekildi. Kemal Derviş kılavuzluğunda; Radyo-Televizyon yasasından, tütün ve pancar yasasına kadar büyük/köklü yasal değişiklikler yapıldı. Hatırlayın:”15 Günde 15 Yasa” Bugün boğazımızı sıkan ilmek o süreçlerde boynumuza takıldı.
Ardından gelen iktidar, Özal’ın babası olduğu, Kemal Derviş’in doğumunu gerçekleştirdiği:”Finsansal Kapitalizm” bebeğini besleyip büyüttü. Hatırlayın: “Babalar gibi satarım!” diyen ekonomi bakanını. Yaşasaydı da babalar gibi satmanın neye tekabül ettiğini görseydi. Görür müydü? 16 yıllık yeni süreçte hep aynı kalan: Güçlü ekonomiye geçiş programından vazgeçmeyeceğiz. Mali disiplinden ödün vermeyeceğiz. Piyasa ekonomisi kurallarına bağlılık ve küresel sisteme entegre olmaya devam” sözleri oldu.
Dönüp dolaşıp aynı yere geldik. Elden gelen paralarla yaşadığımız yaz kışa evrilmeye başladı. Anadolu’nun meşhur sözü şimdi tahakkuk ediyor: “Elden gelen öğün olmaz”
Bir şaşkınlık, bir biçarelik var her yanda.
Bir adam var, yıllardır feryat ediyor:” Borca Dayalı Para Sistemi değişmeli, yoksa bu gidişin sonu çöküştür” diyor.
18 Kasım 2016’da ekonomi yönetimine: Siz bu işi anlayıncaya kadar Dolar 4 lirayı bulur” demişti. Kimse kulak asmadı. Mayıs ayı içerisinde: “Bu sistem değişmediği müddetçe dolar 8 lirayı bulur” dedi. Yine kulak asan olmadı. “Dolar 2,8 liranın altına inecek” diye ahkâm kesen jöleli danışman şimdi ortalarda gözükmüyor.
Bahsettiğim adam, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi: Prof. Dr. Mete GÜNDOĞAN
Rahmetli Erbakan’ın Baş danışmanı, 30 yıldır Borca Dayalı Para Sistemi ile ilgili çalışmalar yapıyor. Bu sistemi değiştirmek için her zaman hazır olduğunu her zeminde ifade ediyor. Ama öğretilmiş çaresizler ordusu: Danışman, siyasetçi ve bürokratlardan fırsat bulup kimse onu duymuyor, görmüyor.
Korkunun ecele faydası yok, her gün ölmektense bir gün ölmek evladır. Yeter ki bu sistemi değiştirme iradesini gösterin. Bu sistemi değiştirmezseniz sistem herkesi/her şeyi dönüştürecek.
Unutmayın! Islaha ve iyiliğe her zaman imkân vardır. Yeter ki ifsada aracı olmak yerine ıslaha hizmet edin.
Kafanızı kuma gömmekten vazgeçin!
Romantizmle bu işler düzelmez!
Etrafınızdaki, küresel sistemin büyülediği/afyonladığı a/salaklardan kurtulun!
Öğretilmiş çaresizlerle hiç bir iş düzeltilemez!
Yük olan değil yük alanlardan(Vezir), göğsü geniş olanlardan (Sadr-ı azam) bir ekip/kadro kurun.
“ve emirde(işlerde) reylerini (görüşlerini) al, sonra da azmettin mi artık Allah’a mütevekkil ol, çünkü Allah mütevekkil olanları sever” (Âl-u İmran 20)
Hakkı üstün tutun, istikamet üzere olun, Allah’a dayanın, kınayıcının kınamasına aldırmayın.
Bu bir savaşsa bunu bir savaşı yönetir gibi yönetin.
Meselenin gerektirdiği ciddiyetten uzak şaklabanlarla bu süreç yürümez.
Deyin ki: “Ey bizleri yetiştiren rabbimiz üzerlerimize sabır dök(yağdır), ve ayaklarımıza sebat ver ve bizi kâfirler kavmine karşı muzaffer buyur.” Bakara 250
“Vel ‘akibetu lil muttakîn”
“ve o akıbet korunan müttakîlerindir” Kasas 83
Vesselâm.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…