Yaklaşık 5000 yıldır bilinen fındık, meyvesinden odununa kadar, birçok şekilde insanlığa büyük yararlar sağlamaktadır. Fındıktan elde edilen ürünler denince, fındık tanesinin yiyecek olarak kullanılması akla gelmektedir. Halbuki fındık yaprakları, fındık zurufları (çotanak), fındık kabukları da çeşitli yerlerde kullanılan ürünlerdir. Örneğin fındık yaprakları yaş iken ineklerin beslenmesinde, halk mutfağında, yaprak dolma yapımında kullanılır. Kuru fındık yapraklarına “gazel”, bazı yerlerde “hazel” denilir ve ahırlarda hayvanların altına serilir. Fındığın yaprağı ile meyve zurufları da gübre olarak da kullanılmaktadır.
Fındık ağaçları, dalları yakacak odun, kömürleri de mangal ya da soba kömürü oalrak kullanılır. Fındık kabuğu ülkemizde özellikle fındık üretilen bölgelerde çok değerli ve yüksek kalorili bir yakacak olarak kullanılmaktadır. Bundan aktif kömür ve sanayi kömürü olarak da yararlanılmaktadır. Ayrıca, fındık odunundan sepet, baston, sandalye, çit ve el aletleri yapımında da yararlanılır.
Yün halı ipliklerinin fındık yaprakları ile boyanmasından elde elden renklerin değerlendirildiği bir çalışmada, elde edilen değerler iyi ve orta düzeyde olduğundan fındık yapraklarının bitkisel boyacılıkta değerlendirilebilecek bitkilerden biri olduğu sonucuna varılmıştır.
Fındığın bazı türleri park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Corylus avellanaContorta ve Corylus avellana Purpurea bu amaçla kullanılmaktadır.
2.1. Fındığın Halk Hekimliğinde Kullanımı
Halk hekimliği, Antik Çağdan beri hastalıkların tedavisinde halkın kullandığı yöntemleri gösterdiği gibi, eski zamanların Hipokrat, Dioskorides ve İbn-i Sina gibi büyük hekim ve bilginlerinin kullandıkları tedavi yöntemlerini de içermektedir. Halk arasında “kocakarı ilaçları” olarak bilinen bitkisel ilaçlarla tedavi yapılır. Bu yöntemleri derleyip toplayan bazı eski hekimler, kendi deneyimlerini de ekleyerek tedavi kitapları meydana getirmişlerdir. Bu kitapların en tanınmışları, Dioskorides’ in Kitab-ı Hasayiş fi’t-Tıb adıyla çevrilen kitabı, İbn-i sina’ nın Al Kanun fi’t-Tıb adlı eserleridir.
İbni Sina Kanun adlı eserinde ; hayvan ısırmalarından hasıl olan yaralara lapa haline getirilmiş fındık ezmesinin iyi geldiğinden bahseder. Fındık ezmesi incir veya kuru üzümle dövülüp lapa halinde akrebin ısırdığı yere konulursa ağrıyı kestiği ve şifa temin ettiği ifade edilmektedir.
Lokman Hekim de fındık yemenin önemine işaret ederek “günde bir avuç fındık yiyende dert bulunmaz” demektedir. Ayrıca, Eklüttin emanün minelkulunç adlı eserinde “fındık, ceviz, badem ezmesi kuru incir ile karıştırılıp yenirse kansız insanlara deva olur” demektedir.
Zamanımızdan 1800 yıl önce yaşamış olan Yunanlı hekim Dioscorides “Otlar Kitabı” adlı eserinde fındığın faydalarından bahsetmiştir. Eserinde fındık yağının kalitesinin üstünlüğünden, özelliklerinden ve fındıktan yapılan lapanın şeker ve sütle karıştırılmasıyla elde edilen güzel, ferahlatıcı ve öksürüğü kesen bir içkiden söz etmektedir. Ayrıca fındık yaprağı ve kabuğunun saçıkıbrıs ve şap ile karıştırılmasıyla sarı boya elde edildiğini yazmıştır.
Fındık, böbrek ve mesane iltihaplarına karşı iyi gelir. İdrar yolunda taş bulunan hastalar için ağrı kesici özelliği taşımaktadır. Kalp çarpıntısını keser, bağırsakları kuvvetlendirir, böbrek yetersizliğine iyi gelir, idrar yanmasını önler. İktidarsızlıkta cinsel gücü artırır. Karaciğer hastalıklarında ve karaciğerin damarını açmak için faydalıdır. Kalın bağırsak ve rahim iltihaplarına karşı iyi gelir. Fındık kabuğu kaynatılır suyu içilirse nezle ve gribe iyi geldiği, öksürüğü kestiği, sıtma ve sara hastalıklarına karşı faydalı olduğu belirtilmektedir. Fındığın yaprakları suda kaynatılıp içilirse kanı temizleyici etkisi vardır. Fındık dallarının yakılmasıyla elde edilen hafif ve güzel kömür, toz edilip kahve kaşığı ile alınırsa, mide ve barsaklardaki gazları giderir. İshale karşı güzel ilaçtır.
2.2. Fındığın Modern Tıpta Kullanımı
Yüksek enerji ve zengin besin öğeleri içermesi nedeniyle, vücudun günlük gereksinimlerine önemli düzeyde katkısı olan fındık, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi çağımızın korkulu hastalıklarındaki koruyucu özelliklerinden dolayı da önemli bir gıdadır. Çeşitli araştırmacılar sonucunda her yaştaki insanların daha sağlıklı yaşam sürdürebilmeleri için her gün sert kabuklu meyveler, özellikle de fındık tüketmeleri önerilmektedir.
Son 50 yılda insan kanındaki lipidlerin çeşitli fraksiyonları belirlenmiş ve bunların bir kısmının yüksek olması durumunda atardamarlarda kolesterin birikmesi ile damar daralmaları ve tıkanmaları meydana geldiği görülmüştür. Özellikle kalbin koroner damarları ile beyin atardamarları ve böbrek atardamarlarında meydana gelen darlık ve tıkanmalar ağır hastalık tablolarının ortaya çıkmasına hatta kişinin ölümüne neden olmaktadır. Özellikle katı yağdan zengin beslenme, adı geçen rahatsızlıkları arttırmaktadır. Son yıllarda insan kanındaki kolesterolün HDL yani “yüksek dansiteli lipoprotein” denilen fraksiyonunun diğer lipit fraksiyonlarının aksine insan atardamarlarını sağlıklı tuttuğu anlaşılmıştır. Bu nedenle HDL fraksiyonunu yükseltmek için katı yağ kullanımı sınırlandırılmış ve sıvı yağların kullanımı önerilmiştir. Fındık yağı, HDL fraksiyonunu yükselten bir yağ olarak bu alanda kullanılacak yağların başında gelmektedir.
ABD’ de fındık, fıstık türü kuruyemişin sağlık açısından önemli olan doymamış yağ, magnezyum ve E vitamini içerdiği dikkate alınarak kalp hastalıkları konusunda, 1982 yılında başlatılan araştırmada, 21 bin erkek doktor denek olarak kullanılmıştır. Yıllarca süren araştırma sonucunda, fındık fıstık türü kuruyemişin aniden meydana gelen ve genellikle ölüme yol açan kalp krizi riskini % 47 oranında azalttığı, ayrıca koroner kalp hastalıkları sonucu ölüm riskini de % 30 oranında düşürdüğünü tespit etmişlerdir. Fındık kalp sağlığında koruyucu madde olan apoprotein A-1′ i % 28 oranında artırırken, riskli apoprotein B’ yi de % 7.5 oranında azaltmaktadır.
Fındık yağı incelendiğinde P/S oranının 1.8-2.8 arasında değiştiği ve diğer yağ çeşitlerine nazaran en uygun orana sahip olduğu görülmektedir. Bunun yanında alfa tokoferoller ile zenginleştirilmiş gıdaların birçok kanser tipini önlediği, sigara dumanının zehirli etkisine karşı koruduğu ve kan lipitlerinin oksidasyonunu önlediği vurgulanmaktadır.
Diyet lifi (posa) diye adlandırılan selülozik bileşikler ve pektinler fındıkta % 1-3 oranında bulunur. Her ne kadar fındığın tadına ve rengine olumsuz etki yapsa da insan beslenmesi açısından büyük öneme sahiptir. Bu bileşikler barsakta kimyasal bileşiklerin toksik etkilerini, kalın barsak hastalıklarını, kabızlığı ve kalp rahatsızlıklarını önler, serum lipit düzeyi ve kan şekerini düşürür.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
KAYNAKLAR
Duman, M., 2008. Fındık Kitabı, 180 s.
Ölmez, F.N., 2005. Yün Halı İpliklerinin Fındık (Corylus avellana L.) Yaprakları ile Boyanmasından Elde Edilen Renkler ve Bazı Haslık Değerleri. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi, 15(1), 77-84.
Özdemir, M., 2005. Fındık ve Yetiştiriciliği. 119 s.
Ünal, A., 2007. Modern Fındık Tarımı. 231 s.
Hazırlayan: Gıda Yük Müh. Hesna Esin SAVRAN