Gartner Bilgi Teknolojileri Araştırma ve Danışmanlık Şirketinin raporuna göre, 2016 yılında satılan akıllı cep telefonu sayısı arttı.
2015 yılında 1 milyar 423 milyon 900 bin akıllı cep telefonu satışı yapılmıştı.
2016’DA 1,5 MİLYAR AKILLI TELEFON SATILDI
Rapora göre, 2016 yılı satışlarında, Samsung yüzde 20.5’lik pazar payı ve 306 milyon 446 bin 600’lük satışla birinci, Apple yüzde 14.4’lük pazar payı ve 216 milyon 64 binlik satışla ikinci ve Huawei ise yüzde 8.9’luk pazar payı ve 132 milyon 824 bin 900’lük satışla üçüncü oldu.
TELEFONA 25 DOLAR ÖDEDİK
Türkiye’de 73,2 milyon cep telefonu abonesi bulunuyor. Bunların 41,5 milyonu ise akıllı telefon kullanıyor. 2000 yılından beri ithal ettiğimiz cep telefonlarına ise yaklaşık 25 milyar dolar ödedik.
GÂVUR MALI TÜKETİMİ
2016’da dünyada 1,5 milyar akıllı cep telefonu satılmış. Türkiye’de 73,2 milyon cep telefonu abonesi bulunuyor. Bunların 41,5 milyonu ise akıllı telefon kullanıyor. 2000 yılından beri ithal ettiğimiz cep telefonlarına yaklaşık 25 milyar Amerikan doları ödedik.
Koreli birinin Samsung, Çinli birinin Huawei, Amerikalı birininse Apple marka cep telefonu kullanmalarına diyecek bir şey yok. Yabancı ülkelerin -ki bu ülkelerin bir kısmının Türkiye toprakları hakkında besledikleri emeller varken- telefonlarını fütursuzca satın almak, her mevsim telefon değiştirmek ne zamandır milli bir duygu halini aldı!
Birleşik Krallık’la kıyaslanamayacak gelir düzeyimize rağmen cep telefonu harcamalarımız onların birkaç katı seviyesinde. Bu tür tüketim batıda dahi görgüsüzlük olarak kabul edilirken ne zamandan beridir görgümüzün bir parçası haline geldi! Telefonla fotoğraf çekip paylaşmada geride bıraktığımız ülkeler şunlar: Brezilya, Çin, Rusya, İngiltere, Almanya. Tüm bunlarOrtak Pazar (AB)’a girme tartışmalarındaki “onlar ortak, biz pazar” sözünün yerini bulduğunu göstermiyor mu?
Ecdâdımız yabancı malları “gâvur malı” şeklinde niteleyerek küçümser ve kullananını yadırgardı. İngiltere Kraliçesi Victoria’nın Beyoğlu’nda inşa edilen Anglikan Kilisesi’nin açılışı şerefine Sultan Abdülaziz’e hediye ettiği otomobili halk “gâvur icadı” olarak isimlendirmiş ve İstanbul sokaklarında dolaşmasına tahammül edememişti. Milletin galeyana gelmesi sonucu Şeyhülislam’dan fetva istenmiş nihayetinde o da bu baskıya dayanamayıp kullanılmamasına fetva vermişti. Otomobil de Sarayburnu’ndan denize atılmıştı. Şimdiki millet (!) ise gelir düzeyi ne olursa olsun velev ki asgari ücret dahi alsa başkalarıyla gâvur malı telefon yarışına girmekte adeta. Çoluğunun çocuğunun rızkından kestiği parayı millî varlığımıza göz diken gâvurlara vermeyi zillet görmeyenler haline geldik maalesef. Milyonlarca adet aynı standartta üretilen bir ürünü satın almakla başkalarından farklılaşacağını zannetmek, insan izzetiyle bağdaşacak bir düşünce değildir. Millî duygularını yitirmemiş biri, yabancı bir malı ancak zillet duyarak kullanabilir.
Yerli olmayan bir ürün ancak lüzûmu halinde ve miktar-ı kâfi bir kalitede alınabilir ve çalışamaz duruma gelene kadar millî servet bilinciyle titizlikle kullanılmalıdır. Ürünün yerli muâdili yabancısına her dâim tercih edilmelidir. Yabancı malların “kaliteli” olduğu yalanlarına kendisini inandırıp da aldığı yabancı bir malı kullanım süresinin sonuna kadar kullanmayan ve modası geçtiğinde yeni moda olanını alanların, Türk mallarını eleştirme haklarının olup olmadığını ise takdirlerinize bırakıyoruz. Bunlardan öte dinimizde bilumum gereksiz tüketim (israf) haram kılınmıştır (Arâf sûresi, 31. âyet).
Trump dahi Amerikalıların Amerikan malı kullanması gerektiğini söylüyorsa, bizler ne zaman Türk malı kullanmaya ve çocuklarımıza bu fikri aşılamaya başlayacağız? Okullarımızda 12-18 Aralık’ta kutladığımız ve “Yerli Malı Haftası” olarak bilinen “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” sadece kutlandığı hafta uygulanan bir bilinç midir? Yoksa tüm hayatımıza yaymamız gereken millî bir yaşam şekli midir? Bu haftanın adına bakıldığında gelecek nesillere kazandırılmak istenenin sadece yerli malı kullanma bilinci olmadığı, aynı zamanda tutumlu olma ve millî yatırım yapma bilincinin de kazandırılmak istendiği anlaşılmaktadır.
Bugün kullandığımız arabalar, bilgisayarlar ve akıllı telefonların kaçı ve kaçının kaçta kaçı millidir? Araba çılgınlığı da bir başka görgüsüzlük olarak karşımıza çıkmaktadır. Batıda bile bu derece son model arabaları göremezken kendi ülke malımız olmayan bu ithal arabaları her sene yeni modeliyle yenilemek, bu topraklar üzerinde küffara karşı mücadele edip bir karışını düşmana vermektense canını vermeyi tercih eden ecdadın torunlarına yakışmamaktadır. Her sene artan sayıda yollara çıkan ithal araçlar yine tamamına yakınını ithal ettiğimiz akaryakıt tüketimini de artırmaktadır. 2016 yılındaki akaryakıt tüketimi bir önceki seneye nispetle yüzde 5,67 artarak, 2 milyon 965 bin 754 metreküpe ulaşmış.
Düşman beşinci koldan ekonomik yaptırımlarla bizleri çevrelemişken sıcak savaşın yaşanmaması ne kadar önemlidir! Yabancılara ödediğimiz tüm paralar bizleri köşeye sıkıştırmak için kullanılan ekonomik silahlar haline gelmekte günümüzde. Eğer bizler gâvur malı kullanmayı zillet olarak kabul etseydik ecdadımız gibi, belki kendi millî ürünlerimizi çoktan üretecek ve izzetle kullanıp pazarlayacaktık. Geçtiğimiz günlerde Temsa ve Aselsan’ın birlikte ürettiği ve sekiz dakikada tam şarj olabilen yüzde yüz millî otobüsümüz göğsümüzü kabarttı. Yollarımızda senelerdir dolaşan Alman malı otobüslerinin zilletini yakın vadede üzerimizden atacak olmanın verdiği gurur, her vatan evladının hissiyatını kabartan bir olaydır. Katkısı bulunan herkese milletimiz adına teşekkür ediyoruz.
Millî kalkınma hamlelerinin başlatıldığı şu günlerde, bu toprakları kanlarıyla sulamış ecdadımızın vefâkar torunları olarak fert bazında üzerimize düşen görevin yerli malı kullanmak yabancı mallardan uzak durmak olduğunu bir kez daha hatırlayalım. İnşallah gelecek günler, yüzde yüz milli üretim olan ürünlerimizi gururla kullanıp ihraç etmeye ve kaybolmaya yüz tutmuş millî benliğimizi tekrar kazanarak şahlanacağımız başarılara gebedir.
Adil KALENDER
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi