7 Ekim 2023 mücadelesinin başladığı günlerde Türkiye’de sivri akıllı olduklarını zannettikleri kimseler oturdukları sırma köşkerinden zenginlik ve debdebe içinde yaşadıkları korunaklı sitelerdeki villalarından gereksiz gereksiz konuşmalar ve açıklamalarla sosyal medyada yalan yanlış yorumlar yaptılar. Birileri de bu konuda gazete köşelerinde yazılar yazdı. Siyasilerin ırkçı kesimi Hamas aleyhinde açıklamalar yapıp demeçler verdiler. Bu kesimler son derece deli saçması gibi laflarla Hamas’ı ve bütün Filistinlileri akılsızlık ve tedbirsizlikle itham ettiler. Hatta bazı siyasetçiler: “Bunlar aptal mı ya! Soba boruları ile koskoca ve güçlü bir orduya sahip olan İsrail (!) gibi güçlü bir devlete nasıl karşı çıkarlar”. Gibi akılsızca ve insaftan uzak laflar etti. Başta Hamas ve İslamî cihad olmak üzere bütün Filistinliler “bu zindan hayatında yaşamaktansa ölmeyi tercih ederiz. Biz inanıyoruz ki bu uğurda can vermek şehadettir. Şehidler ise ebedi bir mutlulukla cennette yaşayacaktır,”. Dediler ve bu anlayış ve inançla savaş meydanına çıktılar.
7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bu yana aylar geçti. 2023 yılının son çeyreği ile 2024 yılının ilk ayları bütün dünyanın öncelikli gündemi Gazze savaşı ve onurlu direnişi oldu. Gazze halkının ve savaşı gerçekleştiren mücahidlerin Allah’a olan bağlılıkları, tevekkülleri ve sabırları özelde İzzeddin el-Kassam’ın manevi şahsiyetine ve el-Kassam tugaylarının sözcüsü Ebu Übeyde’ye ve genel olarak İslam’a ve İslam’ın emirlerine dikkat çekildi. Ve insanlık bunlara karşı ilgi duymaya başladı. Bu insanlar neden bu kadar mütevekkil, sabırlı, onurlu duruyor? Evladı öldürülen bir anne feryat etmeyip Allah’a olan güvenini ve tevekkülünü gösteren bir tavır sergiliyor. Beşincei oğlumu kardeşlerinin yanına cennete gönderiyorum diyen bir anneye üzülmüyor musunuz? Diye bir televizyon muhabirine Allah’a güveniyor ve ondan sabır vermesini diliyoruz. Çevremizde evladı şehid olan anneler olarak birbirimize kenetlenip birbirimizi teselli ediyor ve sabır tavsiye ediyoruz”. Demişti.
Ama bu ilgiden rahatsız olan bir başka kesim vardır ki bunlar insanlığın dertlerine, dünya yönetimlerinin adaletsizliğine, sömürüye karşı nasıl bir duruş sergileyeceklerine karar veremeyen, mazlum ve mağdur insanların haklarına nasıl sahip çıkılması gerektiğine dair çözüm getiremeyen seküler anlayış sahipleri ve beşerî düzenlerle insanları oyalamaktan başka bir çözüm üretemeyenlerdir. Bu kesimler gelişmelerden ve Hamas ile el-Kassam tugaylarının başarısından rahatsız oldular. Bizler de bu gibi kimselerin Gazze halkının duruşlarından etkilenerek İslam’ı merak edip İslam’ı seçmelerini hayranlıkla izleyip duruyoruz. İslam’ı kendilerine din olarak seçenlerin bu onurlu tavırlarından rahatsız olan seküler ve maddeperest kimselerin bu tavırlarının biricik sebebinin İslam’a olan düşmanlıkları olduğunu da çok iyi biliyoruz.
Açıkça bilinen bir husus daha vardır ki İslam’a karşı olan bu küfür ve inkârcı cephe her zaman tek millet olduğunu göstermiş olmasıdır. Zaten bütün seküler kesimler ve hatta bütün beşerî düzenlerden yana olanlar ve cümle Batı dünyası ile Türkiye’de de onlar gibi düşünenler, Filistin halkının Siyonist işgale karşı yıllardır süren onurlu mücadelesinden rahatsız oluyorlar. Bu laik zihniyetli kimseler genelde İslam’a ve özelde de İslami hareketlerin tümüne ve Gazze savaşının sürdüğü bugünlerde de Hamas’a karşı İslam düşmanlarının ve Siyonist devletin yaltakçıları ile Amerikan-İngiliz uşaklarının yanında yer almış ve bu gibi hain kesimleri desteklemekten yana olmuşlardır.
Savaşın en zor günlerinde kara harekâtında başarısız olan Siyonist devlet yetkilileri haince saldırılara girişip havadan bombalar yağdırarak su-i kastlar yapmaya başladılar. Bunların Müslümanlara en acı geleni Direniş hareketinin Beyrut temsilcisi yiğit ve mümin şahsiyet Salih el-Aruri’nin bir suikast sonucu şehid edildiği olay oldu. Batı yanlısı ve İslam düşmanı kesimlerin yayın organları bu kanlı olayı ve hain su-i kastı bu sekülarist kuruluşlar da İslami kimliği koruyan mümin insanlara karşı hep gayr-i ahlaki bir anlayışla yalan haberler uydurmuşlardır.
Gazze direnişi ile Müslüman toplumda ve cemaatlerde sabrı ve tevekkülü bir ilke olarak benimsemiş olan bir erdemliliğe şahid olundu. Müslümanlara karşı kin ve nefretle hareket eden bu laik zihniyetli İslam düşmanı kesimlere karşı ise hep ahlaklı olmayı tercih etmiş ve erdemli bir tavır takınmış Müslümanlar bu duruşlarını bütün İslam dünyasında her zaman sergilemişlerdir sergilemeye devam edeceklerdir.
Buna rağmen dünyada vicdanlı kimseler Siyonist işgalci kuvvetlerin yaptığı katliamları gördü ve bu zulmü lanetledi. Bizdeki Kemalist ve laiklerle kendilerini cemaat diye tanıtanlardan bir kesim bu zulmü anlayamadı. Siyonist devletin yanında durdu. Dünyanın birçok ülkesinde insanlar yürüyüş ve protestolarla bu işgali ve katliamı reddedip kınayarak lanetlediler. İngiliz avukatlardan bir grup ‘Özgür Filistin’ eylemini Brighton’daki alışveriş merkezinin ortasında protesto düzenledi. Bu insaf ve vicdan sahibi göstericiler, binaların balkonlarına çıkarak Filistin bayrakları ve pankartlar astılar. Balkondan bildiriler yağdıran göstericiler, “Ateşkes hemen şimdi” sloganları attılar. Bu slogan her yerde yankılandı. ABD başkanı Biden ülkesindeki seçimlerin yaklaşması üzerine bir yerde konuşma yaparken orada bulunan bir grup genç vicdanlarının sesine kulak vererek Biden’a seslenip “Ateşkes hemen şimdi” sloganını uzun müddet sürdürdükleri için Biden konuşmasını kesmek zorunda kaldı.
Aynı şekilde Hollanda’da Artist Action Brighton, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) görülmekte olan İsrail’e karşı soykırım davasına dikkat çekti. Basında yer alan haberlere göre, Artist Action Brighton organizatörü Tanushka Marah şunları söyledi: “Sanatçılar olarak ve her şeyden önce insan olarak, her gün yüzlerce masum insan katledilirken hiçbir şey yapmadan duramayız. Bugün burada, Gazze’de ve işgal altındaki Batı Şeria’da hayal bile edilemeyecek boyutlarda işlenen insanlık suçlarını alışveriş yapanların ve yoldan geçenlerin gözleri önüne sermek için bulunuyoruz.
Uluslararası Adalet Divanı nezdinde açılan davayı destekliyoruz. Ve tüm siyasi temsilcilerimizi İsrail hükümetini ölümleri derhal durdurmaya çağırmaya davet ediyoruz.” ‘Gazze, Ölümün ve Umutsuzluğun Merkezi’ Artist Action Brighton’ın birkaç üyesi Uluslararası Mahkeme yargıçları gibi giyinerek, mahkemede tanıklık yaptıklarını ima ettiler. UAD/ Uluslararası Adalet Divanı hukuk ekiplerinin açıklamalarını yayınladılar:. “Bir insanlık krizi, yaşayan bir cehennem, bir kan gölü, son derece derinleşen ve emsali olmayan bir dehşet tablosu.” “Bütün bir halk kuşatılmış olup acımasız bir saldırı altındadır.” “Gazze bir ölüm ve umutsuzluk şehri haline geldi.” 35 Bin Filistinli hayatını kaybetti. Enkaz altında kaç bin kişinin olduğu tahmin bile edilemiyor. İşgal ordusunun Gazze’ye karşı savaş başlatmasından bu yana Filistin destekçilerinin gerçekleştirdiği protesto gösterileri Brighton ve Londra’da düzenli olarak uzun müddet cumartesi günleri devam etti.
Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı harekette 1500 kişinin öldüğü ve ilk günlerde ve daha sonra savaş sırasında yaklaşık 600 kişi rehin alınmıştı. Savaş devam ettiği için bu rakamların değişmiş olması mümkündür. Hamas yönetimindeki Gazze sağlık yetkilileri İsrail’in saldırıları sonucunda 15 Ocak 2024 gününe kadar çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 29.000 (yirmi dokuz bin) Filistinlinin hayatını kaybettiğini şehid olduklarını, kaç bin kişinin de enkaz altında kaybolduğunu açıkladı. Yakın tarihin en yıkıcı askeri operasyonlarından biri olan Siyonist ordusunun bu saldırılarında, bölgenin büyük bölümü yerle bir edildi ve 2,5 milyonluk nüfusun yüzde 80’inden fazlasını yerinden etti. Evlerini yıktı. Hastahaneleri, cami ve kiliseleri, okulları, hatta Birleşmiş Milletler Teşkilatının burada yaptığı sığınak ve barınma mekanlarını yerle bir etti. Yıkık bir şehir ile karşı karşıya kaldık. Birleşmiş Milletler yetkilileri, Gazze’ye az miktarda yardım girmesine izin veren işgal ordusu ablukasının açlığa ve salgın hastalıklarına yol açtığını ifade ettiler. (yazımız devam edecek).
AHMET AĞIRAKÇA
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZAARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
View Comments