islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,2921
EURO
37,0006
ALTIN
3.014,48
BIST
8.738,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Parçalı Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Gazze’de Zulüm ve Algı Oyunu: Kendi Toprağında Mülteci Olmak!

Gazze’de Zulüm ve Algı Oyunu: Kendi Toprağında Mülteci Olmak!
27 Eylül 2024 09:27
A+
A-

Gazze’de Zulüm ve Algı Oyunu: Kendi Toprağında Mülteci Olmak!

İsrail denilen terör örgütü, yaklaşık bir senedir saldırıyor Gazze’ye ve katliam yapıyor…

45 Bin insan katledildi, 100 bin insan ise sakat kaldı…

Daha önce de defalarca yazdığımız ve söylediğimiz gibi, bunun adı savaş falan değildir…

Bunun adı, caniliktir, zulümdür, soykırımdır, vahşettir… Ama asla savaş değildir…

Savaş cephede olur… Göğüs göğse, mertçe… Ve de erkekçe…

Kendini, ilerici, modern, çağdaş, insan hak ve hürriyetleri konusunda hassas ilan edenlere ve içimizde ki yardakçılarına, Peygamberimizin (sav) Mute Savaşına gönderdiği İslam ordusuna verdiği emirleri tekrar hatırlayalım.

1-Kadın, çocuk, erkek, sivillere saldırılmayacak.

2-Hangi dinden olursa olsun din adamlarına ve mabetlere dokunulmayacak.

3-Tabiat ve çevreye zarar verilmeyecek…

Bunları söyleyen ve hayatı boyunca uygulayan İslam peygamberi gerici, 21. Yüzyılda İsrail katliamlarına onay veren ABD, İngiltere, Fransa ve aveneleri medeni ve ilerici öyle mi?

Tüküreyim sizin Medeniyetinize ve insan hakları anlayışınıza!

**

Gazze’de yaklaşık 1.3 Milyon insan yerinden edildi… Kimisi derme çatma çadırlarda, kimisi yıkılmış evinin bir köşesinde hayatta kalma mücadelesi veriyor…

Hain ve şeref yoksunu İsrail, bu çadırlarda yarı aç yarı tok yaşayan Filistinlileri de bombalıyor…

Hemen akabinde ise bu, İnternet ve Tv kanalları vasıtasıyla dünyaya duyurulmaya çalışılıyor…

“Mültecilerin kaldığı çadırlar İsrail tarafından bombalandı”

Allah aşkına, bu nasıl bir algı oluşturmaktır ya hu?

Filistinliler kendi topraklarında neden mülteci olarak lanse ediliyor ki?

Algı… Algı… Algı…

Yıllarca bize, nasıl Filistin’den verilen haberlerde, “Filistin sorunu İsrail barış görüşmeleri” cümlesiyle algı oluşturulduysa, “Mülteci kampları” algısıyla bu devem ettiriliyor…

Kendi öz yurdunda  mülteci olmak?

Düşünüldüğünde saçma salak bir cümle…

Ama bu zoka, tüm dünyaya ve bize bir şekilde yutturuluyor…

**

Televizyon ekranlarında savaş yorumu yapanlar!

Artık sizi dinlemiyorum bilesiniz…

Ne söylediyseniz tersi çıkıyor vesselam…

Siyonizm’in “Vaad edilmiş topraklar” planından ve dini literatür kullanılmadan seküler kafayla yapılan bütün yorumların, benim için hiçbir kıymeti harbiyesi yok…

Siz hala anlamadınız mı ki İsrail’in yürüttüğü savaş, bir din savaşıdır!

Ve hatta, Siyonizm ve haçlı zihniyetinin Hilal’e açtığı savaştır…

“Musa’dan sonraki dönemde yaşayan İsrailoğulları’nın ileri gelenlerinin korkaklıklarına, nefse tapınmalarına ve disiplinsizliklerine bir baksana:

Milattan Önce 1000 yıllarında Amalikalılar İsrailoğulları’na saldırmış ve Filistin’in büyük bölümünü ele geçirmişlerdi. Hani onlar, Samuel adındaki Peygamberlerine peygamberliği öğretircesine, “Bize diğer milletlerde olduğu gibi bir hükümdar tayin et de, onun önderliği altında Allah yolunda savaşalım.” demişlerdi. Oysa böyle cüretkâr bir tavırla Peygamber’e talimat vermeleri değil; onun emir ve talimatlara uymaları gerekiyordu. Zira savaşmaları gerekseydi Peygamber onlara bunu zaten emredecekti.

İsrailoğulları’nın daha önceki dönekliklerini gayet iyi bilen ve onların bu savaşma taleplerinin altında da Allah rızasından başka niyetlerin yattığını sezinleyen Peygamberleri, “Ya size savaş emredilir de savaşmazsanız?” dedi. Buna karşılık onlar:

“Bizler düşman tarafından yurtlarımızdan çıkarılmış, çoluk çocuğumuzdan ayrı bırakılmışken ne diye Allah yolunda savaşmayalım ki?” dediler. Bunu söylerken, aslında Allah’ın adının yücelmesi ve dininin yeryüzüne egemen olması için değil; topraklarını, ailelerini, menfaatlerini korumak ve düşmandan intikam almak için savaşmak istediklerini itiraf ediyorlardı. Allah da onları imtihan etmek ve bu küstahça tavırlarından dolayı cezalandırmak üzere, Peygamberine onların isteğini kabul etmesini vahyetti.

Fakat onlara savaş emredilince, içlerinden pek azı hariç, Allah’ın emrinden yüz çevirdiler. Fakat Allah, zalimleri çok iyi bilmektedir ve hak ettikleri cezayı onlara mutlaka verecektir.Demek ki, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için değil de kişisel çıkarları korumak veya düşmandan intikam almak amacıyla yola çıkanlar, sıkıntılarla yüz yüze gelir gelmez mücadeleyi terk edeceklerdir.” (Bakara 246)

ŞABAN DOĞAN

MİRATHABER.COM

MİRATYOUTUBE

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.