Yeni Şafak Yazarı Ayşe Böhürler’in kaleme aldığı “Gelecek ve siyaset” yazısını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz…
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 20.Kongresi’ne sunulan rapor ve kongrenin şifreleri dünya kamuoyunda yorumlanıyor. Mesela, “güvenlik” kelimesinin bir önceki kongrede 56 kez geçerken şimdiki kongreye sunulan raporda 90 defa geçmesi “yaklaşan fırtına“ şeklinde yorumlanıyor.
10 yıl ÇKP’nin başkanlığını yapan ve Cinping’in yanında Başkan Yardımcısı olduğu, 79 yaşındaki Hu Jintao’nun kongre salonundan çıkarılması ise bir başka tartışma konusu. Eski liderin yaşlılığa bağlı sorunlar nedeniyle mi yoksa Tayvan meselesindeki liberal duruşu nedeniyle mi salondan çıkarıldığı bilinmiyor. Eski lider Hu’nun salondan zorla çıkarılışını siyasetin psikolojik dizaynı açısından bakıldığında olan bitenin “liberal düzeninin sahnelenmiş ve sembolik bir reddi olduğu” yorumunu da dikkate almak gerekiyor.
Şİ CİNPİNG: KÜÇÜK PRENS, SÜRGÜN, BAŞKAN
Çin’in en fazla 10 yıl olan liderlik kuralını değiştirip ömür boyu lider olan Şi Cinping 1953 Pekin doğumlu. Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) ilk nesil kadroları içinde yer alan bir aileye mensup. Babasının önemli bir devrim lideri olması nedeniyle Şi, Çin’de ilk kuşak devrimcilerin çocukları için kullanılan “küçük prens” lakabıyla anılıyor. Ancak prenslik Şi’ye mutluluk ve imkanlar sağlamadı. Babası, 1960’ların başında gözden düştü. Mao’nun “Kültür Devrimi” sırasında ailesi aşağılanmalara maruz kaldı. Hatta Şi’nin üvey ablası intihar etti. Şi ilk gençlik yıllarını bir köyde mağarada yaşayarak ve çalışarak geçirdi. ÇKP’ye üye olmak için yaptığı başvurular on kez reddedildi, on birincisinde kabul edildi ve köy sekreteri olarak partide ilk kez görev aldı. Şi, 22 yaşında üniversiteye girdi. Kimya mühendisliği okudu. Mao’nun 1976’da ölümünün ardından Pekin’de ailesi ile yeniden bir araya geldi. 2012’de ÇKP Genel Sekreteri ve 2013’te Devlet Başkanı oldu. Şi “her yönüyle ortalama refaha sahip toplum yaratma” hedefini ortaya koydu. 2020’de bu hedefe ulaşıldığını, 100 milyon nüfusun yoksulluktan çıkarıldığını, mutlak yoksulluğun sona erdirildiğini duyurdu. Şi’nin gelecek hedefi; “modern sosyalist toplumu yaratmak.”
ÇİN VE DÜNYA HEGEMONYASI
Kuşak-Yol projesiyle 2049’a kadar dünya hegemonu olmaya aday bir Çin Amerika’yı korkutuyor. Pentagon’un 2022 Mart ayında yayınlanan “2022 yılı Ulusal Savunma Strateji Belgesinin Özeti”nde “Hint-Pasifik’te Çin ile mücadeleye ve ardından Avrupa’da Rusya ile mücadeleye öncelik verileceği” belirtiliyordu. 2022 Mayıs ayında ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in George Washington Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada ise “Çin, hem uluslararası düzeni yeniden şekillendirme niyetine hem de bunu yapacak ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik güce sahip tek ülke” olarak tanımlanmıştı. Blinken Çin ile rekabetin 21. yüzyılın en önemli jeopolitik testi olduğunu ilan etmişti.
Türkiye’de bu konuyu çalışan, Çince bilip Çin kaynaklarından gelişmeleri takip eden akademisyen sayısı çok az. Prof. Konuralp Ercilasun bunlardan birisi. 1996’dan beri bu konuyu çalışan İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Ragıp Kutay Karaca da bu konuda bir elin parmağını geçmeyecek kişilerin başında geliyor. Tarih Tv’de Deniz Ülke Arıboğan hoca ile birlikte Kutay hocayı dinledik. Doğrusu Türkiye’nin geleceğine yön vermek istiyorsak bu konuları daha çok çalışan kişilere ihtiyaç var. Çin dünya hegemonu olmayı ayan beyan hedefe koyarak geliyor…
21. YÜZYILDA SİYASETİN YENİ PARADİGMALARI
21. yüzyıl pek çok değişime gebe. Bu dönemi Prof. Dr. Kutay Karaca 1. ve 2. Dünya Savaşı arasında savaşın kıvılcımlarının her yandan görüldüğü döneme benzetiyor. Dünya küresel olarak, finanstan teknolojiye, bölgeselden küresele, devletten topluma yeni bir yap-bozun eşiğinde. Uydu işletmecisi Elon Musk Pentagon’a kafa tutuyor, Pentagon da cevap veriyor. Kim güçlü, devletler mi şirketler mi sorusu yineleniyor. Böyle bir dönemde AK Parti yeni yüzyılı kriz ve riskleriyle göğüsleyecek bir vizyon belgesi ortaya koyuyor. Amaç bu süreçte Türkiye’yi hem bölgesel hem de küresel olarak güçlendirmek, zayıf noktalarını takviye etmek, gelecek nesiller için sağlam bir gelecek inşa edebilmek. Özetle belirsizliğin hakim olduğu kırılgan bir yüzyılda dosdoğru ayakta kalabilmek.
AK Parti 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelmişti. Aradan geçen 20 yıl içinde dünya konjonktürü bölgesel ve küresel şartlar çok değişti. Türkiye de çok değişti. Cumhurbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla düzenlenen, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un başkanlığını yapacağı politika forumunda siyasetin değişen paradigmaları masaya yatırılacak. 4-5 Kasım’da yapılacak “21. Yüzyılda Siyasette Yeni Açılımlar Forumu”nda, felsefeden etiğe, dijitalleşmeden soğuk savaşa, ekonomiden dine pek çok başlık var. Amerika’dan Rusya’ya, Katar’dan İngiltere’ye, Ukrayna’dan Gürcistan’a, Sırbistan’a pek çok akademisyen 21. yüzyılın dünyasını ele alacak. Dünyanın geleceğini bekleyen krizler, riskler ve siyasetin bunlara ilişkin olması gereken cevapları konuşulacak.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ayse-bohurler/gelecek-ve-siyaset-2064416
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…