Müslüman olarak yaşamak ve can vermek ve de İslâm Dini’ni yüceltmek için, örnek almamız gereken, genç muvahhid genç muhacir, genç öğretmen, genç mücahid ve genç şehid vasıflarını taşıyan genç sahâbî Mus’ab b. Umer’in hayatını geçen haftaki hutbemizde sunmuştuk.
a – Mukaddes vazifemiz Mus’ab b. Umeyr gibi Allah’ın Bir’liğine inanan gerçek birer bir muvahhid olmaktır.
Bizler, « Hayat Nizâmı’mız Kur’ân, Önderimiz Hz. Muhammed’dir.» inancıyla yaşayacak, hayatımızın her ânıve safhasında İslâm Dini’nin emirlerine aşkla bağlanacak, yasaklarından şiddetle sakınacağız. Böylece sözlerimiz davranışlarımız ve işlerimizle Tevhid Nizâmı’nın yasalarını tasdik edecek disiplinli bir İslâm gençliği olacağız.
b – İnandığımız ve Cahiliyet düzenleri ile çatışarak yaşama mücadelemizi sürdüreceğimiz İslâm Dini’ni tebliğ ve talim etmek de vazifemiz olacaktır.
Her mü’min ve özellikle her ihlâslı genç Mus’ab b. Umeyr gibi bir öğretmen olmakla mükellef olduğunu bilecek, bulunduğu köye, şehire, okula, fabrikaya, iş yerine Hz. Peygamber tarafından İslâm Dini’ni tebliğ edip, öğretmek için seçilip tayin edilmiş bir öğretmen olduğuna inanacaktır.
İslâm’ın yurdumuzdaki istikbali ve iktidarı, öğretmenlik görevinizin ifasına bağlıdır. Bunun içindir ki, hangi alanda ihtisas yaparsa yapsın bütün mü’minler ve hususiyle muvahhid gençler Allah’ın Kitabı’nı ve Hz. Peygamber’in Sünneti’ni sunabilecek ve öğretebilecek ölçüde iyice öğrenecek ve rûhuna sindirecektir.
Bizler Mus’ab b. Umeyr gibi yalnız Allah’ın rızasını gözeten bilgili, gayretli birer öğretmen olduğumuz gün tebligatımızla kalpler İslâm Dini’ne ısınacak, bu Yüce Nizâm deruni bir aşkla sevilecektir.
İslâm’a şuurla inananlar, bu mübarek nizâmı yürekten ihlâsla yaşayanlar, Medineli Ensar gibi, Hz. Peygamber’i, asrımızın Medine’si olan Anadolu’muza davet edecekler ve Yüce Peygamberimiz, insanlarımızı yönetmek üzere yurdumuza hicret edecektir. Belki de gerçeği arayan insanlığın kurtuluşuna medar olacak bu yeni hicret-inşallah- bizlerin, öğretmen Mus’ab b. Umeyr’lerin zaferi olacaktır.
Muhterem Mü’minler! Sevgili gençler!
c – Yaşayacağımız ve çevremize sunmaya çalışacağımız İslâm Dini uğrunda muhacir olmak aşkını da taşıyacak, gerektiğinde Mus’ab b. Umeyr gibi hicrete hazır olacağız. İnancımızı yaşayarak cemiyetimizin
insanlarını İlâhi Vahy’in nuru ile aydınlattıkça; maddî ve manevî gelişimimizi sağlayacak İslâm’î hayatın
müjdeleyici örneklerini güvenilir gençler olarak sundukça siyasî ve ekonomik iktidarları, ahlâksızca yaşantıları için bizi tehlikeli görecek güçler, bizleri çağ dışıcılıkla suçlayacaklardır. Gelişmemizi durdurmak isteyecekler, ezmek için çırpınacaklardır.
Muhacir Peygamberimizin ifadesiyle «Gerçek muhacir, Allah’ın yasakladığı haramlardan kaçınan Hakinsanı» olduğundan rûh hicretini her an yaşayan ve hazzını duyan gençler olarak maddî hicrete de hazır olacağız.
Bizim hicretimiz şehitler ocağı mübarek topraklarımızın sınırları içinde okuldan okula, daireden daireye, işten işe, ilden ile bölgeden bölgeye, bazen da yuvalarımızdan maddî hürriyeti zincirleyen velîler ve bilginler uğrağı Yusûfî mekânlara olacaktır.
Ama hicret menzili ebedî mutluluklar yurdu Cennet olduktan sonra ne gam!
Mü’minler!
İslâm Dini’ni yaşamak ve yaymak için yapmak ve sürdürmek zorunda kalacağımız cihadın her bir nevi için güçlü birer mücahit olmak da vazifemizdir.
Hak ve bâtıl mücadelesinin değişik şekiller içinde devam ettiği zamanımızda, Mus’ab b.Umeyr’e verildiği gibi, İslâm’ın izzet, şeref ve zafer sancağının bize teslim edildiğine inanacağız.
Mus’ab b. Umeyr gibi yaşayışımızla Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’e benzeyeceğimiz için, bu nurçığırını boğmak isteyenlerin stratejileri bizi Hak uğrunda can vermek durumunda bırakabilir.
Mus’ab b. Umeyr’in cihadın doruğunda iken kavuştuğu şehadet, topraklarımızı koruma ve değerlerimizi yüceltme yolunda bütün güzelliği ve ebedi saltanatıyla bizi de kuşatabilir.
Aziz Peygamberimizin ağuşunda(kucağında) can verdikten, mutluluğa eren bahtiyarlar olduktan sonra ebedî istikbali, geçici ve bitici bir geleceğe tercih etmeyecek kim vardır?
İslâm Dini’ne inanan ve onu tüm güzelliği ile yaşamak ve yaşatmak isteyen gençliğimizin kaderi Mus’ab b. Umeyr’in ki gibi olabilir? Belki biz İslâm’î kurallar ve değerlerin yurdumuzda bütün ihtişamı ile tekrar hükümran olduğunu göremeyeceğiz. İslâm’ın iktidarından bize maddî bir pay düşmeyecek. Fakat önemli mi?
Bizler, İslâm’a gelecek hazırlayan Mus’ab b.Umeyr’ler olduğu muzzam «Mü’minlerden Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var…»âyetinde takdis ve takdir olunan yiğitlerden olacağız. Bu şeref ve ebedî Cennet’ler bize yetmez mi?
Yüce Rabbimizden bizlere Mus’ab b. Umeyr olmak aşkını ve imkânı bahşetmesini dilerim.
Ne mutlu bu aşkla yaşayabilen gençlere…