islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4764
EURO
36,4423
ALTIN
2.951,48
BIST
9.375,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

GERİLİM TAHRİP EDER, SEKİNET HUZUR VERİR

GERİLİM TAHRİP EDER, SEKİNET HUZUR VERİR
9 Kasım 2018 09:37
A+
A-

Kur’an’ı Kerimin içeriğini açıklamak zordur, risklidir ve pahalıya mal olmaktadır. Bunlara katlanmayı göze almayan yetkililer de sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getirmemek müminlere ağır vebaldir. Klasik müslümanların sıkıntıları zaten yoktur.

Böylesi sorumluluğu idrak eden insan, işin içinden çıkamayınca ya pasif direnişe geçiyor ya da üzerinden atmaya kalkışıyor. Bir başkası da başka bir alternatif buluyor, çeşitli alan ve platformlarda işin dedikodusuna katılıyor. Hiçbir artı değeri olmayan lakırdılar üretiyor ve hizmet yaptığı kanaati ile oyalanıyor. Din alanında söz sahibi olanlar, belediye ve benzeri kuruluşlarda uzman geçinenler ve akademisyenler hatta konuşma isteklisi herkes fikir beyan ediyor. Doğal olarak hepsi de gerilim ortamında yerlerini tastamam alıyorlar.

Aslında din hizmetinde böyle bir mizansen yoktur. Din hizmetinde böyle bir mizansen olmadığı için de dinî bir konu gündeme geldiğinde başta Kur’an’ı Kerim olmak üzere “edille’i şer’iyyeye müracaat edecek yerde “merdi kipti sirkatini söylüyor” kabilinden dengesiz ve hedefsiz atışlarını sürdürüyorlar. Böyle bir durumda müslümanlar kargaşa ortamında şüphe içinde kalıyorlar. İnsanların gözünde hoca imajı değer kaybediyor. Hele özellikle akademik kariyer yapmış medyatik kişilerin mesnetsiz ve delilsiz iddialarda bulunmaları, başta son peygamber Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem olmak üzere bütün İslam âlimlerini rencide etmekle kalmıyorlar, onların hak ve hukuklarına resmen tecavüz ediyorlar. Hele şu inci tanelerine bakar mısınız? “Namazbeş değil, üç vakittir.” “Kurban nihayet sünnettir.” “Kur’an’da devlet yönetimine ait hüküm yoktur.” “Tesettür teferruattır.” Hazreti Âdemin babası vardı.” “Peygamber şefaat yetkisine sahip değildir.” “Kur’an yeterlidir, hadis delil olmaz.” Bunların içinde faiz hakkında fetva verenleri bile vardır.

Türkiye’de yüz binin üzerinde Diyanet görevlisi vardır. Kırk altı tane İlahiyat Fakültesi öğretimini sürdürmektedir. Tarikatların her biri her derde deva olma peşindedirler. Yazarlarımız, “âleme nizam” vermeye çalışıyorlar. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ikinci sırada bütçeden en çok pay alan bir kurum olarak bunca parayı harcıyor. Sayısı gittikçe artarak gelişen gönüllü kuruluşlar hizmet için kuruluyor. Bunca kurum ve kuruluş yalnızca kadına şiddeti önleyemiyorlar. Bunlar bizi derin derin düşündürüyor. Bunca kurtarıcı vardır da niçin bunca mağdur insandan hemen hemen kurtulan insan görülmemektedir. Bunlar göz ardı edilemez birer acı vakıalardır. Bunlar için kendi aramızda öz eleştiri yapma zorundayız.

Aksi takdirde eleştirmekten, eleştirilmekten gocunmanın hiç kimseye faydası olmuyor. Biz Kur’an gibi mukaddes bir Kitabın varisleriyiz. Biz her derdimizin dermanını Kur’an’da bulacağımız halde böyle nice derdin sıkıntısını çekiyoruz. Birbirimize Allah rızası için yardımcı olma zorundayız “ iman ettik” iddiamızda münafık durumuna düşmemeliyiz. Okumuş insanlarımızın Kur’an’ın kavramları, terimleri, delaletleri ve hedefleri hakkında ilgisiz ve bilgisiz olmaları çok gariptir. Kur’an’ı anlama hususunda kargaşa ortamı oluşturmaktadırlar. Bunlar da birer vakıadır. İşte bütün bunların toplamını alıp sağlamasını yaptığımız zaman korkunç bir tablonun karşımıza çıktığını görürüz. Bu da, âlimi ile cahili ile bütün ümmetin nasıl yüksek dozda gerilim etkisi altında olduğunun açık ve net delilidir.

Şimdi, yazının başlığını buraya alalım. Gerilim tahrip eder, sekinet huzur verir. Camiimamı, bu cemaatten adam çıkmaz, cemaatte, bu imam değil, bir memurdur, derse, ikisinde de gerilim yüzünden hayır kalmaz. Tam yeri gelmişken Fetih suresinden bir ayetin mealini gönül yaramıza merhem yapmak için okuyalım: Hani o kâfirler cahiliye hamiyyeti olan taassubu kalplerine yerleştirmişlerdi de Allah, Resûlünün ve müminlerin üzerlerine sekinetini indirdi. Onlara takvâ kelimesini ilzam etti. Onlar da bunu en çok hak edenlerdi ve ona ehil idiler. Allah her şeyi en iyi ve en detaylı bilendir. (Fetih: 48/26)

Sekinet, anlam itibariyle içeriği yüksek değerlerle dolu bir kavramdır. Rahman ve Rahim Allah Teâlâ’ya sırtını dayayarak huzura ermektir. Bütün beşerî zaaflardan arınarak yalnız Mevlâ huzurunda güven bulmaktır. Allah Teâlâ’nın takva ile sekinet vermesi engin huzur ve sonsuz güvendir. İşte mesele budur! Esselamu aleykum.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.