Tarım ve Orman Bakanlığı ‘Hileli Gıda’ Listesi Yayınladı
Gıda Tarım ve Orman Bakanlığı, kişilerin sağlığını tehlikeye atan bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten ve satan firmaların listesini paylaştı. Aralarında bilinen ürünlerin da bulunduğu listede toplam 618 firmaya ait taklit, tağşiş yaptığı ve ilaç etken maddesi ilave ettiği tespit edilen 1.211 hileli ürün bulunuyor. 119 sayfalık duyuruda içecekler, arıcılık ürünleri, baharat bitki, çay ve kahve ürünleri, bitkisel yağ ve margarin, çikolata ve kakao ürünleri, enerji içecekleri, şekerli mamuller, süt ve süt ürünleri yer aldı.
Gıda Teröristleri Islah Edilmelidir
Tarım ve Orman Bakanlığı, ülkemizde gıda güvenilirliğinin sağlanması, gıdalarda taklidin önlenmesi, tüketici menfaatlerinin korunması ve sektörde haksız rekabetin engellenmesi gayesiyle gıda ve gıda ile temas eden maddelerin üretim, işletme ve dağıtımı ile ilgili kontrollerini layıkıyla yapmaktadır. En son olarak taklit ve tağşiş yaptığı belirlenen işletmeler ve ürünlerinin parti numaralarını internet sitesinde yer alan duyuruda kamuoyuna ilan etti. Haberlerde bu duyuru yer almasaydı bizler de büyük bir ihtimalle bu gıda teröründen haberdar olmayacaktık. Basının vatandaşlarımızı ilgilendiren konularda özgürce haber yapabilmesi ve yorumlarda bulunabilmesi, bu açıdan önemlidir. Önemlidir çünkü Mirat Haber gibi siteler işin aslına da inerek, vicdanlara da hitap ederek, Allah’a karşı sorumluluklarımızı hatırlatmaktadır.
Evet, devlet denetimleriyle vazifesini yapmaktadır. Ama ilginç olan Müslüman bir ülkede helal gıda konusunda hassas olan (olması gereken) Müslüman tüketicilere yönelik olarak hileli yollardan haram gıda ürünlerini satma cesareti gösteren firma sahiplerinin bulunmasıdır. Bu firma sahipleri, utanmadan, sıkılmadan Müslüman tüketicilerini hem aldatmakta, hem de madde ve daha fazla kazanç uğruna manevî yönden kendi imanlarına zarar vermektedir. Akla hayale gelmeyecek yöntemlerle gıdaların içeriğini bozarak, halkın sağlığı ile kolayca oynayabilmektedir. Neler mi yapıyorlar?
Baharatlara gıda boyası ilave ediyorlar, çikolata, bitki, (‘zayıflatıcı’) çay ve kahve ürünlerine ilaç etken maddesi ve gıda boyası karıştırıyorlar, bitkisel yağlara farklı tohum yağları katıyorlar, süt ve süt ürünlerine (ucuz diye genellikle domuzdan yapılmış) jelatin ekliyorlar ve bana en tiksindirici gelen kavurma, sucuk, kebap ve kırmızı et ürünlerine domuz dâhil tek tırnaklı et ilave ediyorlar. Kısacası “yüzde yüzde dana eti” diyen et mamullerinde bile bilmeden domuz eti yemiş olabiliriz.
Kapitalizmi ve serbest piyasa ekonomisini istediğimiz kadar eleştireduralım, sosyal hukuk devleti kapitalistleşmiş hırslı üreticilerle mücadele ededursun reklamların etkisi ile yine de masalarımıza haram mamuller gelebilmektedir. Ama neden? Çünkü devlet, temiz ve helal gıda konusunda ne kadar da tedbir alsa yine de Allah korkusu olmayan üreticiler yapacaklarını yapacaktır. Bunda cezaî müeyyidelerin yetersiz olduğu söylenebilir ama asıl sorun firma sahiplerinin kalp ve vicdanlarındaki manevî sorumluluk duygusunun yitirilmiş olmasıdır.
Bize içinde at veya domuz eti bulunan sucuk, salam, sosis, kırmızı toz biber yerine kırmız boya ve süzme çiçek balı yerine glukoz, fruktoz, bilimum kimyasal maddeler satan şarlatanları kınıyorum ve onları Allah’a havale ediyorum. Yine de merhamet besleyerek, onları büyük hesap gününü hatırlatarak, manevî yönden uyarma ve tebliğ etme ihtiyacı duyuyorum.
Gıda Teröristlerine Manevî Uyarılar
Ey, gıdalara haram karıştıran zavallı akılsız üreticiler:
Haram işlerde hayır, bereket ve devamlılık yoktur. Ahirette şiddetli azaba mahkûm olmak istemiyorsan neyin haram, neyin helal olduğunu iyi bilmen gerekir. Bunları bilmek ve gereğini yapmak veya yapmamak, her akıllı Müslüman üretici için farzdır. Bu farzı yerine getiren ve helal yolda ilerleyen bir Müslüman, en makbul ibadeti yapmış olur.
Şüphesiz bizi harama sürükleyen nefsanî dürtülerimizdir. Nefsimizi kontrol altına almak ve bizleri kendi sapık güzergâhına yönlendirmek isteyen de Cennetten kovulduktan sonra şeytan ismini almış olan lanetli metafizik varlıktır. Şuur ve irade sahibi olan şeytan, sapkınlık içinde olan azgın cin taifesine mensup küfür içinde kıvranan kibirli bir mahlûktur. İşi gücü, insanları doğru işler yapmaktan alıkoymak, vazgeçirmek ve onları günah işlemeye davet etmektir. Öyle ise şeytanın oyununa gelme ve bu günahtan sakın.
Çünkü günahlar, insanı hem dünyevî nimetlerden mahrum eder, hem de küfre zemin hazırlar. Ticaret ve iş hayatında günahların başında haksız kazanç ve işe haram karıştırmak gelir. Halbuki Peygamberimiz (sav), “Kişi, günahı sebebiyle rızıktan mahrum olur” (İbn Mace; Mukaddime; 10) buyurmak suretiyle özellikle üreticileri günah işlemekten sakındırmaktadır.
Onun için zengin olmak isteyen bir Müslüman, helal rızık hususunda çok hassas davranmalıdır. Şer’i yönden şüpheli meselelerden ve işlerden kaçınmayan bir Müslüman, helal yoldan zenginliği elde edemez. Sırf kârı yüksektir diye bir Müslüman, her bir işe girişemez. Ne pahasına olursa olsun zenginliğin peşinde koşan bir Müslümanın hayatı ne bereketli, ne de sağlıklı geçer. Kaldı ki haram gıda üreten ve satan kişi, kul hakkına da girmiş olur ve günahını katmerleştirmiş olur. Çünkü Allah, helal ve temiz gıda üretmemizi ve tüketmemizi emretmektedir:
“Ey Resuller! Tayyib (temiz, helâl nimetlerden) yeyiniz. Ve salih (nefsi tezkiye edici) amel yapınız. Muhakkak ki Ben, yaptığınız şeyleri en iyi bilenim.” (Müminûn,(23): 51).
Bu ayet-i kerimelerden de anlaşılacağı üzere helal gıda ile temiz iş ve meşguliyet arasında sıkı bir münasebet vardır. Bu bir nevi sebep netice ilişkisidir. Helal ve temiz gıdalar faydalı işlere, pis ve haram gıdalar da zararlı işlere sebep olmaktadır.
Haramı alışkanlık hâle getiren üreticiler, haram işlerde de çalışmaktan kaçınmazlar. Böylece kendileri farkına varsın veya varmasın, hayatları hep huzursuzluk ve bereketsizlik içinde geçecektir. İşte bu bağlamda gıda teröristlerine son ilahî uyarı:
“De ki; “Habisin (haram, murdar ve fesadın…) çokluğu senin hoşuna gitse bile, habis (haram ve kötü olan) ile tayyib (helâl ve temiz olan) bir değildir. Ey Ulûl Elbâb (Akıl sahipleri)! Artık Allah’a karşı takva sahibi olun! Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.” (Maide (5): 100).
Haram gıdalar üretmek, nefislere cazip gelebilir ama zahmetli de olsa helal yollardan elde edilen sağlıklı mamuller üretmek, her halükârda daha akıllı bir iştir. Haram mallardan fazla kâr elde etmek, materyalist üreticilerin ne kadar hoşuna gitse de Allah katında onlar haramdır yani pistir. Ve pis gıda ürünleri satan gıda teröristleri, temiz ve ebedî bir yurt olan Cennete giremez. Umulur ki bu uyarılardan sonra akıllanırlar ve pişmanlık duyarlar.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…