Kore Dizileri Neden Başarılı? – 3
iQIYI’nin keşfettiği gibi, Kore dizilerinin çarpıcı başarısından elde edilen kar bu tür yatırımlar için oldukça fazla ve giderek katlanıyor. Noh, “Böylesine başarılı bir şey için, bunu Hollywood’da yapsaydınız, yapım maliyetleri çok daha yüksek olurdu.” dedi.
Fakat Kore Üniversitesi’nden araştırmacılar Ji Hoon Park, Kristin April Kim ve Yongsuk Lee, bu yılın başlarında hakemli International Journal of Communication’da yayınlanan bir makalede, Netflix’e artan bağımlılığın da olumsuz yanları olduğu konusunda uyardı. Platformun, çoğu büyük bütçeli Kore dizisinin küresel yayın haklarını tekeline alabileceği konusunda uyardılar çünkü bu dizilerin yapımları “Netflix’in yatırımı olmadan artık mümkün değil.”
Netflix’in ilgisi, Güney Koreli yazarların, yönetmenlerin, aktörlerin ve aktrislerin maaşlarını, yapım şirketlerinin yayın platformu hizmetinden devam eden yatırımlar olmadan karşılamakta zorlanabileceği seviyelere çıkardı. Kore Üniversitesi araştırmacıları, ABD şirketinin mali hakimiyetinin Kore yerel TV kanallarını ve platformlarını da zayıflatarak Netflix’in tekelini daha da güçlendirebileceğini söyledi.
Kore Üniversitesi araştırmacıları, “Çünkü Netflix, Netflix Kore orijinallerinin tüm fikri mülkiyet haklarını ve çok sayıda Kore dizisinin küresel yayın haklarını aldığı için ne yapım şirketleri ne de Kore televizyon istasyonları, Kore dizilerinin küresel popülerliğiyle orantılı kâr elde etmiyor.” diye yazdı.
Noh, yapım maliyetleri ile Kore dizilerinin küresel popülerliğinden elde edilen kâr arasındaki büyük fark nedeniyle Netflix’in, ortak olduğu ve “hala yetersiz para ödenen” yerel yapım şirketlerinden bile çok daha fazla kâr elde ettiğini söyledi.
Önümüzdeki Süreçte Ne Olacak?
Peki Kore dalgası zirveye ulaşacak ve sonra düşecek mi? Bu soru yeni değil.
Bazı çarpıcı başarıların ardından 2000’lerin ortalarında, Kore dizilerinin ihracatı büyük pazarların eğlence endüstrilerinden gelen korumacı bir tepki nedeniyle düştü. Çin’in en iyi televizyon oyuncularından biri olan Zhang Guoli, Kore dizileri dalgasını bir “kültürel istila” olarak damgaladı. Aktör Jackie Chan, yerli Çinli izleyicileri Kore dizilerine ‘direnmeye’ ve bunun yerine yerli ürünleri tüketmeye çağırdı.
Fakat 2009 yılında yeniden icat edilmiş bir biçimde geri döndü ve hatta hem coğrafi olarak hem de tür olarak filmlere, müzikallere ve pop müziğe de genişledi. Kore Dalgasının ikinci neslinin – veya “Hallyu 2.0″ın – başarısının merkezinde, artık aracı olarak uydu televizyon kanallarına bağlı olmaması vardı. Bunun yerine, bu dalga artık uydu yayınlarından ziyade esas olarak sosyal medya ve internet tarafından yönlendirildi. Kore dizileri çevrimiçi ve altyazılı olarak sunuldu ve K-pop performanslarının klipleri internette geniş çapta paylaşılarak Güney Kore kültür ihracatının kapsamı genişletildi.
Netflix hegemonyasının sektör üzerindeki riskleri de Güney Kore eğlence endüstrisine yabancı değil. Son on yılın başlarında Japonya, Kore dizileri için kilit bir pazardı. Fakat Güney Kore Devlet Başkanı Lee Myung-bak’ın 2008’den 2013’e kadar olan yönetimi sırasında, özellikle de her iki ülkenin hak iddia ettiği adaları ziyaretinden sonra, Seul ve Tokyo arasındaki gerilim yükseldi.
Japonya’daki Kore dizisi satışları düşerken, Çin alternatif bir pazar olarak ortaya çıktı – ancak Seul ve Pekin arasındaki bağlar, Güney Kore’nin Çin’in ABD yapımı bir füze savunma sistemi kurma konusundaki endişelerini görmezden gelmesinin ardından bozulunca tekrar çöktü. Küresel eğlence sektörü gibi, Kore dizi endüstrisi de yapımların durdurulması gereken COVID-19 sırasında mücadele etti.
Ancak o zamandan bu yana küresel gişe rekorları kıran Kore dizilerinin baş döndürücü bir şekilde yeniden ortaya çıkışı, birçok ekonomik ve jeopolitik başarısızlıktan toparlanan bir endüstrinin direncinin altını çiziyor.
“Özgün İçerikler Oluşturuyor”
Jeong, “Kore Dalgası bir boşluktan çıkmadı ve endüstri otuz yılı aşkın süredir özgün içerikler oluşturuyor.” dedi.
Yine de zorluklar devam ediyor. Kore pop kültürüne küresel ilgi, ülkenin eğlence endüstrisinin ele alması gereken sorunlar hakkında Jeong’un “eleştirel tartışma” dediği şey için de artışa da yol açtı.
Jeong, “Güney Kore’nin kültürel ürünleri dünyayı büyük bir etki altına alırken, konuşacak çok şey var.” dedi. “Örneğin, Güney Kore çalışmaları cinsiyet, ırk ve cinsellik konularında daha fazla kapsayıcılığı nasıl teşvik edebilir? Toplumdaki azınlıkları merkeze alan daha fazla anlatıya ihtiyaç var ve sektör, kültür yağmacılığı ve ırkçılık söylemlerine ayak uydurma konusunda daha duyarlı olmalı.”
Shin, K-pop endüstrisinin, Kore dizilerini de etkileyebilecek, ancak muhtemelen aynı ölçüde olmasa da, Kore eğlencesinin daha karanlık bir tarafına bir bakış sunduğunu öne sürdü. Birçok K-pop idolü, psikolojik krizlere işaret ederek intihar ederek öldü. Ajanslar, bazıları 13 yaşında çıkış yapan genç yıldızlar üzerinde sıkı denetime sahip. Genç yaşta birer cinsel obje gibi görülmeye maruz kalıyorlar ve tartışmalı küresel meseleler hakkında konuşmak şöyle dursun, bazen flört etmelerine bile izin verilmiyor, dedi.
Shin, Güney Kore’de 18 ila 22 ay boyunca erkeklerin zorunlu askere alınmasının eğlence sanatçılarının kariyerlerini de sekteye uğrattığını söyledi.
Shin’e göre hem K-pop hem de Kore dizisi endüstrileri, dar bir güzellik anlayışından ve çeşitliliğe yeterince saygı göstermemekten muzdarip.
“Güney Kore’de, çekiciliği neyin oluşturduğuna dair çok katı bir standart var ve bu, Batı’daki farklı ten renkleri ve vücut şekillerini benimseme çabalarının tam tersi. Kore dizilerinin küresel çekiciliği, bu standarda uymayan çeşitli izleyiciler için katı bir güzellik standardını benimsiyorsa uzun sürmeyebilir.” dedi.
– Son
Çeviren: Zehra Kaya
Kaynak: https://www.aljazeera.com/features/2023/5/23/will-the-korean-drama-wave-rise-higher