Türki topluluklar birbirini ne kadar anlıyor, izliyor? Türkler eskiden de birbirini anlayamaz durumda mıydı, yoksa bu suni olarak mı gerçekleşti? Bir Anadolulu bir Özbek kardeşiyle anlaşabilir mi? Türklerin kendi aralarında konuşabilmesi için ne gerekiyor? Giydirilen bu deli gömleğinden nasıl kurtuluruz? Neden son 28 senede kurtulmadık?
Türkler bir kavim olarakAvrasya’da dağılmıştır ve ekseriyetle de Müslümandırlar. Bunu istisnası Sibirya Türkleri, Çuvaşlar, Gagavuzlar ve Karaim gibi çok az sayıdaki küçük topluluklardır. Hristiyan, Yahudi ve Tanrıcı Türklerin toplam oranı yüzde bir civarındadır. Yüzde 99 Müslümanlardır.
Türkler dediğimiz topluluklar da Müslüman Ümmetinin oran olarak % 14’üne yakınını oluşturmaktadır. Ancak Avrasya’da yaygın oldukları için, tarih boyunca da önemli rol oynadıkları için, bu 1/7 oranının üzerinde etkilerive rolleri olmuştur.
Örneğin Miladi 1500 yılına baktığımızda HindistanBabürlüler, TürkistanTimuroğlu hanedanlar, İran, Irak, KafkaslarSafeviler, Mısır ve OrtadoğuMemlükler, RusyaAltınordu ve Osmanlı dünyasıda Osmaoğulları tarafından, yani hepsi Türk hanedanlar ve özel kuvvetler tarafından yönetiliyordu.
Türk dilleri dört grupta ele alınmaktadır. Kuzeybatıda Kıpçak(Tatar, Başkurt, Kazak, Kırgız), Kuzeydoğu Sibirya(Saka, Altay, Hakas), Güneybatı Oğuz(Türkiye Türkçesi, Azerbaycani, Gagavuz, Türkmen) ve Güneydoğu Karluk(Özbek, Uygur) grupları birbirlerini aralarında rahatça anlayabilmekte, diğer grupları anlamakta kısmen zorluk çekmekte ancak bir süre adaptasyondan sonra bunu da başarabilmektedir.
İrili ufaklı Türk dilleri, geçen 100 yıl içinde büyük bir sosyal mühendislikprojesi altında kültürel operasyonlarla birbirlerinden uzaklaştırılarak, Türkler bir topluluk olarak dünya tarafından yeryüzünden birbirinden yalıtılmış, bölünüp yönetilmiştir.
AlfabelerLatin ve Kiril alfabesine geçilirken özellikle birbirlerini anlayamayacak duruma düşmeleri için özel olarak seçilmiştir. Eskiden Arap harfleriyle hemen hepsi Türkçe kelimeleri benzer, Arapça ve Farsça kelimeleriyse aynıyazarken, yeni durumda aynı kelimeler bile, fonetiğinize uygun yaptık diyerek birbirlerinden ayrı harflerle gösterilmiştir.
Bunu sonucunda eskiden en azından yazarken Türkler birbirlerini rahatça anlayabilecek durumdayken ortak yazının ortadan kalmasıyla birbirini anlamaz hale düşmüştür. Günümüzde Orta Asya Türkleri, bir Kazak, bir Özbek, bir Kırgız ve bir Türkmen aynı masaya oturduklarında ne acı ki Rusça konuşmaktadırlar. Bu, Komünist Rusya’nın ama ona hizmet eden Nazım Hikmetler, Cengiz Aytmatoflar gibi ajan aydınların da şeytani başarısıdır.
Bunun sonucunda yüz yıl önce Türkistaniadı verilen, Özbekçeye daha yakın olan, bir Türk veya Azerbaycani’nin okuduğunda rahatça anlayabileceği, konuşurken de bir iki gün sonra adapte olabileceği ortak dil, anlaşılmaz hale getirilmiş, Rusça’yla karıştırılmış, dil devrimlerine uğratılmış 10 tane dileindirgenmiştir.
Uygur Türkçesiise Çin tarafından bir vahşi halk muamelesine tabi tutulduğu için en az üzerinde oynanan Türkistani şivesi olarak kaldı. Orta Asya’ya Arap harfleriyle yazılan Türki dil Çin’deki Uygur Türkçesi’dir. Bunu dışında Çin’deki Kazakça, İran’daki Azerbaycani ve Horasani, Afganistan’daki Özbekçe, Irak’taki Türkmen de Arap harfleriyle yazılmakta, ama ulus-devletçiler bunlara da bölünün diyerek kendi ayrı dillerini ve Latin alfabelerini bulmalarını fısıldamaktadırlar.
Demir Perde çökünce Adriyatik’ten Çin Seddi’ne edebiyatı yerineneden bu toplulukları bir araya getirecek ortak bir dil ve yakınlaşma çalışması yapmadık?
Birinci nedeni ihanettir. Bu çalışmaları yapması umulan, Türkler edebiyatı yapanların içinde Soğuk savaş dönemi Gladio unsurları vardır. Bu unsurlar emre göre hareket ettiklerinden ve Batı’nın karşısındaki Sovyetler yıkılınca Türklere olan ilgi azaldığından ilgilerini yitirmişlerdir.
İkinci neden ihanet ve tembelliktir. Türkiye bu ülkelerle tabandaki ilişkilerini FETÖ’ye ihaleettiği ve onların devlete ve ümmete çalıştığını zannettiği için, FETÖ’nün de yegâne ilgisi kendi şebekesini kurmak olduğu için bölgede bir dikili ağacımız kalmadı.
Üçüncü neden ihanet ve çakallıktır. Bu ülkelere ilk hücum edenler kolay yoldan para kazanıp, adeta dolandırıcılık yapan iş bitiriciler olduğu için, bu ülkelerde Türklerin imajı çok zedelenmiştir.
Dördüncü neden ihanet ve monşerliktir. Dışişleri ve devletin diğer kadroları bunun bir Türkçülük, Turancılık, Ülkücülük, Müslümanlık olduğunu düşünerek, dolayısıyla Ankara’nın ruhuyla bağdaşmadığını sanarak, niyet ettim Batıya döndüm yüzümü Brüksel’e demiştir.
Beşinci neden ise ihanet ve cahilliktir. Ülkenin münevverleri ilimlerini ecnebi mektebinde ve ecnebi tarzında aldığı için, Türkistan, ortak dil, Türki topluluklar nedir bilmemiştir, ilgilenmemiştir de.
Aşağıda Türkiye Türkçesive Yeni Latin Özbekçebir metin vardır. Karşılaştıralım, düşünelim.
Hava güneşliydi. Bugün muhabbet günü dedim. Meydanda iki kişi gördüm. İçeri giriniz dedim. Birinci adam gelip oturdu, sohbeti dinledi. İkinci adam korktu gelmedi. İçeride mahalleden başkaları da vardı. Çaylar geldi, ben sohbete başladım: “Dostlar, hepimiz Türk. Dil bir, din bir, medeniyet bir. Biz ne için birleşmeyelim? Bu bizim arzumuz, düşler hakikat olsun inşaAllah.” İçeride oturan her adam başını salladı. En son oturan adam güldü. “Doğru” dedi. “Bugün ben hem sizin İnternet gazetesindeki makalenizde gördüm. Her daim okurum.” Hava kararıyordu. Yeni çaylar geldi. Sonra onlar benim evimi terk etti.
Havo quyashli edi. Bugun muhabbat kuni dedim. Maydonida ikki kishini ko’rdim. Dedim ichida kiriting. Birinchi adom kelib otirdi, suhbatni tingladi. Ikkinchi adom qo’rkib kirmadi. Ichida mahallening boshqalar bor edi. Choylar keldi, men sohbetni boshladim. “Do’stlar, hemmemiz turk. Til bir, din bir, medeniyet bir. Biz nima uchun birleshmeyel? Bu bizning orzumiz, tuşlar haqiqat olish inshaAlloh.” Ichide har bir o’turgan adom boshini chayqadi. Eng so’nggi o’turgan adom kulib. “To’g’ri” dedi. “Bugun men ham sizning Internet gazetesida maqolada ko’rdim. Men har doim o’qib.” Havo qorong’u edi. Yangi choylar keldi. So’ng ular mening uynimi tarq etdi.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi