İki günlük bu yazı dizimiz, vakfımız Ardev’de Bilmemin Gerekenler genel başlığı altında yaptığımız 17. Telvizyon programının deşifre ve tashih edilerek düzenlenmiş şeklidir.
Bismillahirrahmanirrahim
Bütün varlıkların yaratıcısı olan yüce Mevla’mıza hamd ederim. Rabbimiz tarafından evrensel son Elçi kılınan aziz Peygamberimiz, biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed’e salât ve selam ederim.
Bu sohbetimizde “Giysilerimizi de İslâmîleştirmeliyiz.” konusunu incelemeye çalışacağız. Gerçekten bilinmesi gereken bu konuyu, ancak ana hatlarıyla özetleyerek sunmaya çalışacağız.
Gerçekten yiyeceklerimizi ve içeceklerimizi İslâmîleştirmeye muhtaç olduğumuz gibi giysilerimizi, giysilerimiz aracılığıyla gerçekleştireceğimiz tesettürü /örtünmeyi de İslâmîleştirmeye muhtacız. Bu alanda İslâmlaşamadığımız sürece bağımsız bir kimlik oluşturmamız mümkün değildir.
Giysi insanın ilk evidir. Giysi, inancımızı ve bağlı olduğumuz ahlâki değerleri yansıtır, yaşam farklılığımızı gösterir. Giysi ayırıcı nişandır. Giysi, ilişkilerimizi cinsiyet üzerinden mi, kişilik üzerinden mi yapacağımızı, bizim irademize bağlı olarak belirler. Bunun içindir ki yüce Rabbimiz bu alanda bize bir kimlik inşasını dilemiş, giysi ve örtünme ile ilgili emirler vermiş ve yasaklar koymuştur. Aziz Peygamberimiz de uyarılarda bulunmuştur.
Rabbimizin ve Peygamberimizin buyrukları sebebiyle giysi konusu bizim için iman ibadet ve ahlâk konusudur. Giysi bizim için sağlık ve estetik konusudur ve giysi bizim için kültürel bir cihad konusudur. Fevkalade önemlidir. Bu alanda inancıyla devrim yapamayan insan, toplumsal hayatında bağımsız kişilikli bir Müslüman olarak hayatını sürdüremez.
Giysi İman Konusudur
Giysi/giyim bizim için bir iman konusudur. Şöyle ki; Müslüman olmak, bedenimiz, rûhumuz ve toplumsal hayatımız üzerinde Yaradan’ımızın egemenliğini kabuldür. Giysi ile ilgili ölçüleri kabullenmek ve uygulamak bedenimiz üzerinde Rabbimizin yaratıcılığını ve hâkimiyetini onaylamaktır. Dolayısıyla bir iman konusudur.
Dinimizin temel kaynağını oluşturan Kur’an-ı Kerim’de yer alan her bir emir ve her bir yasak da iman konusudur. Bu emirler ve yasaklara inanılır da uygulanılırsa bizleri mutlu edecek ibadet görevimiz yapılmış olur. Yapılmazsa günahkâr oluruz. Ama tövbe edebilir, işlediğimiz günahlardan arınabiliriz. Fakat yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan herhangi bir emri veya yasağı kabulsüzlük -Allah korusun- kişiyi İslâm dairesinden çıkarır. Örneğin Müslüman zina yapmakla kâfir olmaz, günahkâr olur, ama “bu vücut benimdir, vücudumu dilediğim gibi kullanabilirim, zina yasağını kabul edemem“ derse, koyduğu emir ve yasaklarında Yaradan’a acizlik ve cehalet yamamış olacağı için kâfir olur. Örneği, tesettürle alakalı olarak da verebiliriz. Dolayısıyla giysi meleklere ve peygamberlere inanma gibi iman esasları arasında yer almadığı için bir teferruattır denilemez.
Özetlersek Kur’an-ı Mübin’in içerdiği bir emir ve yasak olması itibari ile, giysi ile alakalı ölçüler bir iman konusudur. Biz uygulayamasak da Rabbimizin bizler için bu alanda emirler ve yasaklar koyduğuna inanmakla yükümlüyüz. Çünkü örneğin Araf 26 ve Nur sûresinin 30, 31 ve 60. âyetleri ile Ahzab sûresinin 59. âyeti bu konuyu ve temel ölçülerini açıklamaktadır.
Giysi İbadet Konusudur
İslâmî ölçülere uygun olarak giyinip tesettürlenmek, erkeklerimiz ve de kadınlarımız için bir ibadet konusudur.
Öneminden ötürü hemen hemen her sohbetimizde değiniyoruz. Yüce Mevla’mız yeryüzü ve gökyüzü varlıklarını bizler için, bizleri de kendi zatına ibadetli kullar olmamız için yaratmıştır. İbadet ana görevimizdir. Ölüm gelinceye kadar sürdürmemiz gereken vazifemizdir. Allah’ın Kitabı Kur’ân ve onu tebliğ eden Hz. Peygamber de nasıl ibadet edeceğimizin ölçüleri ve örneklerini vermektedir.
İbadet; Rabbimizin Kur’ânî emirlerine ve yasaklarına itaat ve Peygamberimizin Kur’ân ile bağlantılı öğütlerine uymaktır. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimizin değineceğimiz giysi ile alakalı emirleri olduğu için bu emirleri uygulamak, bizim için bir ibadet mevzuudur.
Biz, namaz kılarak ve zekât vererek ibadet ettiğimiz gibi giysi alanındaki buyruklarını uygulayarak da Rabbimize ibadet ederiz. Zaten Müslüman için tüm hayat ibadet alanıdır. O, İslâmî ölçüler gözeterek fabrikada üretim yaparken, okulda ders takip ederken, laboratuvarda deneyler yapıp bilimsel çalışmalarını sürdürürken ibadet etmiş olur. Ölçülere uyarak çalışan, üretim yapan kişi ibadetli güzel bir kuldur. Evet, giysi iman ve ibadet konusudur.
Giysi Ahlâk Konusudur
Giysi / Giyim şekli ahlâk konusudur .
Biz farkında olsak da olmasak da giysilerimizle insanları etkiliyoruz. Birileri de giysileriyle bizi etkiliyor. Arı – duru olan kalbi duygularımızı bulandırıyor. Özellikle mümin hanım kardeşlerimiz giysi konusuna önem vermelidirler. Onlar da insanları etkiliyorlar. İslâmi ölçülere göre giyinmediklerinde, insanların cinsel haz amaçlı bakışlarına odak olurlar. Göz zinası yapılmasına sebep oluştururlar. Bir Müslümanın haramlara sebep olması da bir haramdır.
İnsanların giysilerinden etkilenmeyenimiz var mı? Yaşımıza ve kültürel düzeyimize göre etkileniyoruz. Kalbi duygularımız da saflığını yitirebiliyor. Bu tür etkilenişimler aile hayatımızı da etkiliyor. Eşlerimize bağlılığımızı zaafa uğratabiliyor.
Etkilenme sadece cinsel yönden değildir. Giysi, bir ölçüde de olsa kimliği yansıtır olduğu için maddî varlığı olan insanları basit düzeyde giydiremezsiniz. Bugün dünyamızın en güçlü sanayi dallarından bir tanesi de giyim sanayisidir. Görüntüler ve reklamlardan etkilenerek kendimizi güzel giyinmeye, belli markaları kullanmaya mecbur hissediyoruz. Markalar 20. asrın putları oldu. Hepinizi etkiliyor. O markalardan giyinemediğimiz zaman eksiklik hissediyoruz. Marka giysileri giyerek kendimizi kanıtlamaya, üstün olduğumuzu ispatlamaya çalışıyoruz.
Bu konuda birbirilerimize dua edelim. Rabbim bizleri markaya dü düşkünlük budalalığından muhafaza buyursun.
Giysinin ahlak konusu olduğuna değinmiştik. Kur’an-ı Mübin Ahzab sûresinin 59. âyetinde giysi yani tesettür konusuna ahlâkî yönden şöylece dikkatlerimiz çekmektedir:
“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına şöylece emret. Vücutlarını kuşatıcı giysilerini baştan aşağı sarkıtarak örtünsünler. Bu şekilde örtünme, onların İslâm’a bağlı, onurlu kadınlar olarak tanınmalarına, sözle ve elle tecavüzlere maruz kalmamalarına en uygun olan haldir… “
Bu âyette son derece mucizevi bir dil kullanılıyor. Bir Müslüman kadınının İslâmi ölçülere bağlı kalarak giyinmesi ona elle ve dille sataşılmasına mani olmayabilir ama mani olabilecek en güzel ve etkili ortamı oluşturur.
Ali Rıza DEMİRCAN
Devam Edecek
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…