Emperyalist ABD’nin hiç bir delile dayanmadanGuantanamo’daki dünyanın en vahşi hapishanesinde rehin tuttuğu yüzlerce Müslümanı tek tek bırakıyor. Zorla esir aldığı Müslümanlara yıllarca işkence yapmasına rağmen hiç bir delile ulaşamayan katil Amerika rejimi, 20 yıldır bu vahi zindanda Müslümanları rehin tutuyor.
‘El Kaide’nin en önemli üçüncü ismi’ olduğu söyleyen ABD, nihayetinde hakkında hiç bir delil bulunmayan Ebu Zübeyde’yi serbest bırakacak.
20 yıldır Guantanamo’da tutulan ve ABD’nin “El-Kaide’nin üçüncü ismi” olduğunu ileri sürdüğü Ebu Zübeyde’nin serbest bırakılması kararı verildi.
Guantanamo’daki en yaşlı ve ABD’nin daha önceki açıklamalarına göre en önemli tutuklularından olan Ebu Zübeyde’nin serbest bırakılacağı bilgisi aktarıldı.
2002’de tutuklanıp o tarihten beridir Guantanamo’da tutulan Ebu Zübeyde’nin “El-Kaide’ni en önemli üçüncü ismi” olduğunu ABD yetkilileri öne sürmüştü.
Gerçek adı Zeynelabidin Muhammed olan Ebu Zubeyde’nin Guantanoma’da ağır işkencelerden geçirilmesi ve aleyhine hukuki bir kanıt bulunamadığı halde tutulması ise tepkilere neden olmuştu.
Ebu Zübeyde de bu süre boyunca çoğu kez serbest bırakılması talebinde bulunmuştu.
ABD’nin, Ebu Zübeyde’nin aleyhine hukuki bir kanıt bulunmadığını kabul ederek Ebu Zübeyde’yi serbest bırakmaya onay verdiği bildiriliyor.
Ebu Zübeyde’nin serbest bırakılacağı vakit ise henüz belli değil.
Ebu Zübeyde takma ismiyle bilinen Zeynelabidin Muhammed Hüseyin 1971’de Suudi Arabistan’da Filistinli bir ailenin çocuğu olarak doğdu.
İş imkanları için Suudi Arabistan’da yaşayan ailesi Ebu Zübeyde henüz çocuk iken Batı Şeria’ya döndü.
Ebu Zübeyde burada 1987 yılında başlayan 1. İntifada’ya katıldı.
Hindistan’ın Maisur kentinde bir müddet bilgisayar ile ilgili yükseköğrenim alan Ebu Zübeyde 1991 yılında Afganistan’a giderek gönüllü olarak bu ülkedeki Sovyet karşıtı savaşta yer aldı.
1992’de bir havan mermisinin yanında patlamasının ardından ağır yaralandı.
Tedavisi tamamlanınca Afganistan’da yabancı gönüllülerin eğitim aldığı Halden kampında görev üslendi.
İddialara göre, 1996’da Afganistan’a gittikten sonra Usame bin Ladin ile beraber çalıştı.
ABD 1999’da Ebu Zübeyde’nin “terörist” olduğunu duyurdu ve onu takibe aldı. 2001 yılında ABD’nin Afganistan’ı işgali sonrası Ebu Zübeyde Hindikuş Dağları’nı aşarak Pakistan’da saklanmaya başladı.
Ancak 28 Mart 2002 tarihinde CIA ve Pakistan İstihbaratı’nın (ISI) ortak operasyonu ile yakalandı.
Operasyon sırasında meydana gelen çatışmada Ebu Zübeyde ağır yaralanmıştı. Kendisinden önemli bilgiler alınabileceğini düşünen ABD’li yetkililer, Ebu Zübeyde’nin tedavisini yaptırdı.
CIA’e teslim edilişinin ardından Polonya, Kuzey Afrika, Tayland gibi bölgelerde yer alan CIA’in gizli hapishanelerinde işkenceli sorgulara maruz bırakıldı.
Ebu Zübeyde, 2019 senesinde, sorgu sırasında yaşadıklarını avukatlarına çizerek aktartı. Çok sayıda işkenceye maruz kaldığını ifade etti. Bir köpek kulübesine konulduğunu, saatlerce hareketsiz kaldığını, cinsel ve dini aşağılamalarla karşı karşıya kaldığını, kendisine 83 kez ‘waterboarding’ işkencesi yapıldığını belirtti.
Ebu Zübeyde’ye sorgu sırasında insan beynine zarar verilecek seviyede saatlerce bir şeyler dinletildi. Sürekli dayak yedi, günlerce uyuması engellendi ve uykusuz haldeyken sorguya alındı.
Ebu Zübeyde’nin hamam böceğinden korktuğunu gören CIA ajanları, Ebu Zübeyde’yi saatlerce içinde tuttukları küçük kutuları hamam böcekleri ile doldurdular.
Ebu Zübeyde’nin ağır işkenceler karşısında kendisinden bilgi istenmesine karşılık ABD’lilere yanlış bilgiler vererek hem üzerindeki işkenceleri hafifletip hem de ABD’lileri manipüle ettiği de öne sürülmektedir.
Ebu Zübeyde işkenceli sorguları esnasında sol gözünü kaybetmiş olup sorgusuna ait video kayıtları CIA tarafından imha edilmiştir.