Dünya ve içinde yaşanan hayat, kendiliğinden ne iyi olur, ne de kötü olur. Ona iyiliği de kötülüğü de katan insandır. İyilik demek, hiç kimseye kötülük yapmamak değildir. Bilakis kötülük yapacak tabiatı, içinde taşımamak demektir.
İçimizde, doğuştan gelen, sürekli bizimle olan, sağduyu bilinci, fıtrat sesi ve her an içimizden; “BUNU YAPMA!” diye bağıran bir ses hep vardır. Hatta bir bahane üretip o işi yapsak bile bir ömür boyu susmayan; “BU YANLIŞ!” diyen sessiz ama gür bir çığlık. Neler yapıp ettiğimizi bizimle birlikte bilen, taktir veya tekdir eden/azarlayan, mahremimizi bile gören ve gözleri hep açık, ASLA
Görülmese de, bilinmese de bizi, EDS misali İçerden gözetleyen ilahi kameradır vicdan. “ Bilakis insan, kendi üzerine gözetleyicidir.”(Kıyame, 75/14)
Allah’ın insanla konuştuğu yerdir vicdan.
Vicdan, Allah’ın içimizdeki sesi, sözü, nefesi, “Şah damarından daha yakınım!”(Kâf,50/16) dediği yerdir. Onun için aman dikkat!
Vicdan, insanî değerleri var eder, ahlâkî değerleri artırır. İnsan hayatını, vicdanın seslenişiyle insânî ve ahlâkî ilkelere göre yaşatır. Vicdanî sorumluluğu, kendine hayat bilir.
Sevgili Rasûlullahımızın, “Kendine yapılmasını istemediğin şeyleri, başkalarına da yapma! Kendin için istediklerini, başkası için de iste!”(Buharî, 1/12,hn.13) öğretisi, muhteşem bir vicdan inşasıdır.
Evet vicdan, insanı insan yapan, dünyamızı da yaşanabilir bir merhamet yurdu, cennet şubesi yapabilecek bir öz ve güzel bir değerdir. Ama ne var ki dünyamızı, ABD ve İsrail gibi kendilerini; “Ali kıran, baş kesen.” zanneden bu zorbalar, merhametsiz bir dünyaya dönüştürdüler. Maalesef güzelim dünya, magandaların, zorbaların, vicdansızların ve zalimlerin yurdu, mazlumların ise cehennemi oldu.
Her vicdansız akıl, canavar üretir. Akılsız vicdan da bir kaçık zırdeli, zırzır deli çıkarır ortaya. Aynen Yetenyahu ve savaş kabinesinin her biri, tam da bu kategoride yer almıyor mu?
İnsan kanı ile hele hele özellikle de bebek kanları ile beslenen vampirler, ancak bu kadar akılsız, bu kadar vicdansız olabilir.
Az kaldı, “Gün ola, harman ola…” ve “ keser döner, sap döner, bir gün hesap döner.” Ve zalim, mazlumun verdiği bir bardak suya muhtaç olur, muhtaç olacak. Belki yarın, belki yarından da yakın! inşallah…
NURİ ÇALIŞKAN
MİRATHABER. COM -YOUTUBE-