Bölgemizde, bölge dışından bölgeyi tanzim etmek için yapılan planların bileşenlerini okurken, zamansal sürecin yanında amaçsal süreci de göz önüne almamız gerekiyor. Amaçlara baktığımızda; meselenin daha köklü uzun vadeli inanç eksenini belirleyecek kadar derin bir süreci olduğunu söyleyebiliriz.
Düşman, dinamik yapısını sürekli saldırgan bir planlamayla sürdürürken, bölgenin Müslüman halkları pasif bir karşılıkla sorunları ve saldırıları geçiştirmektedir. Müslümanların kendilerine saldırıldığında bir karşılık verme hakkı olan cihad eylemi, İslami kimlikli cemaatlerin bazıları tarafından İslam toplumunda kötülenmiş, köreltilmiş, İslam dininin bir barış dini olduğu gerçeği kullanılarak, düşmana karşı aktif şuurlu ve bilinçli bir birlik engellenmiştir.
Bölgemizde, çök yönlü dinamik olarak hedefleri doğrultusunda toplumsal projeleri de sürdüren modern zamanın haçlı seferlerinin temsilcisi ABD, İslam toplumlarını yönetenleri kontrol etmek ve istediği adımları attırmak için kullandığı araç, tatbik ettirilen ekonomik politik tercihlerdir. Bu tercihlerin başında, sürekli devleti ve halkı borçlandırmayı kabul etmektir. Bir yandan tam bağımsızlık isteği bir yandan düşmanınızın vaaz ettiği aleyhinizde olan iktisadi politikaların uygulanması…
Haçlı seferlerinin son temsilcisi ABD, Irak ve Suriye’de otorite boşluğunu oluşturarak önce DEAŞ terör örgütü ile bölge insanlarına korku salarak, kendilerine sığınmalarını sağladılar. Böylece bölgedeki Kürtler için, ABD kurduğu DEAŞ terör örgütü ile kendisini mutlak kurtarıcı olarak kabul ettirip, Irak’ın Kuzey batısı, Suriye’nin Kuzey doğusunda birçok üst kurdu. Tabi bu üslerin kurulması öncesinde, ABD askerlerinin güvenliği için, bölgedeki Kürtlere PKK’nın da baskısı ile ABD’ye biat ettirildi. Hayalleri ve aldıkları vaatlerde, Türkiye’nin güneyinde bir Kürt devletinin kurulmasıydı.
Bölgemizdeki oyun artık herkes tarafından biliniyor. İsrail’in ara ara Filistin’e saldırması, Gazze’ye saldırması, hem bir güç kırma, hem güç egemenliğini kabul ettirme hem de ABD’nin İsrail çıkarlarını korurken, bölgenin tüm zenginliklerini sömürmesinin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’deki siyasi yorumcuların geneli, bölgeye saldırı projesi olan BOP’un görünen uzantıları üzerinden, amaçların amacına uzanacak bir yorum ortaya koyulamadığını, bir birini taklit eden çözüm önerilerinden görüyoruz.
Hedefin Türkiye olduğunu herkes biliyor. Bölgemizde hedeflenen birçok amaçlardan en büyüğünden biri Türkiye’nin parçalanmasıdır. Türkiye parçalandığı an, çok hızlı bir şekilde sosyal halk hareketleri için, politik alt yapısı hazırlanmış halk hareketleri başlatılacak. Bunun içinde sosyal medyada, milli hesapları kısıtlayarak, bölücü hesapların önünü açarak süreci işleteceklerdir.
Teknoloji kullanılarak inandırıcılığı son derece arttırılmış algı operasyonları başlayacaktır. Her yerde halk içinde yağmalar ve iç savaş, toplumların en yoksul bırakılan kesimleri tarafından başlatılacak. Böylece kitlelerin hızlı etkileşimi sağlanacak.
Ulusal otoriteler güç kaybedince, kanton devletçikleri oluşturarak toprakların satın alınması insanların zorunlu ihtiyaçları üzerinden yapılacak.
Evet, Türkiye beka sorununu gözden geçirmelidir. Türkiye’de maalesef gözden kaçırılan suni bir birliktelik var. Bu birlikteliğin güçlendirilmesi şarttır. Her zaman söylediğimiz şeyi tekrar etmek istiyorum; milletle devlet arasındaki bağların güçlenmesi gerekir. Siyasilerin hamasi yaptığı sözde birliktelik mesajları; % 30 lara varan ne muhalefet ne iktidar kararsızlığı ortadayken, yeni bir siyasal, ekonomik değerler dizisi değişiminin gerekliliğini göstermektedir.
Halkın sorunlarını çözmeyen siyasiler, varlıklarını birbirlerinin çatışmalarına dayadırdığı sürece devlet millet yakınlığı sağlanamaz. Siyasi partilerin milletvekilleri edindikleri vekillikler üzerinden suspus haline getirilirken, kendileri de olumsuz sonuçların bir parçası haline gelmektedirler.
Milletvekilleri partilerin vekilliğinden sıyrılıp, tüm milletin vekili olmadıkça; bölgemizdeki kurgulanan ‘Büyük Oyun’ adım adım gerçekleşecektir.
Türkiye’nin beka sorunu BDPS dir. Bütün siyasetin gündemine gelmesi gereken budur. Türk milletinin bölgede yeni şahlanışı için Kuvayı milliye ruhuna büyük ihtiyacımız var.
Güçlü bir millet, güçlü bir devlet için hedef BDPS olması lazım.
Selam ve dua ile…
@yunuseksi_53