EDİTÖRDEN

Güneşin doğduğu sulardaki yansımamız

Uzun süredir ilk kez ekonomik daralma görülen G20 üyesi dünya devi Endonezya, toplum, kültür, siyasi yapı, üretim bakımından Türkiye’ye çok benzerlikler gösteriyor ve benzer sorunlarla tek başına boğuşuyor

Süleyman Nazif Kalaycı

Dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesi Endonezya, aynı zamanda en çok Müslüman’ın yaşadığı, ekonomisi hızla gelişen bir ülke. Buna karşın irili ufaklı 17.500 ada üzerine kurulu dev ülkenin geçtiğimiz günlerde açıklanan rakamlara göre uzun süredir ilk kez ekonomisinin daraldığı ortaya çıktı.

Seslendiren: Şaban Doğan

1960larda Hollanda sömürüsünden kurtulan ülkede önce ulusalcı hükümetler başa geldiyse de Sukarno liderliğindeki hükümet darbeyle devrilerek 1970’lerde General Suharto liderliğinde Şili, Kore, Arjantin, Türkiye tarzı askeri yönetim denetimli kapitalist yönetim tarzını yerleşti. Bu, ülkenin hızla büyümesini sağlarken sosyal dengesizliği de artırdı.

Derin devleti yabancı güçlerin elindeki her Müslüman ülkede olduğu gibi, ordu savaşmaktan çok İslam birliği fikrine karşı laikliğin bekçisi rolüne odaklanmış. Ülkede her an darbe tehlikesi var. Ülke dindar. Pek çok eski sömürge Müslüman ülkedeki gibi hala ülkede bağımsızlığın, bugün unutulmuş olan İslam Birliği fikrinin simgesi, 19. yüzyıldaki Pan-İslamcılık hareketinde Osmanlı’yı örnek almakla başlayan fes ya da yere adıyla songok.

Ülkede son yıllarda cumhurbaşkanı Joko Widodo ile devam eden Helal sertifikaları ve İslami finans temelli bir ekonomik dindarlaşma uygulandı. Ancak bu iki dini görünümlü uygulamanın yeni bir sömürü yolu olduğu iddia edilmekte. Sadece yemek değil tarımsal maddeden mobilyaya kadar her üründe alınması pahalı Helal sertifikası uygulanarak, ekonomi küçük üreticiden genelde Hristiyanlaşmış Çinlilerin denetiminde olan büyük holdinglere kaymakta. Aslında klasik faize dayalı küresel bankacılığın İslami motiflerle bir kopyası olan adına İslami finans denen yöntem de sermayeyi küçük üreticiden küresel elitlere kaydırıyor.

Bunun yanısıra uygulanan yeni yasalarla aile yaşamı çöküyor, daha önceden aile içinde üretimi sayılmayan kadınların ev ortamında eğitim, hizmet, imalat, sağlık faaliyetleri yerine fabrikada çalışması büyüme olarak rakamlarda görünüyor.

Kısaca Endonezya’ya, gerek ekonomi, gerek sosyal hayati gerek siyasette hemen her Müslüman ülkedeki kıskaçlar uygulanmakta, halk nasıl oluyor da bütün her şey mükemmel görünürken bireysel olarak fakirleşip mutsuzlaştığını anlamakta zorlanıyor.

Süleyman Nazif Kalaycı

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

2 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

3 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

7 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

8 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

9 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

9 saat ago