“HAFIZLIK” YOĞUN SİNYALLERİ (1)

Kur’an eğitim ve öğretimi tahminler üstü önem taşımaktadır. Hele hafızlık gibi hizmet ve hafızlıktan sonra Kur’an muhteviyatını öğrenip gereklerini yerine getirmek harikadır.

Bu çok önemli ve çok kapsamlı bir konudur. Çünkü planı, programı, detayı ve hedefi belli olmayan hiçbir çalışma başarılı olamaz. Hafızlık işte böyle bir ehemmiyetli konudur.  Eğer on yaşındaki çocuklar manasını bilmedikleri bir dilde olan altı yüz sayfalık bir kitabı baştan sonuna kadar hem de kısa zamanda ezberliyorlarsa bunun derin ve yüksek değerde ki hikmetlerini, ciddiyetini araştırıp gereğini yapmakta oldukça manidardır. İhmali tehlikelidir.

Aslında biz, çocuklarımızın hafızlık yapmalarını hayranlıkla takip ediyor ve gelecek umudu taşıdıklarını görmek istiyoruz. Bunlar bizleri umutlandırıyor ve geleceğimize daha güvenle bakmamıza sebep oluyor ve sevincimizi artırıyor. Çünkü Rabbimiz, bu ezberlenen Kitabında; Sana bu kitabı her şey için apaçık bir beyan ve bir hidâyet ve bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olmak üzere indirdik. ( Nahl:16/89) buyurarak açıklıyor.

Yalnızca bu ayet Kur’an’ın engin ve kapsamlı niteliğini dile getiriyor. Başka bir ayette de; Gerçekten bu Kur’an, insanları kıvamında olan sisteme kavuşturur. Sâlih ameller işleyen müminlere de, kendileri için büyük mükâfat olduğunu müjdeler. (İsrâ:17/9) buyurur. Hafızlığın devamında yapılması gereken çalışmaları hassasiyetle dile getirir.

Rahman Rabbimiz bunun gerçekleşmesi için de vazgeçilmez bir uyarı müeyyidesi koyar; Ve bir zaman Allah kendilerine kitap verilmiş olanlardan, “Elbette o kitabı, insanlara tebyîn edip iyice açıklayacaksınız ve onu asla gizlemeyeceksiniz.” diye bir ahit almıştı. Onlar ise onu omuzlarının arkasına atıverdiler ve onunla az bir dünyalık satın aldılar. Artık o satın aldıkları ne kötü bir şeydir! (Ali İmran:3/187)) buyurur. Kur’an’ı ihmal etmenin felakete vesile olacağını ve bu felaketin boyutlarını açıkça gözler önüne sergiler. Görüyoruz ki Kur’an’ı ihmal etmek i’tikadî, aklî, vicdanî ve tarihî bir ihanet olmaktadır.

Kur’an, başından sonuna kadar kopukluğu kabul etmeyen özelliği ile kendi ağırlığını hissettirmektedir. Kur’an parçalanmaz bir bütündür. Bu mükemmel bütünlük ile de, ihmal edilmesini kabul etmiyor. Şimdi bu kadar önemli, bu kadar faziletli ve bu kadar da hassas olan hafızlık konusunun geleceği ile irtibatlandırmanın zaruretini açıkça ortaya koyuyor. Bunun için de mutlaka Kur’an’ın beyan ve emirlerine müslümanların özen göstermeleri telkin ediliyor. Evet, Kur’an’ın ehemmiyet ve ciddiyetine uygun hizmeti vermek ve topyekûn seferberlik ilan edip azimle ve cesaretle hizmete azmetmek Kur’an’ın âmir hükmüdür.

Ey Resulüm, Bu kitabı, insanları Rablerinin izni ile zulmetlerden nûra ve Azîz hamde layık Allah’ın hidayet sistemine çıkarman için sana indirdik. (İbrahim:14/1) Bu ayetteki zulmetler yani karanlıklar, beşerî sistemlerin tamamıdır. Allah’ın hidayet sisteminden maksat da tahrif edilmiş ilâhî dinler olarak değerlendirilince mesele daha netleşmiş olacaktır. Bir başka ayette ise Rabbimiz Allah Teâlâ; Ey Resulüm, sana Bu kitabı, ancak ve ancak onların, hakkında ihtilaf ettikleri meseleyi mutlaka açıklaman ve yalnızca müminlere hidâyet ve rahmet olsun diye sana indirdik (Nahl:16/64) buyurur.

Ayette ki; “onların, hakkında ihtilaf ettikleri” ifadede Allah Teâlâ’nın ahkâmına rağmen kendi görüşlerini de katarak kitaptakinin dışında yorum yapan müslümanımsı gafiller kasdedilmektedir. Dolayısı ile burada da gafiller ayıklanmaktadırlar. Aslında mümin olan sorumluların bunu asla yapmayacakları da kesin olarak ifade edilmektedir. İşte burası, tam “pirincin taşını” ayıklama yeridir. Bize hâlâ vesayetçilik yapan siyonist ve haçlılar Kur’an’ın bu ve benzeri hükümlerini bildikleri için “haydi dilediğiniz kadar hafız yetiştirin amma Kur’an’ın muhteviyatını öğrenmenize asla izin vermeyeceğiz” dayatmasını hiç kaçırmazlar. Böylece Kur’an’ın ahkâmı alanında izin vermemek için planlar yaptırırlar.

Bu, siyonist ve haçlı zalimlerin yaptıkları uygulamadır. ABD doları ile dünya ticaretini bloke etmeleri gibi. Kur’an’ın muhteviyatı da İslam âleminde bu zihniyetin bloke dayatmasıdır. Öyle ise müslümanlar Kur’an’ın muhteviyatı hakkında düşünme zorundadırlar.

Ancak o zaman hafızlık itibarına kavuşur. Esselamu aleykum

İlhan ORAL