İslam ümmeti; korkunç bir yol ayırımında, şuur uyuşukluğu ve itikadî bocalama psikozu halini yaşamaktadır. Şer güçler tarafından kurulmuş tuzaklarla ufku karartılmış ve hedefleri saptırılmış mecburi istikamet işaretleri ile ters istikametlere yönlendirilmiş bir halde yoluna devam etmektedir. Bunun içinde müslümanlar bunalımdan çıkamıyorlar.
Bir tarafta “Allah ve Resûlüne açıktan savaş halinde çırpınan müslümanlar köleleşmişler. Diğer tarafta tağûtun güçlü faiz lobileri ve ekonomik baskıları altında inleme nöbetleri dönemine girmişler. Bu vesile ile çaresizlik batağına battıkça batan ümmet morfinlenmiş gibi yaşıyor. Bu ciddî meseleyi daha net anlamak gerekiyor. Bunun için geçen haftaki yazımızın sonunda kaydettiğimiz ayetlerin meallerini tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. Durumun vahametini ve ciddiyetini algılamak istemeyen müslümanlar alıştıkları hayatı benimseme yerine hakikati sahiplenecek iman gücüne çok muhtaçtır ve ermelidir.
Ribâ; faiz yiyenler, ancak şeytanın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi dirilip kalkarlar. Bu, onların: “Alışveriş de faiz gibidir.” demelerinden ötürüdür. Oysa Allah, alış-verişi helâl, faizi haram kılmıştır. Kime faiz hakkında, bir öğüt gelir de vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve işi de Allah’a kalmıştır. Ey iman edenler! Allah’dan ittika ediniz, FAIZDEN GERI KALANI TERK EDINIZ, EĞER SIZ MÜ’MIN KIMSELER ISENIZ. KIM TEKRAR DÖNERSE ONLAR CEHENNEM HALKIDIR, ORADA EBEDI KALACAKLARDIR. Yok, eğer BU FÂIZI TERK ETMEZSENIZ BILIN KI, ALLAH’A VE PEYGAMBERINE KARŞI SAVAŞA GIRMIŞSINIZDIR. Eğer faiz almaktan tevbe ederseniz anaparanız sizindir ve BÖYLECE NE ZÂLIM OLURSUNUZ, NE DE MAZLUM DURUMUNA DÜŞERSINIZ. (Bakara: 2/275, 278, 279) Kur’an ve sünnet bütünlüğü dikkat çekmektedir.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem veda hutbesinde faiz hakkında kesin tavrını koyuyor ve ısrarla anlatıyordu; Ashabım! Cahiliye devrinin HER TÜRLÜ FAIZI KALDIRILMIŞTIR. İlk kaldırdığım riba:
Abdulmattalibin oğlu Abbasın faizidir. Allah’ın emriyle FAIZCILIK ARTIK YASAKTIR. Cahiliye devrinden kalma BU ÇIRKIN ÂDETIN HER TÜRLÜSÜ AYAĞIMIN ALTINDADIR. Borçlu olanlar, alacaklılarına, yalnız aldıkları sermayeyi ödeyeceklerdir. Ne zulmediniz, ne de zulme maruz kalınız, buyurdu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu veda hutbesini irad ettiği sırada faiz yasağı ile ilgi ayetler nazil olmuştur. Ve artık faizin her türlüsü yasaklanmış, İslam ekonomik düzeni infak sistemi olarak yerini almıştı. Bu kadar ciddi bir şer’i mesele karşısında, müslümanlar; ya “IŞITTIK VE ISYAN ETTIK” diyenler gibi diyecekler mesele bitecektir. Ya da bunun yerine, “IŞITTIK VE ITAAT ETTIK” diyecek ve bu tamamen batıl faiz sisteminden arınıp ön dört asırdan beri uygulanan infak sistemine tam kapasite geçiş yapacaklardır. Veyahut bütün bunlara rağmen; “oturmuş bir sistem var, alan da memnun veren de memnun” anlayışına razı olacaklardır. Buna da denecek bir söz kalmayacaktır. Evet, “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş iş bitmiş” ise ve Kur’an devre dışı kalmış muamelesi yapılmış olacaktır. O zamanda da Allah Teâlâ’nın ilgili ayeti ile karşılaşan müslümanlar bocalayıp kalacaklardır; Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için Allah da onların kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar sürecek bir nifak sokacaktır. (Tevbe:9/77)
Kur’an, her halde, müslümanları uyarır, faizi kanıksamış hallerinden arınmalarını öğütler. Müslümanların her halde mutlaka uymaları gereken şeri’at esaslarını yerine getirmemeleri yüzünden onların kalplerine kendisiyle karşılaşacakları güne kadar sürecek nifak yerleştirir. İnsan, iman ettiğini ikrar ettiği andan itibaren Allah Teâlâ’nın emir ve hükümlerinin tümünü yapacağına dair taahhütte bulunur. Bu hükümlerin içinde, şirkten sonra ZULÜM VARDIR. ZULMÜN GIRIFT OLDUĞU UYGULAMA FAIZDIR.
Faizin kesin olarak yasaklanmasından sonra İslam ülkelerinde faizin uygulanması ile ilgili pek rivayet bulunmamaktadır. Böyle olmasına rağmen faiz virüsünün beklenmedik anda hortlaması endişesi devam etmiştir. Altın, gümüş ve diğer emtianın mübadelesinde titizlikle hassasiyet gösteren ulema ve müslümanlar faize geçit vermediler. Tabii onlar “halis Dinde faizin olmadığını biliyor ve inanıyorlardı. Ya faizin haram olduğunu bildiği halde uygulama sıkıntısı çeken müslümanlar yanaşmıyorlarsa! Esselamu aleykum.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…