“HASBÜNALLAHÜ VE Nİ’MEL VEKİL”

Bundan tam 13 yıl önce kutsalların ve mazlumun hamisi olmaya namzet çabanın güzide taşıyıcıları olan ve her birisi kendi bulunduğu mekânların ve ortamların içerisinde safi ve samimice iman ederek Allah’tan sakınan, Allah’a yaklaşmaya vesileler arayan yurdumun güzel insanı on kardeşimiz vardı. Dünyanın gözü önünde Allah’a adayışın timsali oldular. Uluslararası özgür sularda, katil ve zalim İsrail’ in fütursuz saldırısı ile şehadet şerbetini yudumladılar. Barışın, iyiliğin taşıyıcısı olan altı gemiden beşi, büyük bir olay olmadan İsrail tarafından ele geçirildi. 800 yolcusu bulunan Mavi Marmara gemisi ise 10 yolcusu gemiye çıkan katil İsrail komandolar tarafından şehit edilirken, 60 yolcusunun yaralanarak gazi makamına yükselmesinin şahitliğini yaşadı.

Selam olsun İbrahim Bilgen’e, Ali Haydar Bengi’ye, Cevdet Kılıçlar’a, Çetin Topçuoğlu’na, Necdet Yıldırım’a, Furkan Doğan’a, Fahri Yaldız’a, Cengiz Songür’e, Cengiz Akyüz’e, Uğur Süleyman Söylez’e…

Kuran Kerim’de buyurur ki:
‘’Böylece Allah, iman edip güzel ve makbul işler yapanları ödüllendirir. İşte onlara bir mağfiret ve çok değerli bir nasip vardır.” (Sebe 3,4)
Mavi Marmara şehidi kardeşlerimiz Kur’an’da anlatılan ve veciz kıssalardan biri olarak bize sunulan ‘’Talut ve Calut’’ kıssasındaki emsal gibi hiç de içimizden kahramanlar, izzetli makamlarda anılacak ve Siyonist İsrail’ in karanlık yüzünü açığa çıkaracak efsunlu perdeyi yırtıp atacak kişiler olarak beklenen kimseler değildi. İyi anlamak lazım. Zafer bir sır idi. Onunla sırlanana ve zafer zırhının kaderi ile zırhlanan kullara takdim edilirdi. Öyle de oldu. Her bir şehit düşünce toprağa, millet olarak imanda ve itikatta önde gittiğini zanneden nefisler kendini hesaba çekti adeta. Alimler, ulemalar, abidler, zakirler hepsi aynı soruyu sordu ve utandı iç dünyasında. Bu büyük nasip neden onlara biçildi ve biz burada neden mahrum edildik ?
Bu sorgu ve muhasebe tüm dünya Müslüman coğrafyalarında yapılmakta. Hatta haset edilip de dava küçük görülüp gözden düşürülmeye çabalanmakta. Fakat güneş balçıkla sıvanmaz. Deniz kir tutmaz. Şu an sıcak gündemimizde bulunan, gidişatı ile kahramanlık destanı yazan, Gazze soykırımı ve Filistin halkının Siyonist rejim tarafından maruz kaldığı, yetmiş yılı aşkın zamandır acımasızca süregelen zulmü ile de okunan mübin bir hakikattır. Bu kahramanlık timsali seçkin kişiler, Arap halkından seçilmiş ve Filistin’den Gazzeli bir kahramana hassaten muhteşem ve paha biçilemez bir taç olarak giydirilmiştir. Hamas’ın silahlı kolu olan İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın sözcüsü Ebu Ubeyde ne güzel bir örnektir.
Bu, hakikatte Kur-an’ın çağlara ve inananlara ikram ettiği bir müjdededir.

‘’Bismillahirrahmanirrahim. Böylece Allah, iman edip güzel ve makbul işler yapanları ödüllendirir. İşte onlara bir mağfiret ve çok değerli bir nasip vardır.” Bu müjde ile umut ışığı ruhumuzu besleyebilir ve solan yüzlerimize kan ve can olacak gıdayı bulabiliriz. Bir dua, bir kelimeyle başlar. Bir yaşam çok şeyi değiştirilebilir ve unutmayalım. Biz halen yaşıyoruz ve dua ile, umut ile Rahman’ın lütfu ile bekleniyoruz… o vakit bu nasibi aramaya çok az vakit kaldı çünkü ömürlerimiz kısaldı. Ne kadar önemli olduğumuzu asla unutmadan yol almalı. Görüyoruz apaçık şekilde. Her şey biz ve bizdeki değişime ayarlı.

Prof. Dr. Fuat Sezgin hocamız ne kadar güzel söylemiş: ‘’Boş şeylerle uğraşıyoruz. Zamanın Allah’ın bize verdiği büyük bir nimet olduğunu unutuyoruz.’’
Tarihe ismini altın harflerle yazdıran o mübarekler ki vakit kaybetmeyenler ve Rabbimin ayetinde buyurduğu üzere Allah’tan sakınmaya çalışan, bilgi ile amel etmek için çırpınan gönül erleriydi.
Buradan da anlaşılıyor ki Rabbimiz bizden destan yazmamızı hiçbir zaman istemedi ve beklemedi. Yalnızca samimi bir yürek istedi. Destanı yazmak, çağlara duyurmak Rabbimin iradesi ile mührü kendinde saklı duran ziynetti.
İnkar eden, karanlık planları, kötülüğü taşıyan icraatları ile nevrozu tutmuş hasta ruhlar gibi çılgınca mazlumlara saldıran ve katleden karanlık orduların içimize korku salmasına izin vermeyelim. Yüce Allah Kelamı kadim olan Kur-an’ı Kerim’de buyuruyor ki:
“İnkâr edenler, dediler ki: “Kıyamet saati bize gelmez.” De ki: “Hayır, gaybı bilen Rabbime yemin olsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O’ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır. Bu vaade güvenelim ve kendimizi güçlendirelim. Savaşa maddi ve manevi olarak hazırlıklı ve uyanık olalım. Şüphesiz Allah doğru söylemiştir. Biz kendimizi değiştirir ve nusrete liyakatli zemini hazırlamaya gayret edebilir isek Allah’ın yardımı yakındır. Gazze halkı bizlere ‘’Hasbünallahi ve ni’mel vekil’’ demeyi ve o libası giyecek beden, ruh ölçeğini ve halis libasın menşeini çok güzel öğretti.

Bizlerden beklenen güçlü bir ruh ve kemal bir duruş. Her türlü acıya, imtihana ve kayboluşa rağmen, kutsallarımızın muhafazası yolunda istikamet tutabilmiş, kutsal mekanların özgürlük ve barış iklimine taşınması hususunda güç, kuvvet, metanet ve iman ile direnmiş, bu sebatla müstakim yolu yurt edinmiş kullardan olmak ve bizlerin de tek dileği bu olacak yüce iman ve bu kamil makam. Böylece umulur ki Hak katında mukarrebunlar olarak seçilmiş, ukbada da cehennemden azad edilmiş bir millet olarak kurtuluşa ermemiz mümkün olsun. O Allah ki Gafur-ur Rahim’dir. Bize lütfu ile inşeallah verecektir. İyiliğe dair ne varsa etrafımızda kök salan vefaya dair kim var ise bizimle dostluk kuran hayra dair her ne ise bizden doğan ve bize doğan güven ve huzur dolu sonsuza uzanan hayatlara ulaşmak ne güzel…

Özgür, hür, barış ve esenlik dolu iklimler ile Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa, Özgür Kudüs, Beyt-ül Makdis, Ata yurdu Özbekistan, Saray Bosna, Endülüs ve tüm dünya arzı ve arşında özgür bir birey olarak yalnızca Allah’a secdeler, rükûlar, kıyamlar yapmamız temennilerimizdir.
Risaletin ve hidayetin en güzel tedrisatını öğreten enbiyaların, resullerin yolundan giderek fani ve ebedi kurtuluşun fatih ve fatiheleri olabilmek temennimiz ile ömrümüz hayr olsun, daim üzerimize Allah’ın nuru doğsun.
Selam ve dua ile kalınız

Hatice Şebnem Diktürk 

#freepalestine
İslamın şartları
Dinimiz islam
İslami sohbet
İslam

*İslamın 5 şartı
İslami rüya tabirleri
İslam ansiklopedisi

İslam’ın ve imanın şartları
İslam nedir
hadislerle islam
İslam işbirliği teşkilatı
mirat haber
İslam birliği
İslami haber
İslami gündem

mirat
İslami haber siteleri
İslam birliği teşkilatı
ümmeti İslam haber
İslam dünyası haberleri