İnsanda var olan, iyi de kötü de kalpte üretilir. Bunun için kalp özenle bakıma muhtaçtır. Allah Teâlâ’nın nazargâhı kalp daima bakımı yapılmalıdır. Bununla beraber kalp eğitimi de yapılıp sürdürülmelidir. Bu eğitim, kalbin fıtratına uygun yapılmalıdır.
Fıtratına uygun eğitilmeyen kalp, müzmin hasta hükmündedir. Hasta kalp ile yaşamaya maruz kalan toplum huzur ve güvenini kaybeder. Bugün yaşananların temelinde bu gerçek yatar. Manevi kalp hastalığı tehlikelidir. İman, infak ve zikir gibi ibadetlerle bakım ve onarımı yapılmayan kalbin ıstırabı sonsuza dek artarak sürer. Kalp hakkında onu taşıyanların iyi bilmesi gereken gerçekler vardır. Canlı varlıkların ana kumanda merkezi kalpleridir. Ana kumanda merkezi kalp, akıl dâhil olmak üzere özellikle insanın biyolojik, psikolojik ve bütün hayatî eylem ve fonksiyonlarının yönetimini organize eder. Kalbi sağlıklı olmayanın niyeti ve kabulleri bozuk olur. Aklî dengesi karmaşıktır. Dünya hayatı toz dumandır. Ölüm sonrası ebedî hayatı kapkaranlıktır. Kalbi sağlıklı olmayanın kişiliği gelişmemiş, sosyal münasebetleri düzene kavuşmamış, toplumda çıkarcı durumuna düşmüş, bencilliğinden uzlaşılmaz olmuş, her şeyi ile problem olan tutarsız, dengesiz, seviyesiz, takıntılı, bencil, havaî ve gösteriş budalasıdır. Hasta kalpli olan insan ya aşırı saldırgandır teröristtir ya iğrenç sadisttir ya da ahmak mazohisttir.
Özellikle günümüzde televizyon dizilerinin çoğu bu tiplemelerle doludur. Bunlar yaptıklarının belki farkında değildirler. Ancak farkında olmamaları da mümkün değildir. Çünkü uyarladıkları gerilim insan fıtratına uygun olmadığı gibi büyük tahribatı peşinden getirmektedir. Büyük tahribata sebep olan televizyon programları hiç te masum değildir. Bunlar yaptıklarıyla büyük orta doğu projesinin aşağılık figüranları durumundadırlar. Çünkü bunlar, dış güçlerin büyük sermaye koyup başaramadıklarını, dâhili figüran olarak yapıyorlar.
“İnsanlardan öyleleri vardır ki, onlar, inanmadıkları halde Allah’a ve âhiret gününe iman ettik derler. Fakat onlar mümin değildirler. Zanlarınca Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Hâlbuki ancak kendilerini aldatırlar da farkında bile olmazlar. Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırır. Ve onlar için yalan söylemeleri sebebiyle elem veren azap vardır. (Bakara:2/8-10) Kur’an’ı Kerimin daha ikinci sayfasında ilk iki ayette Rabbimiz, kâfirleri anlatır. Fakat kâfirleri anlattıktan sonra on üç ayette bir başka insan grubunu anlatır. Bu anlatılanlar kişiliksiz insan güruhudur. Bunlar münafıklardır. Bu Münafık hainler kalben hasta insanlardır. Hasta olduklarını kendileri asla anlayamazlar.
Kur’an’ı Kerimde kalp hastalığı ifadesi geçen ayetlerde münafıklar ön plandadırlar.
Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve şehirde fena haberler yayanlar, bu hallerine son vermezlerse elbette, Ey Resûlum seni onların üzerlerine saldırtırız. Sonra sana orada ancak pek az komşu olabilirler. (Ahzap: 33/60) Özellikle kalplerinde hastalık olanlar en iğrenç tavırlı ve en çok tehlikeli olanlarıdır. Bu iğrenç tavırlı sinsi yaratıklar, yaptıkları kötülüklerle nice peygambere sıkıntı çektirmişlerdir.
Hani, bir vakit Mûsâ, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Benim, size Allah’ın Resûlü olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyyet ediyorsunuz?” Onlar ne zamanki haktan saptılar, Allah da onların kalplerini saptırdı. Allah fâsık topluluğu hidayete erdirmez. (Saf:61/5) İşte, bunlar hakkında Cenabı Hak Maide suresinde şöyle buyurur: Onlar, Allah’ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. (Maide:5/41)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kalp hakkında veciz ifadesi ile buyurur ki, “Vücutta bir et parçası vardır, o bozulursa bütün vücut bozulur, o düzelirse bütün vücut düzelir. İyi bilin ki, o kalptir.” Şimdi bakalım kalp nasıl düzelip tedavi olup sağlığına kavuşacaktır. Alla Teâlâ’nın tüm beyanları olarak cihaddan hareketle zikir, sabır infaka ve merhamete varıncaya kadar her alanda kalp antrenmanları nasıl şifa bulacağı anlatılır.
O iman edenlerin kalpleri Allah’ın zikri ile mutmain olur. İyi bilin ki kalpler, ancak Allah’ı zikretmekle mutmain olur. (Rad:13/28) Aslında zikir, ibadeti mümine hayat mayasıdır. Çünkü Allah Teâlâ’nın emridir. Esselamu aleykum.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi