Pazara /markete çıkmayalı uzun yıllar oldu. Zaruri ihtiyaçlarımız için alış verişe çıkan kızım geçen sabah isyan bayrağını çekti, Allah milletimizin yardımcısı olsun duasını da ekleyerek. Kızımın verdiği fiyat örnekleri beni de dehşete düşürdü. İyide biz bu durumlara niye düştük?
Fakirlik İktidarı da Düşürür
Dünya piyasalarında da pahalılık var türü argümanlar fakirliğin doğurabileceği tehlikeleri gidermez. Fakirlik iman ve ahlâk hayatını çökerteceği gibi ailelerin kuruluşu ve yaşatılmasını engeller.
İnsanoğlu Keffar/ aşırı derecede nankör olabildiği için bolluklar unutulacağından zaruri ihtiyaçları karşılayamama anlamına fakirlik, Rabbini unutan mütekebbir yöneticileri de iktidardan eder. Namaz kılınıp oruçlar tutulsa da İslam’ın toplumsal hayatı yönlendiren yasalarını -bilerek veya bilmeyerek- unutmak da Allah’ı unutmaktır.
Şanı yüce olan Allah denemesi gereği bazı kullarının rızkını daralttığı için yeryüzünde fakirliği bütünüyle kaldıramayız ama doğurabileceği tehlikeleri büyük ölçüde giderebiliriz. (Rûm 37-39)
Kullarına Merhametli Olan Allah Niçin Bazı Yasaklar Koymuştur?
Denemeye uğrattığı kullarına pek merhametli olan Yüce Allah niçin ateizmi (Casiye 24) ve bütün Kurân ile deizmi/şirki/laisizmi yasakladı. Niçin kendisini unutanlara, nefislerini unutturacağını bildirdi. (Haşr 19)
Soyutları Somutlaştıralım
Yüce Allah’ımız faizi niçin haram kıldı. Malların değerleri ile oynamayı, rüşveti, karaborsayı, emeği sömürüyü, içki – kumar ve fuhuş işletmeciliğini niçin yasakladı? Geleneksel ve modern olarak nitelenebilecek siyasî ve ekonomik entrikalar/yolsuzluklar niçin İslamî yasaklar kapsamına alındı. Özetlersek aramızda malları batıl yollarla yemek neden haram kılındı? (Nisa 29)
Kur’ân bize niçin şirk, zulüm zina eşcinsellik kişisel ve toplumsal isyanlarımızın sağlığı, iklimi ve üretimi olumsuz yönde etkileyeceğini bildirdi?
Hulâsa tabiî ve sosyal dengelerin bozulması olan Fesad’ın karada ve denizde bozulması niçin bizim kendi irademiz ve ellerimizle yaptıklarımıza bağlandı? (Rûm 41)
Diyanet … Aleyhte Destek Çıkarsa
Anayasa’yı, eğitim sistemini, hukuk ve iktisad düzenimizi geçtik, Diyaneti, İmam Hatip okulları ve İlahiyat fakültelerini de kendisine bağlayıp destekçi kılan ‘la dini’ sistemlerin dünyayı da, ülkemizi de getireceği yer belliydi.
Yadırganacak bir şey yok. Sosyal ve doğal depremlerin, giderek uzaklaşılan insanlık değerlerinin, silahlanmalar ve savaşların sebebi, Allah’a yabancılaşan sağırlık, dilsizlik ve körlük içeren kafalarla görülemiyor. Görülebilen ceplere ve midelere dokunan kısım. Biz de uyarmak ve uyandırmak için soralım:
Hayat Pahalılığı mı? Zalimin Zalime Saldırtılması mı?
Zalim denilince yanılgıya düşmeyelim. Yaratanımızın emirleri ve yasaklarını uygulamayan her kişi zalimdir ama öncelikle nefsine zalimdir. Nefsine zalim olanın topluma zalim olması ise kaçınılmazdır. Kazanmak için yapıp ettikleri sebebiyle zulmü artırmaları için zalimi zalimle birleştirmek veya zalimi zalime saldırtmak saldırtmak da Allah’ın yasasıdır. (En’am 129) Bunun içindir ki Allah cezalandırdığı topluluklar için şöyle buyurmaktadır:
{ “ …Onlar bize zulmetmediler lakin kendi nefislerine zulmeder oldular.
“…Biz onlara zulmetmedik fakat onlar kendi nefislerine zulmettiler.”
“…Biz onlara zulmetmedik. Fakt onların kendileri zalim idiler.”} (Bakara 44; Nehl 118; Zuhruf 76)
Çaresiz miyiz?
Çare Rabbimizin öğrettiği şekilde “ Ey Rabbimiz! Biz nefislerimize zulmettik. Sen bizleri bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenler olur; olmakta da devam ederiz, “deyip doğal olan İslam’a; Rabbimizin yasalarına dönüş yapmaktır. (Araf 23)
Acılar acısı olan, iktidar ve muhalefette, aydın görülenlerimiz ve halk kesimimizde dönüş emarelerinin görünmemesidir. Biz de Hz Musa gibi derin bir ümitle yakarma gereğini duyuyoruz:
“…Akıl tutulmasına uğrayan insanlarımız yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım…” (A’raf 155)
Ali Rıza Demircan