Analiz

Hayati Roller

Hepimizin hayatında birçok rol ve bu rollerin getirdiği birçok sorumluluk bulunmaktadır. Bu sorumlulukların yerine getirilmemesi yahut rollerin birbirine karışması sorunlar doğurmaktadır. Bu sorunlar insan ilişkilerinin bitmesine sebep olabilmektedir. Bu durum aile içerisinde de geçerliliğini korumaktadır. Anne ve babanın kendi ebeveynlik rolleri haricinde çift olarak eşlik rolü bulunmaktadır. Çocukların ise çocukluk rolünün yanında evin bir üyesi olarak söz hakkı hakimiyeti, aile üyesi olarak yadsınamaz bir önemi vardır. Bunlardan herhangi birinin sayılmaması aile ilişkilerinde problemleri beraberinde getirecektir. Anne babanın kendi rollerinin farkında olarak sergilediği tavırlar, ilişkilerde karmaşayı önleyecektir. Aksi halde annenin baba figürüne ait rolü üstlenmesi ve babanın yapması gerekenleri yapması, hem çocuklar nezdinde babanın önemini yitirmesine, hem babanın kendi sorumluluğunu yerine getirmemesi ve bir zaman sonra bu duruma alışarak, ev ve ailesiyle ilgili sırtındaki yükün birçoğunu kadına yüklemesine neden olmaktadır. Aynı zamanda kadının bu görev ve sorumlulukları kendisininmişçesine sahiplenerek davranışta bulunması asıl görevi olan eşlik ve annelik rollerini sekteye uğratır. Bu durum roller karmaşasının yanında bir çatışmaya da sebep olacaktır.

İlişkilerde bu rol karmaşasını birkaç örnekle açıklamamız gerekirse; öncelikle şundan bahsedebiliriz ki güç karşılaştırmasında erkekler kadınlardan daha artı durumdadır. Bundan dolayı güç gerektiren işlerde öncelik erkeklerin olarak kabul edilmiştir. Bu ‘kadınların bu işi yapamayacağı anlamına gelmemektedir’. Ama burada dikkat edilmesi gereken konu kişilerin sürekli olarak bir diğerinin sorumluluğundaki görevi üstlenerek karşı tarafı yüksüz bırakması ve bu durumun bir zaman sonra “sen ne yapıyorsun ki zaten? Vasfın, bu eve kattığın olumlu bir şey var mı? Her şeyi ben yapıyorum, suyun vanası bozulsa bile ben tamir ediyorum sana ne gerek var?” şeklinde söylemlerle karşılaşılması muhtemeldir. Bu çoğu zaman bir tarafın rahata alışması bir tarafın ise omuzlarına kendi bindirdiği fazlaca yük ile devrilmesiyle sonuçlanır. Somut örnekleri ise boşanma ve genel olarak baba figürünün işlevsiz görülmesiyle karşımıza çıkmaktadır.

Anne ve baba olmanın yanında bir diğer dikkat edilmesi gereken durum, çift ilişkisini göz ardı etmemektir. Aile belli alt sistemleri içerisinde bulundurur. Bunlar anne baba, eş, çocuk, kardeş alt sistemleri olarak çoğaltılabilmektedir. Karı koca arasında anne baba olmanın dışında çift olmak ortak bir etkileşim grubudur. Bunun öneminin farkına varılması ve ebeveyn olmaya çalışırken aynı zamanda ortak paylaşım alanı bulunan “eş” olunduğunun unutulmaması gerekmektedir. Çocukların, anne babanın kendi aralarındaki iletişimden oldukça etkilendiği gerçeği göremezden gelinemez. Bu durumda aile ilişkilerinde çocuklarına mutlu bir gelecek sunmak isteyen ebeveynlerin ikili ilişkilerini düzeltmesi, birbirlerinin ihtiyaçlarını, gereksinimlerini karşılamaya özen göstermeleri gerekmektedir. Bu ilişkiler bütünü etkileyerek mutlu ailenin ortaya çıkmasını ve devamlılığını sağlayacaktır.

Bahsi geçen ikili ilişkileri güçlendirme çok karmaşık bir süreci ifade etmemektedir. Çocuklar uyuduktan sonra eş ile bir kahve içmek, güne dair paylaşımda bulunmak ilişkinin dinamiğini korur. Bu sayede anne baba, eş olarak korudukları bu enerjiyi çocuklarına çok daha sağlıklı bir şekilde geçirebilir. Aksi takdirde babadan ilgi görmeyen anne sevgisini ve ilgisini çocuğa yöneltecek ve ev içerisinde istenilmeyen bir koalisyon kurulmasına sebep olunacaktır. Bu koalisyon yalnızca ilişkilerde bir kişiyi dışlamaya değil; rol karmaşası dediğimiz duruma da neden olur. Babasının yerine sevilen, onun göstermediği ilgiyi annesine gösteren özellikle ‘erkek’ çocuk babanın rolünü üstlenir. Yapılması gereken baba sorumlulukları kendi görevi olarak benimser ve babayı devre dışı bırakır. Bu durum aile içi iletişimsizlik, yalnız kalma, gard alma gibi birçok durumu beraberinde getirir.

Tüm bunların ortaya çıkmaması için öncelikle şunun farkına varılması gerekmektedir. İnsan olarak diğer bir kişiye ihtiyaç duymaktayız, bu insan olmanın gerekliliği olup bir acizlik göstergesi değildir. Aile ilişkisinde de eşler birbirine, çocuklar ebeveynlerine, ebeveynler ise çocuklarına ihtiyaç duyar. “Sana ihtiyacım var damacanayı taşır mısın?” Kişiye sorumluluk atfetmenin yanında işe yarama hissiyatını da yaşatabilecektir.

Sağlıklı ilişki ilk önce çiftler arasında kurulmalı, sonrasında çocuklara bu durumun sirayet etmesi beklenmelidir. İkili ilişkileri iyi olmayan ebeveynlerin, çocuklarının kendi arasındaki ilişkinin yanında ebeveynleriyle olan ilişkilerin güzel olmasını beklemesi hayal ürününden başka bir şey değildir.

 

 

 

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

11 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

12 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

13 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago