“Liberal bir piyasayı ahlaki ve adalet kuralları ile kontrol altına alma ihtiyacı bulunmaktadır. İnsanları, bazı muhteris kar mantığına sahip insan ve kesimlerin merhametine bırakamayız.”
“Ahlaki ve kültürel çözülme ile artan fiyat ve karlar bu şekilde anormal şekilde devam ederse, ülkede ciddi bir sosyal patlama ile karşı karşıya kalabilir”
“Toplumdaki büyük kitlenin mahrumiyetine karşılık, bazı kesimlerin, çok yüksek meblağlar ile araba, yat ve çeşitli lüks malları rahatlıkla satın alması, ciddi bir iktisadi dengesizliği göstermektedir”
Aylardır, ülkemizde ev, araba ve gıda başta olmak üzere ciddi bir hayat pahalılığa şahit oluyoruz. İktisatçılar ve siyasiler, buna sebep olarak enerji fiyatları, inşaat ve çeşitli alanlarda üretim eksikliğini sebep olarak gösterip, bu durumun tabii şartlar çerçevesinde gerçekleştiğini söylüyorlar. Halkın da, bu durumun şartların değişmesine kadar sabır içinde beklemesini istiyorlar.
Bir sosyal kuruluşun başkanı olarak, liberalizmin katı ve kar merkezli mantığına teslim olmanın doğru ve ahlaki olmadığını belirtmek istiyorum. İkinci olarak da, liberal piyasanın ahlakı değerler ile hareket etmediğine ve piyasa kurallarının kendiliğinden şekillenmeyip, bazı büyük firma ve kurumların yönlendirmesi ile gerçektiğine işaret etmek istiyorum.
Ak Parti hükümeti; ahlaki ve manevi değerlere önem vermiş olduğunu söylerken; piyasa kuralları gibi katı bir sistemi yürütmesinin, ahlak, adalet ve aşırı tüketim hastalığı gibi politikalar ile problemlere çözüm bulmaya çalışmasının da hatalı ve kendi söylemlerine aykırı olduğunu belirtmek istiyorum.
Şu anda Türkiye’de insanlar, maaşlarının tamamını vererek ev kirasını ödeme mecburiyeti ile karşı karşıya kalmışlardır. Aynı şekilde, insanların çoğu; güç bela almış oldukları arabalarının yakıtlarını ödemekte güçlük çekmektedirler. Bu duruma karşılık; toplumdaki bazı kesimlerin, çok yüksek meblağlar ile araba, yat ve lüks malları rahatlıkla satın almasının, ciddi bir iktisadi dengesizliğın ortada olduğunu belirtmek durumundayım.
İnşaatların yeterli düzeyde olmaması, ev kira ve fiyatlarının yüzde yüzelli miktarında artmasını sonuçlandırdığını, hiçbir akıl açıklayamaz. Burada, ciddi bir fırsatçı mantığın aşırı kazanç elde etme arzusundan bahsedebiliriz. Her ne kadar, piyasanın denetlenerek bu konunun çözümü hedefleniyorsa da, bu konunun; giderek ahlak ve merhamet duygularını kaybeden bir toplumda bu metodun çözüm getiremeyeceğini bilmek gerekiyor.
Aynı şekilde, ülkemizde üretilen çeşitli ürünlerin fiyatlarının yüzde yüz’e varan bir fiyat artışı ile karşı karşıya kalması, yine döviz, petrol veya enerji fiyatları ile açıklanamamaktadır.
Dolayısıyla, liberal bir piyasayı ahlaki ve adalet kuralları ile kontrol altına alma ihtiyacı bulunmaktadır. İnsanları, bazı muhteris kar mantığına sahip insan ve firmaların merhametine bırakamayız.
Bu yüzden, halkın ahlakı, sağlığı ve geçiminden menfaatlenenlerin en ağır ceza ile cezalandırılması, köklü olmasa da, geçici bir tedbir olabilecektir.
İnsanımızın ahlak ve adalet değerlerinden uzaklaşmasına sebep olan materyalist ve pragmatist eğitim ve iktisadi kurallar, giderek Müslüman toplumumuzu maddeci ve ferdiyetçi bir karaktere ulaştırırken; batı’dan alınmış, ruh ve kültürümüze uygun olmayan kurallar ile toplumun kimlik değişimine açık bırakılması, yerli ve milli bir anlayışa yakışmamaktadır.
İktisadi ve siyasi çalışmaların, ahlak ve kültür merkezli anlayış ve düşünceler ile şekillendiği açıktır. Bu yüzden, eğitim ve kültür hayatının, tarihi ve geleneksel değer ve fikirlerimizle şekillendirilmesi artık acil bir çözüm yoludur. Gençlerimizin, tarih ve kültürümüzden her gün sosyal medya yoluyla uzaklaşması, yönetimin kendi sorumluluğunu anlamasına artık sebep olmalıdır.
Kültürel ve ahlakı alandaki yabancılaşma ve artan fiyat ve karlar bu şekilde devam ederse, ülkenin ciddi bir sosyal patlama ile karşı karşıya kalabileceği ve halkımızı ciddi bir mahrumiyet sonucu isyankar tutumlara mecbur edeceğinden endişe ediyoruz. Bu önemli konularda hükümeti, yeni tutum ve tedbirler almaya çağırıyorum.
Prof. Dr. Sami Şener / Sosyologlar Derneği Başkanı