Hayatın akışı, suyun akışına benzer. Su akar yokuşlara tırmanır, göl olur, deniz olur. Bundan yeni bir hayat kurulur. İnişe geçer, nice varlıkları alır alır götürür. Yine hayat olur.
Su, hayat iç içe geçer, insan olur, başka bir âleme dönüşür. Devran gelir, dert olur, zaman gelir medeniyet kurulur. Hayat değerini bulur, kıvamına kavuşur. İnsan ile bütünleşir, Şuur canlanır, nice sırlar ile sosyolojik sahne kurulur. Bu hengâmede gelişmeler, beşeri şahlanışı tetikler. İnsan dertlere müptela olur. Dertlerden de ancak Yardana güvenle şifa bulur. Ona dönmeyen, Ona güvenmeyen karanlıklara gömülür. Zindanı andıran bir hayata mahkûm olur. Zindanı andıran hayattan kurtulmak isteyen, Kur’an’da kurtuluş reçetesi bulur.
Şimdi biz de kurtuluş reçetesini uygulayan önderlerden iki önemli örnek ve gerçek kahramanı anlayalım. Biri insanlık tarihinin en büyük ve çetin imtihanlarını yaşayan Hazreti İbrahim aleyhisselamdır. Diğeri Onun oğlu Hazreti İsmail aleyhisselamın soyundan gelen insanları ve cinlerin peygamberi ve rahmetenlilâlemin Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’dir. Şimdi bu çok önemli ve önemli olduğu kadar da gerekli meseleye girelim.
Allah Teâlâ’ya güven, nefsanî duyguların bataklığından çıkmakla başlar. Buağlam yürekli ve çelik iradeli müminin hayat tarzıdır. Bu da kulun, şüphe mikroplarından, cehalet karanlığından ve belirsizlik illetinden arınmasını sağlar. Allah Teâlâ’ya güven, bütün ârızî duygulardan arınan ve halis dinin halis mümini olabilenlerin makamıdır. Halis dinin yalnızca âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’ya ait olduğu inancını taşıyanlar kıvama erenlerdir. Bunlar Onun rızasından başka hiçbir şeye kalbinde yer vermeyenlerdir. Bunlar, “ben ancak senin kulunum” diyerek her şeyini Rabbine fedâ ederler. Böylesi hasbîlik örnek peygamberlerde vardır.
Bu yüce şahsiyetlerden Hazreti İbrahim aleyhisselam öncülerdendir. O en ağır imtihanlara tabi tutuldu. Bu imtihanlarını Allah Teâlâ’ya bağlılığı, pürüzsüz, katıksız güveni ile kazandı. Bunları Rabbimiz beyan etmektedir. Hazreti İbrahim aleyhisselam büyük mücadele piridir. Ailesinde başlayan mücadele manidardır; Bir zamanlar, İbrahim babası Azer’e demişti ki: “Sen putları ilâhlar mı ediniyorsun! Ben gerçekten seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” (En’am:6/74) diyerek babasından başlayarak sürdürmüştür. Hazreti İbrahim aleyhisselam put perestliğin karşısında amansız mücadele verdi. Ölüme meydan okudu. Yiğitlik makamında duruşu ile Gaddar Nemrud’a rağmen putlarını parçaladı.
Onu sorguladılar Ateşte yakmakla tehdit ettiler, Yiğitlik makamında duruşu karşısında küfrün tutarsızlığını beyinlerine kazıdı. Ateşe attılar, yakamadılar. Hatta Cebrail aleyhisselamın kurtarma teklifi karşısında bile Rabbi ile kendi arasında, “bana Rabbim yeter, O ne güzel vekildir” deyip Cebrail aleyhisselamı bile aracı olmasına gönlü razı olmadı. Homurdayarak yanan büyük ateşin alevleri arasına girince Rabbimiz ateşe emretti ;“Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selâmet ol. Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları en çok zarar edenler durumuna düşürdük.” (Enbiya:21/69-70) İbrahim aleyhisselam imtihanlara göğüs gerdikçe Rabbi Onu daha çok ödüllendirdi. Yine imtihan yine imtihan devam etti.
Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin mukaddes olan evin Kâbe’nin yanında, ekin bitmez bir vadide iskân ettim. Ey Rabbimiz! Bunu, namazı dosdoğru kılsınlar diye yaptım. Artık insanlardan bir kısmının kalplerini onlara meylettir. Şükretmeleri için de o belde halkını bazı meyvalarla rızıklandır. (İbrahim:14/37) İbrahim aleyhisselam ikinci hanımı Hacer ile oğlu henüz bebek İsmail’i, hiçbir hayatı aktivitesi olmayan kup kuru beldede bıraktı Harran’a dönüyordu. Hanımı Hacer Ona sordu, sen gidiyor, bizi burada mı bırakıyorsun? Evet, cevabını alınca, pekiyi biz burada ne yapacağız? Diye sordu. İbrahim aleyhisselam’ın cevabı kan dondurucu idi; “Size Allah vekildir.” Hacer, öyle ise kabul ediyorum, dedi.
Evet, Hazreti İbrahim aleyhisselam akıllara durgunluk verecek bir imtihan yaşadı. Hazreti İbrahim aleyhisselam, oğlu Hazreti İsmail aleyhisselam’a; “Yavrucuğum, rüyamda seni kurban edeceğimi gördüm. Bak, ne dersin?” bir düşün dedi. O, “Babacığım, sen sana emredileni yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” deyiverdi. (Devamı haftaya)
Bu güven ile kalbiniz şifa bulsun.
Esselamu aleykum İlhan ORAL
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…
Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…