HAYVANLAR SAVAŞ ARACI OLARAK KULLANILABİLİR Mİ?

Hayvanlar âlemi, biz insanlar için ilginç bir o kadar da gizemlidir aslında.

Geçmiş asırlardan bu yana hayvanlar, savaş aracı olarak da kullanılmış. Ebrehe’nin fil ordusuyla Kabe’yi yıkmaya gelmesini zannediyorum bilmeyenimiz yoktur.

İnsanın beyni bazen çok farklı işler. Hele ki akıl melekesini kiraya verenlerin beyni, şeytana pabucunu ters giydirecek cinsten fikirler üretir.

Hal böyle olunca da savaşlarda kullanılan Fillere karşı domuzlar kullanılmış. “Savaş domuzları” adı verilen bu hayvanlar katrana batırıldıktan sonra yakılıyor ve düşman üzerine salınıyor. Bundan sonrası ise tam bir kargaşa ortamı. Canhıraş bir şekilde koşan domuzların bağırtıları arasında filer ürkerek geri dönüyor ve kendi askerlerini eziyor.

Bu konu hakkında kısa bir araştırılma yapıldığında, çok ilginç olaylara rastlamanız mümkün. İkinci dünya savaşı sırasında ABD, yarasaları günümüzün deyimiyle SİHA olarak kullanmayı planlamış. Bu konuda kısmen de başarılı olmuş.

Bir diş hekimi olan Lytle Adams Beyaz Saray’a Ocak 1942’de sunduğu proje şöyle:

Yarasaların üzerine bağlanan küçük patlayıcılar ile birlikte yarasalar kafeslere konacak, Uçaklardan atılan kafeslerin paraşütleri belli bir irtifadan sonra açılacaktır. Paraşütlere bağlı olan kafes mekanizması açılarak yarasalar havada serbest kalacaklardır. Yarasalarda aynı zamanda kanatlarının çırpılma hesabına göre küçük zamanlayıcılarda vardı. Zaten ahşap ve karton evlerde oturan Japonların evleri, bu şekilde patlatılacak ve ateşe verilecekti.

Bu proje kısmen başarılı olsa da çeşitli sebeplerle rafa kaldırıldı.

Zannediyorum bu kısa girişten sonra sormamız gereken soru şu:

“Hayvanlar savaş aracı olarak kullanılabilir mi? Binek olarak kullanılmalarının haricinde hayvanların, savaş aracı olarak kullanılması ne kadar doğrudur”

Peygamberimizin (sav) hayvanları çok sevdiği ve onlarında insan üzerinde hakkı olduğunu belirten hadisleri vardır. Aynı zamanda, tabiatta hiçbir canlının gelişigüzel yaratılmadığı, hepsinin yeryüzünde bir görevinin olduğunu da yüce kitabımızda bizlere bildiriyor.

“Hayvanları da Allah yaratmıştır. Sizin için onlarda ısıtıcı şeyler (yün) ve birçok faydalar vardır. Hem onların kendisinden (ve gelirinden) yersiniz. Akşamleyin getirirken, sabahleyin de salıverirken onlarda sizin için bir (zevk ve) güzellik vardır. (en-Nahl 16/5-6)

“Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasın. Biz kitapta (levh-i mahfuzda) hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanacaklardır.” (el-Enâm 6/38)

Bu ayeti kerimelere göre hayvanlarda birer ümmettir ve bu kainatta başıboş ve gelişigüzel yaratılmamıştır.

Konu hakkında sizlere, peygamberimizin (sav) uygulamalarından da bahsedersek,  İslam’ın bakışını yansıtmış oluruz diye düşünüyorum.

“Kim bir serçeyi boş yere sırf eğlence olsun diye öldürürse, kıyamet günü o serçe feryât ederek Allah’a şöyle seslenir:

– Ey Rabbim! Falan beni gereksiz yere öldürdü, herhangi bir fayda için öldürmedi.” (Nesâî, Dahâyâ, 42

Aslında bu konuda Peygamberimizin (sav) birçok uygulamasını buraya almak mümkün. Hz. Peygamber (sav) Mekke’nin fethine giderken yolda yavrularının üzerine gerilmiş ve onları emzirmekte olan bir köpek görmüştü. Ashâbından Cuayl bin Sürâka’yı  köpek ve yavrularının başına nöbetçi dikmiş bu konuda örnek kişiliğini bir kez daha ortaya koymuştu.

Mute Savaşına çıkacak olan İslam Ordusuna hitap eden iki cihan güneşi, “Sivil halkın, çocukların ve yaşlıların öldürülmemesini” emrederken, ağaçları ve hayvanları da zikretmiş, onlara da zarar verilmemesini istemiştir.

Şimdi soralım.” Savaş ortamında dahi hayvanların korunmasını emreden ve davranışlarıyla bunu gösteren Peygamberimiz mi medeni, yoksa savaşı kazanmak için hayvanları savaş aracı olarak kullanan ve hunharca katleden zihniyet mi medeni?

Ne dersiniz?

Şaban DOĞAN