Yalova’da Sokaklarda Çalıştırılan 17 Çocuk Topluma Kazandırılıyor
Yalova İl Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) tarafından hazırlanan “Çocuk Olmak İstiyorum” projesi, pilot olarak seçilen 700. Yıl Osmangazi Ortaokulunda uygulanmaya başlandı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekipleri, okula devam sorunu yaşayan öğrencilerle ilgili saha araştırması sonucunda sokakta çalışmak zorunda bırakılan 17 çocuğu belirledi. Ailelerle yapılan görüşmelerin ardından sokaktan alınan çocuklar, İl Sağlık Müdürlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Gençlik Merkezi ve Halk Eğitim Merkezinin desteğiyle açılan sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere dâhil edildi. Okul çıkışında servis araçlarıyla alınan öğrenciler, müzik kursları ve spor aktiviteleriyle topluma kazandırılıyor.
Her Çocuğun Çocuk Olma Hakkı Vardır
Değerli okuyucularım;
İç ve dış savaşlar, netice itibariyle zorunlu olarak iç/dış göç, yoksulluk, ailelerin parçalanması ve çocukların sokaklarda dilencilik yapması veya çalıştırılması anlamına gelir. Dolayısıyla çocukların sokakta çalıştırılmalarının önüne geçilmesini sağlayan her sosyal proje, takdir edilmeli, desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Çocukların sosyal rehabilitasyonu demek ise çocukların çocuk gibi yaşama hakkına kavuşturulmaları anlamına gelir. Örneğin Yalova’da yürütülmekte olan projede sosyal, kültürel ve sportif eğitimlerle sokak çocuklarının okula gitmeleri ve okuldaki başarılarının artırılması sağlandı.
Çocukların çocukça yaşamalarını engelleyen her durum, her türlü riske açık bir toplumsal risktir. Onun için ilk önce çocukların sokaktan uzaklaştırılmaları gerekmektedir. Bunun için de düzenli bir okul hayatına kavuşturulan çocuklar, uzman sosyal hizmet elemanları aracılığıyla psiko-sosyal destekle okul aidiyetleri artırılmakta, aile bağları güçlendirilmekte ve aile fertleri de bu konuda bilinçlendirilmek.
Erken önlemlerle sokak çocukları sorununa müdahale edilmediğinde çocukların sokak kültürüne alışabilecekleri gibi aile bağları da zayıflamaya bağlı olarak her türlü gayrı meşru alanlara kayabilmekte ve suç işleyebilmektedir. Örneğin Yalova’da da görüldüğü gibi proje uygulanmadan önce yoksul ve göçmen ailelerin çocukları, sabah okula gidip öğleden sonra okuldan kaçıp sokağa çıkarak, mendil gibi bir şeyler satarak, 3-5 kuruş kazanıyorlardı. Ancak kazandıklarını da internet kafeleri gibi yerlerde harcayıp oralarda kurulan gruplar aracılığıyla bağımlılık yapan kötü alışkanlıklara sürükleniyorlardı.
Sokakta Çalışan Çocuklar Sorunu Çocuk Dostu Sosyal Politikalarla Ancak Çözülebilir
Türkiye’nin hemen her ilinde gerek yoksulluğun artması, gerek ailelerin parçalanması, gerekse göçmenlerin yeterince geçim kaynağına sahip olmaması gibi sebeplerden ötürü sokakta çalışan çocukların sayısı artmaktadır. Bu devasa sorun, küçük çapta ele alan sosyal projelerle ancak kısmen çözülebilir. Dolayısıyla yurt çapında geçerli olan yani makro düzeyinde kurgulanmış ve devlet tarafından uygulanan çocuk dostu sosyal politikalara ihtiyacımız vardır. Bu çerçevede çocukların öncelikli olarak temel ihtiyaçlarının azamî derecede karşılanmasını ön plânda tutan sosyal plân ve programlar hayata geçirilmelidir. Bunun için eğitim, aile terbiyesi, sosyal çevre, meslek edinme gibi sosyal hayatın hemen bütün alanlarında çocuğun maddî ihtiyaçlarının karşılanmasının ötesinde manevî huzur ve mutluluk içinde yaşamasını sağlayan bütün tedbirlerin geliştirilmesi gerekmektedir.
Aile politikası ve yoksullukla mücadele alanında tespit edilen sosyal politikalara uygun olarak, çocuğun ülke çapında bedenî, ruhî, aklî, ekonomik ve psiko-sosyal gelişimin önündeki engelleri kaldırmayı ve çocuk gelişimini en üst seviyede sağlamayı hedefleyen merkezî, mahallî, özel ve gönüllü sosyal hizmet ve refah politikaları oluşturulmalıdır. Bu çerçevede somut olarak atılacak adımlar şunlardır:
1.) Aileye yönelik sosyal hizmetler kapsamında aile ve çocuk danışmanlığı hizmetleri verilmelidir.
2.) Aile bakımı kapsamında aile ortamında yaşayan engelli ve bakıma muhtaç çocuklara eve yönelik bakım hizmetleri sunulmalıdır.
3.) Aile ve çocukları sosyal güvenlik kapsamına alınmalıdır.
4.) Çocuklu ailelerin aile ödeneklerinden yararlanabilmesi için, devletçe bakılma veya kamusal sosyal yardım kapsamında çocuk parası, çocuk bakım parası gibi ailenin refah seviyesini iyileştirici programlar uygulanmalı ve bütçeden bu amaçla makul bir pay ayrılmalıdır.
5.) Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik kurumsal eğitim ve bakım hizmetleri geliştirilmelidir.
Çocuklarımızı değişik risklere karşı koruyucu sosyal politikalar bağlamında ise yapılması gerekenler şunlardır:
1.) Çocuk ve gençlere alkol içeceklerin, sigaranın ve müstehcen neşriyatın satılmamasını sağlayan denetim sistemleri güçlendirilmelidir.
2.) Çocuklara sportif ve sosyo-kültürel aktivitelerinin yanında insan sevgisini aşılayan dinî, manevî ve(ya) ahlâkî eğitim programları sunulmalıdır.
3.) Aile içi şiddete maruz kalan veya cinsel istismara uğrayan çocuk ve gençler, devletçe koruma altına alınmalıdır.
4.) Hiçbir ayırım yapılmaksızın doğumdan başlayarak okul hayatının bitimine kadar bütün çocuklara koruyucu sağlık hizmetleri sunulmalıdır.
5.) Çocukların sosyalleştirilmesi ve topluma kazandırılması bakımından aileler, sosyal pedagojik yönden desteklenmeli ve değişik eğitim konularına tâbi tutulmalıdır (Sağlıklı beslenme; Sosyal hayata uyum; Sosyal kaidelerin çocuğa öğretilmesi; Terbiye, ahlâk ve sevgi eğitimi, Öfke kontrol eğitimi vb.).
6.) Çocuk işçiliğinin bütünüyle mücadele etmek mümkün görünmese bile en azından çocukların kötü şartlar altında çalıştırılması yasaklanmalıdır. İş sağlığı ve güvenliğinin yetersiz olan işyerlerinde çalışan çocuklar, değişik kazalara maruz kalabilmekte ve hayatlarını dahî kaybedebilmektedir. Bundan dolayı tedricî olarak ilk aşamada tehlikeli çocuk işçiliği daha sonra ise genel anlamda hangi türden olursa olsun çocuk işçiliği ile mücadele edilmelidir.
Velhâsıl-ı Kelâm
Türkiye çapında sokakta veya tehlikeli işyerlerinde çalışmak durumunda kalan çocukların tespiti yapılmalı ve önleme maksatlı olarak bunların sokaklarda ve bu gibi işyerlerinde çalıştırılmaları yasaklanmalıdır. Başta tehlike arz eden işyerlerinde ve yüksek risk unsuru taşıyan sokaklarda çalışan çocuklar, buralardan kurtarılmalı ve denetimli olarak ücretsiz veya maddî destekli (meslekî) eğitim programlarına kazandırılmalıdır.
Bunun için en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğinin aynı zamanda ailelerin ihtiyaçlarına cevap vererek, ücretsiz temel eğitimin önemine ve buna maruz çocukların bütün bu tehlikeli işlerden uzaklaştırılmaları gereğini ve onların rehabilitasyonlarını ve sosyal uyumlarının sağlanmasını dikkate alan kapsamlı eylem programlarının hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir.
Çocuk işçiliğinin büyük ölçüde yoksulluktan kaynaklandığını ve uzun vadeli çözümünün de sosyal gelişmeye ve özellikle yoksulluğun azaltılmasına ve evrensel eğitime imkân tanıyan sürekli ekonomik büyümede yattığını kabul ederek, sürdürebilir kalkınmayı esas alan çocuk dostu sosyal politikaların oluşturulması ve uygulanması gerekmektedir. Türkiye’de bütün bunları uygulamaktan sorumlu kurum ise Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıdır. Buradan Bakanımız Zehra Zümrüt SELÇUK hanımefendiye duyurulur.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi