Analiz

HER MÜSLÜMAN NEMRUT’UN ATEŞİNE SU TAŞIYAN KARINCA GİBİ OLABİLMELİDİR

Yazdığım her satırda, Mirat Haberimiz için yapmaya çalıştığım her seslendirmede, Nemrut’un ateşine su taşıyan karınca misali, yüreğimde yanan ateşe bir damla su götürebilir miyim diye düşünüyorum. Biliyorum ki o bir damla su, ateşler içinde yanan İslam ümmetinin derdine deva olmayacak. Ama yine biliyorum ki, Filistin, Irak, Suriye ve dünyanın her tarafında, Kelime-i Şahadet şemsiyesi altında toplanan Müslüman kardeşlerimiz için, küçük de olsa bir şeyler yapabilmenin huzuru, bir nebzede olsa rahatlatacak yüreğimi…

Öyle ya, “Ancak bütün Mü’minler kardeştir” buyuruyor, yüce rabbimiz. “Müslüman Müslüman’ın din kardeşidir” buyuruyor, iki cihan güneşi. Bu düşünceler bir lahza serinletirken yüreğimi, deniz sahillerine vuran küçük bedenler düşüveriyor benliğimin derinliklerine. Ağlayan ve gözyaşı döken yüreğimin sesi kaplıyor adeta bütün bedenimi. Haykırmak istiyorum bütün dünyaya. “Ey insanoğlu! Nedir bu birbirine olan kin ve nefretin?” Hani sen eşrefi mahlûkat olarak yaratılmıştın?  Cenabı hak seni yaratırken, kendi ruhundan üflemiş, sevgi meziyetini mayana katmıştı ya… Nerede kaldı o mayandaki sevme ve sevilme duygusu? Yoksa sen isyan mı ettin yüce rabbine? “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir” buyururken Kuran, sahillere vuran insan cesetlerini, üzerine bomba yağan Müslümanların TV görüntülerini, oyun mu sanıyorsun hiç düşünmeden!

Ben demek şeytana mahsustu hani? Eğer biz olmayı başarabilseydik, yağar mıydı Müslümanların üzerine bombalar? Acaba o zamanda vurur muydu sahillere küçük bedenler? Sen ben yok, biz varız diye haykırabilseydik bütün dünyaya, Mescidi Aksa’da öldürülür müydü yine Müslümanlar? İslam’a terör dini, Müslümanlara da terörist diyebilirler miydi yine kendini bilmez insan müsveddeleri?

Ama unutmayalım ki, “Her zorlukta bir kolaylık vardır.” İslam’a ve Müslümanlara kurulan tuzakları boşa çıkaracak olan yüce rabbimiz vardır. Herkes unutsa da bizi, bizi unutmayan yüce rabbimiz vardır.

Bugün dünya üzerinde var olan bunalımların sebebi, vahiy ile aklı birbirine düşüren sekülerizmin  ilkeleridir. İlim ve dinin ayrı kategorilerde olduğunu iddia etmek, bunu da bir hayat görüşü olarak insanlığa empoze etmek, dünya üzerinde yaşanan bu günkü kargaşanın asıl sebebidir. Oysa vahiy ile akıl, ikiz kardeş gibidir. Bu ikiz kardeşi birbirinden ayırmaya çalışan düşünce, bir yıl içinde yüz milyarlarca doları silahlanmaya ayırmaktan çekinmemektedir.

Batının tüketimi körükleyen politikalarıyla, gelişme ve büyüme ideolojileri, dünyayı çekilmez bir hale getirmiştir. Her şeyi hazcılığa dayandıran pozitivist düşünce yapısı, kendi varlığını idame ettirebilmek için, insanların üzerine bomba yağdırmaktan bile çekinmemektedir. Tüketime yani hazcılığa dayanan sekülerizmin ilkeleri, dünya üzerinde nerede enerji kaynakları varsa, orayı ele geçirmek için her yolu mubah saymaktadır. Milyonlarca insanın ölmesi pahasına bile, bu olgu değişmemektedir.

Bu gün insanlığın önüne sunulan bütün ideolojiler, insanın insanlığını unutturacak bir egoizm taşımaktadır. Doğu ile batı arasındaki medeniyet çatışması, insanlığı birbirine düşürmekle kalmamış, enerji kaynaklarının egoistçe harcanmasının yanında, doğa ve tabiatın da katledilmesine sebep olmuştur. İnsanlık insanlığını unuturken, gelecek nesillere hiçbir şey bırakmamaya adeta yemin etmiştir.

Dünyanın bir kısmında insanlar sınırsız tüketim çılgınlığı içinde obezite hastalığına yakalanırken, diğer kısmındaki insanlar ekmek ve su bulamadığı için açlıktan ölmektedirler. Keşke insanlık, silahlanmaya harcamış olduğu parayı, aç olan insan kardeşlerini doyurmak için harcamış olsaydı, bu günkü dünya ne kadar güzel olurdu! Şu anda küçük dünyamız üzerinde; Hiroşima’ya atılan atom bombasından bir milyon kere daha fazla etki yapacak nükleer silahların varlığı, ne kadar da düşündürücüdür. Düşündürücü olduğu kadar da, üzücü ve de korkutucudur.

Bütün bunlar olurken biz Müslümanlara düşen görev, “Her zorlukta bir kolaylık vardır” ayetine kulak vererek, dünya insanlığının selameti ve huzuru için “Ben ne yapabilirim?” sorusuna cevap bulmaktır. Aynı, Nemrut’un ateşine su taşıyan karıncanın misali, herkesin yapabileceği bir şeyler vardır. En azından İslam ve Müslümanların tarafında olmak gibi…

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Şaban DOĞAN

Recent Posts

  • Gündem

ERDOĞAN ELEŞTİRDİĞİM AMA MUSTAFA KEMAL’İ AŞAN LİDERDİR

Haberler.com'a konuk olan Türk ilahiyatçı ve yazar Ali Rıza Demircan, "Bana göre, bir açıdan değil…

7 saat ago
  • Gündem

BEN EVİNİN HANIMEFENDİSİ EŞ VE ANNEYİM

Bir Hanım Gözü İle Ev Hanımlığı Bir etkinlikteydim. Sıra bana geldiğinde kendimi tanıtmam gerekiyordu, ama…

8 saat ago
  • Makale

TAĞUT OLAN LAİKLİK AKIL VE BİLİM DIŞI BİR HURAFEDİR

Makalemizin başlığı “Laiklik Hadi Din Düşmanlığı Değil, Dinsizlik de mi Değil” şeklinde  idi. Bizde olguların…

9 saat ago
  • Gündem

Kakapo: Uçamayan Gece Papağanı

Kakapo: Uçamayan Gece Papağanı Kakapo Uçamayan Gece Papağanı  Kakapo’nun Yaşam Süresi ve Üreme Döngüsü Kakapo,…

9 saat ago
  • Gündem

Başöğretmenimiz Hz. Muhammed’in İzinde: 24 Kasım Öğretmenler Günü

İslam dini, eğitimin ve ilmin önemini en üst seviyeye koyar. Kur’an-ı Kerim’de Allah, kalemi ve…

10 saat ago
  • Makale

TEFEKKÜR-Ü YUSUF -VII

Merhameti yüksek bağışlaması bol Allah’ın adıyla. Sohbeti Kur’an olanın yolu aydınlık olur. 21-31/ ✓Hz. Muhammed'den…

10 saat ago