Necati Doğru’nun “Her Ülkeye Bir Kâbe” Önerisine Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
Sözcü gazetesi yazarı Necati Doğru‘nun köşe yazısında Kâbe ile ilgili yaptığı öneri, kamuoyunda ve özellikle İslamî çevrelerde büyük bir infial yarattı. Doğru, İslam’ın en kutsal mekânı olan Kâbe’nin her Müslüman ülkeye birer tane inşa edilmesi gerektiğini savundu ve bu önerisini “VIP hacı ve cennet!” başlıklı yazısında paylaştı. Yazı, Kâbe’nin İslam’daki merkezi konumunu ve kutsallığını görmezden gelmesi sebebiyle pek çok kişi tarafından “cehalet kokan bir öneri” olarak değerlendirildi.
İslam inancında Kâbe, sadece bir ibadet merkezi değil, Müslümanlar için tüm dünyadaki tek kıbledir. Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından inşa edildiğine inanılan Kâbe, her Müslümanın hayatında bir kez gidip ziyaret etmesi gereken bir ibadet yeri olarak kabul edilir. Kâbe, Mekke’de bulunmasıyla, İslam’daki birliğin, tevhidin ve Allah’a olan ortak bağlılığın sembolü olarak görülmektedir. Bu nedenle, farklı ülkelere yeni Kâbeler inşa edilmesi fikri, İslam’ın bu kutsal değerleriyle çelişen ve derin bir anlamı göz ardı eden bir öneri olarak algılandı.
Doğru’nun yazısında öne sürdüğü “Her Müslüman Ülkeye Bir Kâbe” reformu düşüncesi, İslam’ın ibadet anlayışını bilmeyen bir yaklaşım olarak yorumlanıyor. Bu öneri, İslam’ın merkezî ibadet noktasını sıradanlaştırma ve İslamî değerleri basitleştirme girişimi olarak değerlendirildiğinden, pek çok kişinin tepkisini topladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz da bu skandal öneriye tepki gösterenler arasında yer aldı. Türkyılmaz, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, yazının “ironi” olarak yorumlanmaya çalışılsa bile, Müslümanların kutsal mekânlarıyla alay eder bir yaklaşım taşıdığını belirtti. Türkyılmaz’ın ifadesiyle, yazarın bu önerisi “cehalet ve had bilmezlik” olarak nitelendirildi.
Türkyılmaz’ın ifadeleri, İslamî değerlerin medya ve yazarlar tarafından ciddiyetsizce ele alınmaması gerektiğini hatırlatırken, Kâbe’nin yalnızca bir bina değil, tüm Müslümanları birleştiren bir simge olduğunu vurguluyor. Kâbe’ye alternatifler düşünmek, İslam’ın evrensel birlik anlayışına aykırı olarak değerlendiriliyor.
Sosyal medyada ve çeşitli platformlarda birçok kullanıcı, Necati Doğru’nun bu önerisinin İslam’a ve Müslümanların kutsal değerlerine saygısızlık olarak kabul edilmesi gerektiğini dile getirdi. Kâbe’nin, İslam’ın temel değerlerinden olan tevhid inancının sembolü olduğu ve bu sembolün “çoğaltılabilir” veya “alternatifleri yapılabilir” olmadığını belirten pek çok kişi, yazarın İslam’ı anlamadan bu tür önerilerde bulunduğunu ifade etti.
Yazar Necati Doğru’nun Kâbe ile ilgili sözleri, kutsal değerleri sıradanlaştıran bir yaklaşım olarak görülüyor. Doğru’nun bu çıkışı, İslam’ın kutsalları üzerinde yeterince bilgi sahibi olunmadan yapılan yorumların toplumda ne denli yanlış anlaşılmalara ve kırgınlıklara sebep olabileceğini bir kez daha gösteriyor.
HABER YORUM
Cehalet ayyuka çıkınca, akıl, fikir ve izan da şeytanın evine misafirliğe gidermiş… Ve gidiş o gidiş…
Bu nasıl bir cehalettir ki, her ülkeye bir Kabe yapılması teklif edilebiliyor…
Aşağıda ki ayetleri okumadan ve düşünmeden cahilce yazılan bir yazı…
Haydi diyelim ki Müslüman değilsiniz… Haydi diyelim ki Ateist ya da deistsiniz…
Yahu, Müslümanlar nerede, nasıl ve nereye yönelerek ibadet edeceğini size mi soracak?
Müslümanlar üzerinde baskı kurarak, kendi din anlayışınızı dikte etme ve insanları zorlama hakkını nereden buluyorsunuz?
Laiklikten mi yoksa Atatürk ilke ve inkılaplarından mı alıyorsunuz bu hakkı?
Bu hakkı nereden alıyorsunuz bilmiyorum ama bu şekilde ki tekliflerinizle cehaletinizi ortaya koymakla kalmıyor, kamuoyunda gülünç duruma düşüyorsunuz…
Başınızı kaldırın ve bakın…
Kargalar bile gülüyor size…
“İnsanlar için toplu ibadet yeri ve kıble olarak kurulan ilk ev, Bekke olarak da bilinen Mekke‘deki Beytullah, yani Kâbe’dir. Mescid-i Aksâ’dan çok daha önce yapılan bu mescit, bütün insanlar için barış, huzur, saadet ve bereket kaynağı ve Allah’ın emir ve yasaklarına itaatin bizzat yaşanarak öğrenilmesini sağlayan bir kılavuz, bir yol gösterici olmak üzere Allah’ın emriyle, bizzat İbrahim Peygamber ve oğlu İsmail (as) tarafından inşa edilmiştir. Süleyman Peygamber zamanında inşa edilen ve Yahudilerin asıl ve değişmez kıble olduğunu iddia ettikleriMescid-i Aksâ (Süleyman Mabedi, Kudüs Tapınağı) ise bundan bin küsur yıl sonra yapılmıştır. O hâlde Kâbe, hem zaman önceliğine sahip olması ve hem de bütün semavi din mensuplarının atası ve önderi olan İbrahim Peygamber tarafında yapılmış olması sebebiyle kıble olmaya daha lâyıktır. Vaktiyle ilahi mesajı temsil ve tebliğ etme görevini üstlenen İsrailoğulları’na Mescid-i Aksâ’yı kıble yapan Allah, bu mesajdan yüz çevirdikleri için önderlik görevini onlardan alıp yeni İslâm toplumuna vermiş ve bu değişimin en belirgin işareti olarak kıbleyi Mescid-i Aksâ’dan Kâbe’ye çevirmiştir.” (Ali İmran 96)
MİRATHABER.COM