HİPERSONİK BİR BELA
Alışıldık, geleneksel Hava Savunma Sistemlerinin yerini artık Hipersonik Seyir Füzeleri aldı. Günümüzde, üstün savunma teknolojisiyle çalışan ülkeler bu konuda kıyasıya bir yarış içindeler. Başta Çin olmak üzere; Rusya, Birleşik Devletler, Japonya, İsrail ve son olarak ta Kuzey Kore bu alana yoğun mesai harcıyor.
Hipersonik seyir füze sistemleri sesten 5 kat daha hızlı olmalarıyla bilinen en üstün hava silahları olarak şuan ülke gündemlerinde. Hipersonik demek 5 March yada daha yüksek hızlar için kullanılan bir terim.
Hipersonik sınıf ise hem kitle imha hem de taktik amaçlı kullanılan füzeler demek.
Bu tip füzelerin en büyük avantajı roket motoruna ihtiyaç duymamalarıdır. Havadaki oksijeni yakan itenekleri sayesinde sayısız atraksiyon yapsalar da; atmosfer dışında ilerlemeleri güçtür. En büyük kabiliyetleri ise manevralarıdır. Sürekli itenek sağlayan motorları ile istedikleri kadar manevra yapma avantajına sahiptirler. Hız kaybına uğramazlar.
Bu durum elbette düşman sistemini yanıltmada büyük avantaj demektir.
Hava ile temas eden motorluların neredeyse hepsi aynı prensiple çalışırlar. Gaz soğukken sıkıştırmak için harcanan enerjileri, sıcakken sıkıştırmak için gereken enerjiden daha düşüktür. Bu nedenle soğukken sıkıştırdıkları gazı yakıp enerji elde edebilirler. Aynı mantıkla çevremize baktığımızda araba motorlarından, termik çevrim santrallere kadar bütün motorların bu basit prensiple çalıştığını görürüz.
Savaş uçaklarında ve bazı yolcu uçaklarında ise sıkıştırma işini kompresörler üstlenmişlerdir. Fakat kompresörün işlemesi içinde türbine ihtiyaç var. Yakıt olarak hidrokarbon yerine hidrojenin kullanılması bir alternatiftir. Fakat Hidrojen oldukça basit bir geometriye sahip olduğundan reaksiyon süresi kısadır. İşte bu nedenle Hidrojen yakıtla çalışan hava araçları alışılanın da üstünde yüksek hızlara çıkabilirler.
Bu genel bilgilerin ışığında insanlığın yeni belası belâsı bu ölüm oyuncaklarının çalışma mekanizmalarını özetlersek, tüm karmaşıklıklarına rağmen Hipersonik füzeleri, balistik füzelerden üstün kılan öğe; hem itenek sisteminin olması, hem de manevra kabiliyetinin üstünlüğüyle düşmanı şaşırtmak olduğunu tekrarlayalım.
Bu o kadar ciddi bir avantajdır ki; hız olarak balistik füzelerden daha az hızlı bir yapı olmasına rağmen, manevralarının tartışılmazlığı ile rotasının öngörülemez oluşu sayesinde kolay kolay tutulamazlar ve imha edilemezler. Saniyede hızlarını katlayabildikleri gibi seri manevralara da hazırlıklıdırlar. Düşman radarın da görünseler de; kontrol edebilme olasılıkları çok zayıftır. İlk seferde ıskalanırlarsa, 1000 km mesafeyi 4 dakika da alabilecek bir füzeye karşı ikinci bir şans gelmeyebilir. Öylesine sıra dışı bir son teknoloji ürünleridirler.
Çin tarafından yapılan son denemelerde bu füzenin hedefi birkaç km ıskaladığı yazılıp çizildi. Fakat yapılan açıklamalar yine de büyük ilerlemeler kaydedildiği yönünde. Uluslararası platformlarda geçen bilgilere göre ise, Pekin’in Hipersonik Füze denemesinde bu denli ileri olmasını Birleşik Devletler istihbaratı ”Sürpriz” olarak değerlendirmiş. Oysa dönüşen dünyanın terazisi gösteriyor ki; olağan dışı bir durum yok. Çin’in bu seviyeye gelmesinin ayak sesleri çeyrek asır öncesinden belliydi.
Bu konuda Rusya’da da önemli çalışmaların sürdüğünü biliyoruz. Hatta; Uzakdoğu ayağına geçersek Japonya Savuma Bakanlığı’nın da Hipersonik’in geliştirilmesi için 57 milyon $’lık bir bütçe ayırdığı konuşuluyor. Öyle ki; tasarlanacak füzenin 2023/2025 yılları arasında test edilmesi dahi takvime eklenmiş. Aynı şekilde yeni yükselen değer Kuzey Kore’de bu konuda çabalıyor. Bence Kuzey Kore gerçeği bu çağın ortalarına doğru kendini kabul ettirecek. Kuzey Kore’nin asla yabana atılmaması gereken bir ülke olduğunu üstüne basa basa söylemek isterim. Geçmişte orada bulundum. Bizzat içlerinde yaşadım ve şahit oldum ki; liderini, memleketini ve değerlerini koruyan üstelik de sonuna kadar sahip çıkan bir toplum. Sosyal medyada yazılıp çizilen karalamalara kesinlikle itibar edilmemesini öneririm. Bilgiye son derece aç saygılılar ayrıca geleneksel bir toplum yapısına sahipler. Dünya gündemini sürekli meşgul eden bu füze sınıfı yeni yeni gelişimlere gebeyken devletimizin satın aldığı S-400’lerin yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum. S-400 savunma sisteminin bu füzelere karşı olan etkisi henüz tüm çabalara rağmen eritilemedi. Bu gerçek bir realite.
Dış güçler alçak senaryolarıyla yine sosyal medyada iş başında olsalar da; ellerinde kalan son barut bu olduğunun da farkındalar. Bunlar son çırpınışları. Bizler dereyi geçinceye kadar dişimizi sıkmalı, devletimize güven telkin etmeliyiz. Proxy anlayışın internet üzerinden yapıp yapabileceği ancak bu suni gündemlerinin arkasındaki çırpınışlardır. Yalanlara itibar etmeden kenetlenelim.
Çünkü, bu göreve bugün sahip çıkan toplumlar ancak yarınlarından emin olabilirler.
MİRATHABER
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…