İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları sürerken, dün akşam saatlerinde İsrail’in Lübnan’a kara harekâtı başlattığına dair iddialar gündeme geldi. Bu iddialar, hem Lübnan halkı arasında hem de uluslararası basında büyük yankı uyandırdı. Ancak Hizbullah Medya Sorumlusu Muhammed Afifi, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Afifi, “İsrail güçlerinin Lübnan’a karadan girmediğini” ancak Hizbullah’ın olası bir kara harekâtına karşı hazırlıklı olduğunu söyledi. İsrail ordusu ise sınırlı kara operasyonları gerçekleştirdiğini öne sürerek, saldırıların Lübnan’ın güney bölgelerinde yoğunlaştığını duyurdu.
Hizbullah Medya Sorumlusu Afifi, İsrail’in Lübnan’a yönelik kara harekâtı başlattığı iddialarının yalan olduğunu vurguladı. Afifi, “Henüz İsrail ile karadan hiçbir çatışma yaşanmadı” diyerek bu tür iddiaların düşmanın psikolojik savaş taktikleri olduğuna dikkat çekti. Ancak Hizbullah’ın Lübnan topraklarına girmeye cesaret eden İsrail güçlerine karşı hazır olduğunu belirtti.
Ayrıca Afifi, İsrail’in istihbarat merkezi Mossad’a ait 8200 numaralı üssün vurulmasının sadece bir başlangıç olduğunu ifade etti. Bu açıklamalar, Hizbullah’ın İsrail’e karşı kararlı bir direniş sergilemeye devam edeceğinin sinyallerini veriyor.
İsrail’in Lübnan’a yönelik hava saldırıları 8 Ekim 2023’ten bu yana yoğun bir şekilde devam ediyor. Lübnan’ın güneyindeki kentler, Bekaa ve Baalbek bölgeleri, İsrail ordusunun hedefleri arasında yer alıyor. İsrail, bu bölgelerde Hizbullah’ın altyapısını yok etmek amacıyla yüzlerce hava saldırısı düzenledi.
Lübnanlı yetkililere göre, saldırılar sonucunda bugüne kadar bin 178 kişi hayatını kaybetti. Bu ölümlerin büyük bir kısmını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Ülkede yaşanan insani krizin boyutu giderek büyüyor. Ayrıca, saldırılar nedeniyle on binlerce insan evlerini terk ederek güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
İsrail’in bombardımanları nedeniyle Lübnan genelinde büyük bir göç dalgası yaşanıyor. Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzey bölgelere doğru büyük bir insan hareketliliği gözleniyor. Bu göç dalgası, Lübnan içerisinde olduğu kadar Suriye’ye de büyük bir nüfus akışına yol açıyor. On binlerce Lübnanlı, Suriye’ye kaçmak zorunda kaldı.
Birleşmiş Milletler, Lübnan’daki bu insani krize dikkat çekerek, uluslararası yardımların arttırılması gerektiğini vurguladı. İsrail’in saldırılarının devam etmesi durumunda, Lübnan’da daha büyük bir insani felaketin yaşanmasından endişe ediliyor.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail’in 27 Eylül’de Beyrut’a düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybetti. Nasrallah’ın ölümü, Lübnan ve İsrail arasındaki gerilimi daha da artırdı. Hizbullah, bu saldırılara karşılık olarak İsrail topraklarına roket ve füze saldırıları düzenliyor.
Hizbullah’ın bu saldırılarında çoğunlukla İsrail ordusuna ait askeri üsler hedef alınıyor. Ancak İsrail tarafından büyük bir hasar rapor edilmedi. Lübnan ve İsrail arasındaki bu karşılıklı saldırılar, bölgedeki tansiyonu her geçen gün daha da yükseltiyor.
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının ne kadar süreceği belirsizliğini korurken, Lübnan halkı bu zor süreçte hayatta kalma mücadelesi veriyor. Uluslararası toplumun bu kriz karşısında nasıl bir tutum sergileyeceği, gelecekteki gelişmeler açısından kritik bir önem taşıyor.
MİRATHABER.COM