Hz. Ali’nin zihnî dünyamda kurguladığım sohbetimiz esnasında kendisine yönelttiğim sorularıma verdiği cevaplar, (başka kaynak gösterilmediği sürece) Mehmet Yılmaztarafından 2003 yılında hazırlanmış olan “Dört Halifeden Vecizeler Sözlüğü” kitabından alınmıştır. Tırnak içinde verilmeyen veya parantez içinde yer alan çok az sayıdaki cevabî sözler, sohbet akışına uyum sağlanması için tarafımızca ilave edilmiştir.
Ben:Ya Ali; Peygamberimiz (sav) sizler hakkında “Ben ilim şehriyim, hikmet eviyim. Ali de onun kapısıdır. İlim isteyen kapıya gelsin!”[1] buyurmaktadır. Bu hadis-i şerif doğrultusunda sizlerle ağırlıklı olarak ilim, hikmet, cehalet ve akıl üzerine bir söyleşi yapmak istiyorum. İlim nedir, niçin bu kadar önemlidir? Hikmetle ne gibi bağlantısı vardır?
Hz. Ali:İlim (âlimlik), bir hazinedir, kılavuzluktur, sığınaktır, diriliktir, şerefin en üstünüdür, soyluluğun süsüdür. Hayat, ilimle tamam olur. Hikmet, ilimle tanınır. Hikmet, akıllının yitiğidir; nerede olursa olsun, onu almaya en layık olan odur.
Ben:İlim sahibi olan bir âlim hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Hz. Ali:Âlim, yeryüzünde Allah’ın kandilidir. Allah, bir kimseye iyilik dilerse, onu o âlimden yararlandırır. Âlimlerle (bilginlerle, bilim insanlarıyla) arkadaşlık ediniz, bilgelere karışınız; bu nefsinizi temizler, bilginizi artırır ve cehaletinizi/bilgisizliğinizi giderir. Bilgi edinen bilgisiz insan (câhil), âlim gibidir.
Ben:Âlim veya bilim insanı, kandil yani aydınlatma işlevini yitirebilir mi?
Hz. Ali:Doğru yoldan çıkarsa, bildiklerini uygulamazsa ve ilmiyle övünürse kandil işlevini yitirir. Yoldan sapmış âlim, câhil gibidir. Câhil, kötülükten vazgeçmez, şehvetinin kölesidir. İlmin fazileti, uygulanmasıdır. Buna bağlı olarak “insanların, ölüm anında en çok pişman olacak olanları, yaşarken bildiklerini uygulamayan âlimlerdir.” İlmin ayıbı, âlimin öğünmesidir.
Ben:İlim, nasıl öğrenilir?
Hz. Ali:İlim, (kitap) okumakla öğrenilir. Ancak “sadece kitap biriktirmeniz değil, onların içeriklerini de öğrenmeniz gerekir.”
Ben:İlmin gayesi, güzelliği ve meyvesi var mıdır?
Hz. Ali:Vardır. “İlmin gayesi, Allah’tan korkmaktır.” Çünkü “en çok ilim sahibi olan insan, Allah’a en çok saygı duyandır.” İlmin güzelliği ise, gereksiz konuşmamaktır. Ayrıca ilmin güzelliği, yayılması, korunması ve ehline bırakılmasıdır. Meyvesi ise, onunla amel edilmesidir.
Ben:Cehalet ile nasıl mücadele edilmeli?
Hz. Ali:İlim ile cehalete karşı durunuz.
Ben:Hangi ilim, iyi veya güzeldir.
Hz. Ali:İlmin en güzeli, uygulananıdır.
Ben:Peki akıl/akıllılık ve ilim/din/ibadet/ruh arasındaki münasebetleri ile ilgili düşüncelerinizi de alabilir miyim?
Hz. Ali:Akıl, kesin bir kılıçtır; tecrübelerin koruyucusudur, hakkın elçisidir; her işi düzene sokar, kötülükleri düzeltir. Akıl, kesinlikle sahibine suç işletmez. Akla uymayan ilim, sahibine suç işletir. Akıllılık, Allah’a yakınlıktır. Din, aklın algılaması ile orantılıdır. Dinin süsü, akıldır. İbadet ise, aklın düzeyine göre yapılır. Ruh, bedenin diriliği; akıl, ruhun diriliğidir.
Ben:Din/Dindarlık ile ilim/bilgi/akıl arasında nasıl bir ilişki vardır?
Hz. Ali:Bilinçli dindarlığın temeli, kesin bilgidir. Meyvesi ise saadettir. Bir başka ifadeyle “Dinin temeli, kesin bilgi, meyvesi ise güzel ibadettir.” Onun için “Akıllı ve dinî olana uymalısınız, çünkü o, arkadaşların en iyisidir.”
Ben:Dinin gerilemesi veya bozulması ile bilgi/ilim arasında da menfi bir bağ vardır değil mi?
Hz. Ali:(Sağlam) bilgi, insana doğru yolu/hidayeti buldurur. Zaten imanın gayesi de, sağlam bilgi ve inanca ulaşmaktır. Dolayısıyla Dinin bozulması, sağlam bilginin azlığındandır.
Ben:Bu çerçevede (en) akıllı insan kimdir sizce?
Hz. Ali: Akıllı kişi, dilini tutandır; her şeyi yerli yerine koyandır. En akıllı insana gelince o, Allah’a en yakın olandır.En akıllı insan, iyi ameli ile ün kazanmış olandır. En akıllı insan, bilge kişilere saygı gösterendir. Akıllı insanın asıl hedefi, ahireti sağlama almaktır.
Ben:Peki, en bilgili insan kimdir?
Hz. Ali: En bilgili insan, Allah’ın kazasına en çok rıza gösterendir. En bilgili insan, ilmi ile keyfi isteklerini yenendir.
Ben:Ya Ali; Aklın zararlı tarafı da var mıdır?
Hz. Ali:Evet vardır. Aklın düşmanı/belası, (bilgi ile ilgili) haksız ve yersiz (faydasız) isteklerde bulunmaktır. Çünkü faydasız bilgi, kabul edilmeyen dua gibidir.
Ben:İlim yolunda ilerlemek isteyenler, hangi vasıflara sahip olmalıdır, ne yapmalıdır?
Hz. Ali:Akıl, tefekkür, hilm (İyi huyluluk), sabır ve cömertlik. Bu doğrultuda akla sarılmalısınız, çünkü ondan daha yararlı bir sermaye yoktur. Akıl (akıllılık), basiret (sağduyu) iledir. Aklın en belirgin göstergesi (delili), iyi tedbir almaktır. Tefekkür etmelisiniz, çünkü o, sapıklıktan kurtarır, doğru yolu gösterir, davranışları düzeltir. Ayrıca en iyi ibadet, tefekkür etmektir. İlmin tekemmül etmesi (olgunlaşması), hilm (yumuşaklık) ve ağırbaşlılıktadır. Binaenaleyh iyi huylu olmalısınız, çünkü o, ilmin sonucudur. Sabretmelisiniz, akıllı olanlar, onu benimser, cahiller ona sırt çevirir. Cömert olmalısınız, çünkü o, aklın meyvesidir.
Ben:İlimden birçok bilim dalları türemiş olduğu yetmiyormuş gibi bütün bilim dalları da aydınlanma/sekülerleştirme süreci ile birlikte tevhidî inançtan uzaklaştırıldı. Bu süreci siz de doğrular mısınız?
Hz. Ali:İlimden daha üstün bir değer yoktur. İlim, (tevhidî) bir noktadır, onu cahiller (gerçek ilimden yoksun pozitivist/seküler bilim insanları yeni bilim dalları oluşturarak) çoğalttı. (Bu gibi) Cahiller, âlimlere (ve benimsedikleri ilmî noktaya) düşmandır. Düşmanlıkta inat etmek, aklı ve ilmi lekeler. (Bu yönüyle) Cahil(ler), yaşlı da olsa küçüktür. (Onun için) Cehalet (seküler/materyalist bilim), çok sıkıntı veren bir düşmandır. Cehaletten (ilimsizlikten/manevî-tevhidî körlükten) daha kötü bir yoksulluk/yoksunluk yoktur. (İlmin ana merkezi olan tevhidî nokta, Yaratan-Yaratılan münasebetini ortaya koyar. Böylece) Kendini bilen, Rabbini bilir ve başkasını daha iyi bilir. (Allah’ı inkâr eden pozitivist bilim insanına sesleniyorum:) Devan sendedir, farkında değilsin. Derdin sendedir, kabul etmiyorsun (çünkü görmüyorsun). Sen, sadece küçük bir cisim olduğunu sanıyorsun; oysa büyük bir âlem sende gizlidir. (Tekrarlıyorum:) Bilginin en üstünü, insanın kendini bilmesidir. Kendini en iyi bilen insan, Rabbinden en çok korkandır. Allah korkusu için, ilim (o ilmî nokta) yeter. Öleceğini bilmen/idrak etmen, bilgi olarak sana yeter.
Ben:Çocuklarımızın eğitimi ve yetiştirilmesi hakkındaki tavsiyelerinizi de alabilir miyiz?
Hz. Ali:İlk başta çocuklarınıza okuma yazma öğretiniz, çünkü o, işlerin en önemlerindendir. Daha sonra çocuklarınızı, sizin zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştiriniz. Çünkü onlar, sizin zamanınızdan başka bir zaman için doğmuştur.
Ben:Son olarak bizlere hangi öğütlerde bulunmak istersiniz?
Hz. Ali: Toplum olarak ilme sımsıkı sarılmalısınız, çünkü o, değerli bir vârisliktir. Kurtuluşa ilimle eriniz. (Çünkü) Bütün insanlar ölüdür, ilim sahipleri ise diridir. Gönlünüzün keyfi isteklerinizi aklınızla öldürünüz ki, doğru yolu bulabilesiniz. (Her halükârda) Çirkin âlim, güzel cahilden daha iyidir. Âlim düşman, cahil dosttan daha iyidir. Âlim, genç de olsa büyüktür.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi