Düşmanlar ve doğal afetler yoluyla sarsıldığımız şu son dönemde Kurân’da yer alan Hz. Eyyüb kıssası gönlüme düştü.
Her bir peygamber kıssası siyasî, iktisadî, hukukî ve ahlâkî mesajlar içerir. Fertlerin ve toplumların yükselişleri ve çöküşlerinin sebeplerine ışık tutar. Vermek istediği mesajlara göre uzun veya kısa tutulan ve de tekrarlanan kıssalar içinde, Hz. Eyyüp Kıssası, kısalığına rağmen etkili mesajlar verir.
Hz. Eyyûb Bir Peygamberdi
Hz. Eyyüb, Kur’anımızın En’m sûresinde yapılan açıklamaya göre kendisine Kitap, Huküm ve Nübüvvet verilen bir yüce şahsiyettir. Daha açık bir anlatımla ifade edersek o, kendisine vahiy indirilen, sağlam muhakeme gücü verilen, peygamberlikle görevlendirilen ve peygamberimiz dahil akıl ve gönül birlikteliğini kurmuş ibadetli kullarca izlenilmesi emredilen insanlık önderi bir yıldız şahsiyettir. (En’âm 6/ 84,89-90)
Ana vasfı sabredici ve sürekli Allah’a yönelici güzel kul olmasıdır.
Belalar Peygamberlere de Gelir
Yüce Rabbimiz, biz kullarını günahlarımız sebebiyle çok yönlü belalara uğratabileceği gibi hatalarımız olmaksızın, kulluk denemesi gereği değişik musibetlere de uğratabilir.
Kur’an, Peygamberlik öncesi veya sonrasında olduğuna işaret etmeksizin Hz Eyyüb’un uğratıldığı musibet türü ilahi denemelere değinir.
İlâhi Deneme 18 Sene Sürdü
Kur’ân’da Enbiya ve Sâd sûrelerinde biribirine yakın anlatımlarla çok kısaca yer verilen Eyyûp kıssası etrafında, büyük bir bölümü asla kabul edilemez rivayetler üretilmiştir. Ancak ilgili âyetlerden ve kabul edilebilir aktarımlardan anlaşılacağı gibi -Selâm üzerine olsun- Hz. Eyyüb sağlıklı bir kişiydi. Eşi ve çocukları vardı. Hayvancılığa dayalı büyük bir servete de sahipti. Vermeyi vicdan zevki haline getirmişti. Yoksunlara yardım eder, iman ve erdem yoksunlarını hakka yönlendirir ve bilfiil de örnek olurdu. Çünkü yöresi halkına gönderilmiş veya gönderilecek bir Peygamberdi.
Ağır bir hastalığa uğratıldı. Doğal afetler ve düşman tasallutu gibi sebeplerle mallarını yitirdi. Çocukları etrafa dağıldı. Eşi ve bir iki dostu dışında çevresini kaybetti.
Yedi veya 18 yıl süren bu ağır ilahi denemeye sabreden Hz.Eyyüb Rabbine isyan etmek şöyle dursun bağlılığını artırdı. Çünkü o daima ilkeleştirdiği, doğrulayabileceğimiz şu görüşlerini dile getirirdi:
Peygamber de Olsa İnsanın Tahammülü Sınırlıdır
Peygamber veya Peygamber adayı da olsa insanın bir tahammül sınırı vardır. Sınıra gelince Rabbinden yardım istedi. Rabbimiz onun yönelişini bize Enbiya sûresinde şöylece aktarır:
“ Ey yükümlü insan! EYYÜB’un da Rabbine şöylece yakardığını bilip ibret al: (Ey Rabbim! vücudumu, mallarımı ve çocuklarımı kuşatan) dert beni buldu; ama Sen merhametlilerin en merhametlisisin!” Onun bu yakarışına karşılık onu kuşatan dertlerini giderdik. Ayrıca, katımızdan bir rahmet ve ibadetli kullara bir öğüt olmak üzere ona çocuklarını ve çocuklarının sayısını bir kat artırarak yeni bir zürriyet verdik.” (Enbiya 21/ 83,84)
Hz. Êyyûb, vücudunu, mallarını ve çocukları kuşatan dert yansıra Şeytan’ın ve şeytanlaşmış insanların ruhi hayatını çökertici ve Rabbine karşı isyana yönlendirici vesveseleri ve yıkıcı tavırlarına da maruz kaldı.
“Rabbine isyanı sebebiyle belalara uğratıldığı” şeklindeki çevre ithamları onu iyice yaralayınca ve şartlar, arzu ettiği şekilde Allah’ı zikretmesi ve kalbini Ona yöneltmesini engelleyince sabrını Rabbine niyazı ile noktaladı.
Onun Sâd sûresinde açıklanan yakarışı, yaşadığı ruhsal bunalımına işaret etmektedir:
“Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani o Rabbine şöylece içini dökmüştü: (Rabbim!) Şeytan gerçekten beni yordu ve bunalıma uğrattı.”(Sâd 41)
Hz.Eyyub 18 yıllık deneme süresini derin bir sabırla karşılayıp kulca yönelişlerini sürdürerek kulluk imtihanını başarınca ilahi yardım bir rahmet olarak geldi. Ama onu yıkanarak ve içerek sağlığına kavuşturacak kaynak suyu, ona görev yüklenerek geldi. Ona şöyle buyruldu:
“Ayağını yere vur. İşte sana, seni iç ve dış hastalıklarından arındırıp şifa bulduracak yıkanılacak ve içilecek serin su.” (Sâd 42)
Vücudu hastalıklardan arındırılırken ailesi de çoğaltılarak ona ihsan edildi:
“Ayrıca katımızdan bir rahmet ve aklını gereğince kullanabilenlere öğüt olmak üzere ona çocuklarını ve çocuklarının sayısını bir kat artırarak yeni bir zürriyet verdik.” (Sâd 43)
Ali Rıza DEMİRCAN
Devam Edecek
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…
Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…