Amaçlanan şey; söz konusu ayetten yola çıkarak Hz. Yûsuf ile kadın arasındaki son kapıya doğru koşuşturmaca sırasında yaşananları, kıssadaki gerilimin artışını, kadının Hz. Yûsuf’u suçlamada kullandığı taktikleri ve kocasına aidiyetini vurgulama çabasını ve karakterlerin psikolojik derinliğini ortaya koymaktır. Ayetler arasındaki detaylar, Kur’an’ın Kur’an ile tefsiri yöntemine başvurularak daha da netleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre Hz. Yûsuf, masumiyetini koruma mücadelesi verirken onu suça teşvik eden kadın ise entrikalar kurmaktadır. Ayrıca, kadının Hz. Yûsuf’a dönük ceza talepleri, hikâyenin ilerleyen bölümlerindeki gelişmelere dair ipuçları sunmaktadır. Tüm bu unsurlar, kıssanın ibret almak isteyenleri daha fazla düşündürmeye yönelten bir kurguya sahip olduğunu göstermektedir.
Hz. Yûsuf da kadın da kapıya doğru koşmuş ancak ilki kapıyı açarak günahtan kaçma diğeri ise kapının açılmasını engelleyerek yanındakini günaha sürükleyebilme çabası içinde olmuştur: “Kapıya doğru koşuştular. Kadın, onun gömleğini arkadan çekip yırttı. Tam kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın, ‘Ailene kötülük etmek isteyenin cezası zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka ne olabilir?’ dedi.” (Yûsuf 12/25). Bu ayette “kapıya” denilerek tek kapıdan yani kapıların sonuncusundan söz edilmiştir.
Hz. Yûsuf’un gömleğinin yırtılması, boylu boyunca bir yırtılmaydı. Ayette Hz. Yûsuf’a da atfetmeksizin sadece kadının “efendisi” denilmesi, kastedilen kişinin “kadının kocası” olmasını zorunlu kılmaktadır. Diğer bir ihtimal de gerçekte özgür bir insan olan Hz. Yûsuf’un Aziz tarafından köle olarak alınması doğru olmadığı için ayette “Yûsuf’un ve kadının efendisi” denilmemiş olmasıdır. Kadın, “Ailene kötülük etmek isteyen” derken Hz. Yûsuf’un onu kendisinden uzaklaştırmaya çalışması sırasındaki itip kakmasını kastetmiş olsa bile dinleyenler onun bu ifadesini “namusa göz dikme” şeklinde anlamış olmalıdır. Kadın suçlu olmasına rağmen, temize çıkmak için Hz. Yûsuf’u asıl suçlu gibi göstermeye çalışmıştır. Bir yandan suçlamasında ahlaka uygun olmayan şekilde gönlünün düştüğü Hz. Yûsuf’u, doğrudan hedef almamayı tercih etmiştir.
Yani “Yûsuf’a verilecek ceza nedir?” dememiştir. Hz. Yûsuf, çok ahlaklı bir kimse olduğundan kadın onu doğrudan suçlayacak gücü kendisinde bulamamış olabilir. Ek olarak kadın, söz konusu suça verilecek cezalardan söz ederken hafif olanını (zindana atılmak) ön plana çıkarıp ağır olanını (azap yani işkence) geri plana itmiştir.
Ceza konusunda fikir beyan etmesi, ayrıca kadının hukuk bilgisini de göstermektedir. Kadının Hz. Yûsuf için “zindana atılanlardan olmak (mine’l-mescûnîn)”[1] yerine “zindana atılmak” şeklinde fiil kullanmayı tercih etmesi ve “bir azap”tan söz etmesi, Hz. Yûsuf için geçici bir ceza talep ettiği anlamına gelir. Yani her iki ceza da uzun süreli olmak zorunda değildir. Kadın, bir yandan kendini temize çıkarırken bir yandan da kalıcı olmayan ceza talebiyle Hz. Yûsuf’u ahlaklı kalmadaki ısrarından vazgeçirmek istemiştir. Kendisinin kocasına aidiyetini gündeme getirip, “Ailene” demesi, kocasını kıskandırıp Hz. Yûsuf’a ceza verdirerek, temiz kalmak isteyen Hz. Yûsuf’tan intikam almak içindir. Nitekim daha sonra Hz. Yûsuf’a istediğini yaptırma çabaları sürecektir (Yûsuf 12/32).
Anlaşıldığı üzere Yûsuf 12/25 ayeti, Hz. Yûsuf’un yaşadığı zorlu süreçte karşılaştığı ahlaki sınavları ve masumiyetini koruma çabasını vurgularken, kadının entrikalarını da detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Ayetlerde anlatılan bu olaylar, okuyucuya günümüzde de geçerli olan ahlaki değerleri düşünme ve güçlü karakter olma konusunda önemli öğütler sunmaktadır. Hz. Yûsuf’un karşılaştığı zorluklara rağmen, masumiyetini muhafaza etmek için gösterdiği çaba, tıpkı onun gibi zor durumlarla karşılaşan insanlara örnek olabilecek niteliktedir. Aynı zamanda kadının hileleri ve suçlamalarıyla başa çıkmak için Hz. Yûsuf’un sergilediği sabır ve ahlaki duruş, güçlü bir imanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bu kıssa, hayatımızda karşılaştığımız sınavlara karşı dik durma ve Allah’a güvenme konusunda bize rehberlik etmektedir. İslami prensiplere uygun bir yaşam sürme, zorluklar karşısında ahlaki değerlerimizi koruma adına bu kıssadan çıkarabileceğimiz önemli dersler vardır
[1] Uzun süreli ceza talebine örnek şu ayette mevcuttur: “(Firavun) ‘Ant olsun eğer benden başka ilâh edinirsen seni mutlaka zindana atılanlardan (mine’l-mescûnîn) eyleyeceğim.’ dedi.” (eş-Şûrâ 26/29).
Murat KAYACAN
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
MİRATHABER.COM – YOUTUBE
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
View Comments