“… O Âlemlerin Rabbi (ki);
Beni yaratan da, bana doğru yolu gösteren de O’dur;
Ve beni yediren de, içiren de O’dur;
Ve hasta olduğum zaman bana şifa veren O’dur;
Ve beni öldürecek olan ve sonra yeniden diriltecek olan O’dur;
Ve Hesap Günü’nde hatalarımı bağışlamasını umduğum kimse de O’dur.” (Şuarâ 26/77-82)
Yaratan, yol gösteren, öldürüp yeniden diriltecek olan, yedirip içiren, şifa veren, hataları affeden Âlemlerin Rabbi Allah’ı arama-tanıma çabası, yalnızca Allah’a ibadet etmesi; O’ndan başkasına kulluk etmemesi, Allah’ın dışındaki kişi ve nesnelerin kutsallaştırılıp putlaştırılmasına karşı “Hanîf Duruş” sergilemesi, Hz. İbrahim’in (a.s) en başta gelen özellikleridir. Onun Tevhid mücadelesi de, insanların zihinlerinde kutsallaştırıp putlaştırarak tapındıkları yıldızların, ayın ve güneşin “tanrı” olamayacağı hakikatini bütün delilleriyle kanıtlaması, ardından insanlara doğru ve hak olan Tevhid inancını; bir ve tek olan Allah tasavvurunu en etkili biçimde anlatması ve nihayet halkının gönlünde taht kuran putları kırarak onları putperestlik dininin egemenliğinden kurtarmaya gayret etmesi noktasında odaklaşır.
Kur’an-ı Kerim’in yarıdan fazlasını oluşturan kıssalar binlerce hikmet yüklüdür. Peygamber kıssaları her ne kadar olup bitmiş bir olayı anlatıyor gibi ise de, her dönem için nice örnekler taşıyan önemli referanslar olup, bize olanı anlatırken olması gerekeni de bildirir; olmaması gerekeni de. Bu kıssalarda şahsî hayata, aile hayatına, toplum hayatına, hayatın tüm alanlarına ilişkin manidar dersler verilir.
Kur’ân’ın çeşitli sûre ve âyetlerine serpiştirilen Hz. İbrâhim (a.s) kıssasında da, insanın en temel meselesi olan yaratıcı/tanrı arayışından kimlik ve anlam arayışına, aklını doğru kullanmaktan güzel konuşma ve tartışma yöntemlerine, zulme ve cahiliyeye karşı tek başına mücadele etmekten ümmet olmaya kadar hayatın birçok alanına dair engin ibretler, zengin dersler, muhteşem örnekler vardır.
Hz. İbrahim’in doğduğu söylenen Ur şehri harabelerinden çıkarılan kitabelerde 5000 tanrının adına rastlanır. Kendi elleriyle ürettikleri daha çok sayıda veya sayısız denebilecek kadar çok tanrıların arkasına sığınan ve sözde onlar (ilahlar, putlar) adına konuşup icray-ı faaliyet eden muktedir zümrelerin kurduğu çıkar egemenliği; karakteristik özellikleri, kullandıkları yöntemleri ve araçları itibariyle, kadim Babilonya ve Ur’dan çağdaş (modern) putperestliğe, neredeyse hiç değişmemiştir.
Çağın paganist inanç, düşünce ve anlayışlarına karşı köklü bir mücadele verebilmenin yolu “putlar diyarında bir İbrahim olmak”tan ve onun yaptığı kendi çağında yaptığı gibi insanların iç dünyalarında putlaştırdıkları sahte tanrıları devirmekten geçiyor. Dahası, inanç boşluğunun çağdaş versiyonları olan ateizm, deizm, agnostizm vb. gibi yanılgı ve sapmalara karşı sağlam bir duruş (İbrahimî duruş) geliştirebilmenin yolu da “inançsızlık çağında bir İbrahim olmak”tan ve “içimizdeki putları” bir bir devirmekten geçiyor. Nihayet, insanî erdemlerin ve güzel ahlâkın yerlerde süründüğü bir zaman diliminde çağın uyduruk ilahlarına kafa tutabilmenin yolu, yine İbrahim gibi hanîf (Allah’ı birleyen), kânit (Allah’a kulluk eden), şâkir (şükreden), evvâh (Allah’a çok yalvarıp yakaran), munîb (Allah’a sığınan), halîm (yumuşak huylu) ve salih (dosdoğru inanıp düşünen, dosdoğru davranan) bir insan olabilmekten geçiyor…
Evet, İbrahim’in putları devirmekle asıl amacı, insanlarınzihinlerindeki putları kırıp puta tapıcıları gaflet uykusundan uyandırmak ve paganist sarhoşluktan kurtarmaktı. Nitekim gafletten uyananlar birbirlerine demişlerdi ki: “(Kendi nefislerine) Haksızlık edenler kesinlikle sizsiniz siz!” (Enbiya 22/64)
İşte biz, puta tapıcılık başta olmak üzere sapkın inanç, düşünce ve yaşam biçimlerinin modern ve postmodern versiyonlarıylaarz-ı endâm ettiği bir dünyada hak ve hakikati asrın idrakine haykırarak gönüllerdeki putları kıracak“çağımızın İbrahimleri” olmaya aday gençlerimiz için Hz. İbrahim’in (a.s) muhteşem Tevhid mücadelesini kitaplaştırarak, onu mükemmel bir örneklik olarak sunmaya çalıştık. Kitabın ismini de bu mülahazayla Asaf Halet Çelebi merhumun “İbrahim / İçimdeki putları devir / Elindeki baltayla!” dizelerinden esinlenip “İçindeki Putları Kır / Hz. İbrahim Gibi Ol” diye belirledik.
Selâm olsun, “Çağın İbrahim’leri” olmaya aday muvahhid gençlerimize!
Abdullah YILDIZ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi