islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

İki bakanlık birleştirildikten sonra şimdi yine ikiye bölündü

İki bakanlık birleştirildikten sonra şimdi yine ikiye bölündü
22 Nisan 2021 11:15
A+
A-

Prof. Dr. Ali Seyyar

Çoğumuz belki hatırlamayabilir. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018 yılının Haziran aynın ilk günlerinde sahur daveti üzerine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelen gençlere şu sözleriyle bir müjde vermişti: “Şu anda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla birleştiriyoruz. Bu ikisi birleşeceği için -bunu daha sonra açıklayacaktım ama size kıyağım oldu- dolayısıyla burada yeni bir kadrolaşma olacak.” (1)

Seçimlerden sonra yeni bakanlığın adı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı oldu ve başına genç (ve tecrübesiz) bir bakan getirildi. Zehra Zümrüt Selçuk, iki bakanlığın yükünü omuzlarken, bu işin nasıl üstesinden geleceğini endişe ile takip ettim ve birçok yazımla bazı önerilerde bulundum. Şimdi aradan 3 yıl bile geçmedi birleştirilen iki bakanlık, yine eski hâline dönüştürüldü. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na Derya Yanık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘na da Prof. Dr. Vedat Bilgin getirildi.

Peki, bu iki bakanlık hangi gerekçelerle birleştirilmişti? Bilindiği üzere sosyal politika alanı çok geniştir. İçinde sosyal güvenlik sistemleri ve vasıtaları (sosyal sigortalar; kamusal sosyal yardımlar; sosyal hizmetler vb) yer aldığı gibi çalışanların (iş sağlığı ve güvenliği; iş güvencesi) yanında muhtaç sosyal grupların korunması (aile-kadın-engelli-yaşlı-yabancı-göçmen-çocuk ve gençlere yönelik sosyal refah politikaları) gibi konular da önemli bir yer işgal etmektedir. Ayrıca çalışma ve endüstri ilişkileri kapsamında sendikalar ve toplu pazarlık (toplu iş uyuşmazlığı; toplu iş sözleşmesi; grev ve lokavt) gibi konular da sosyal politikanın ilgi alanına girmektedir. Dolayısıyla bu iki bakanlığın birleştirilmesi yerinde olmuştur.

Zaten sosyal politika alanlarının bir çatı altında toplanma girişimleri 1983 tarihli bir kararname ile başlamıştı. O tarihte Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı ile birleştirilmişti. Ne var ki o yıllarda sosyal devletimizin ağırlıklı olarak çalışan kesimin sosyal güvenliği ve sendikal hakları gibi işçi sorunlarının üzerinde yoğunlaşmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu yönüyle sınırlı bir sosyal model olarak “İşçilerin Sosyal Devleti” veya “Sosyal Sigortalar Devleti” ortaya çıkmıştır.

Türkiye’de geniş anlamıyla sosyal politikaların kurumsal yapısı ilk kez 2011 tarihinde gerçekleşmiştir. 06.04.2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca 03.06.2011 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘nın yanında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulması kararlaştırılmıştır. Daha önceki tarihlerde geniş anlamda sosyal politika, dar anlamda aile politikası bağlamında bir bakanlık mevcut değildi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kadın, anne, çocuk, kısacası aile bağlamındaki görevleri arasında sosyal ve kültürel dokudaki aşınmalara karşı aile yapısının ve değerlerinin korunarak, gelecek nesillere sağlıklı biçimde aktarılmasını sağlamak üzere; ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak gelmekteydi. Ayrıca ailenin bütünlüğünü korumak, parçalanmış ailelerin korunmaya, yardıma ve bakıma muhtaç fertleriyle çocuklarına her türlü maddî, manevî ve sosyal destek sağlamak; bu amaçla gerekli planlamaları yapmak ve eğitim faaliyetlerinde bulunmak, yine bu bakanlığın görevleri arasında yer almaktaydı.

Bu iki bakanlığın 2018 yılında birleştirilmesi ile bütüncül bir sosyal politika yaklaşımla toplumumuzun refah seviyesinin artmasının kurumsal altyapısı oluşturulmuş oldu. Psiko-sosyal ve ekonomik tehdit ve fırsatların değerlendirilmesine yönelik olarak maddî güvence sistemlerinin yanında artık (manevî) sosyal hizmetler gibi davranışları geliştirici pedagojik ve ahlâkî yöntemler birlikte yürürlüğe konulacaktı. Bu bağlamda işsizliği azaltmak, istihdamı artırmak, sosyal bakım sigortası ihdas etmek gibi klasik görevlerinin yanında yeni bakanlığın yeni misyonu, sosyal ihtiyaçlarını bireysel gayretle veya aile destek sistemleriyle yeterince karşılayamayan fertleri de sosyal koruma kapsamına alacaktı.

Ammâ, beklenenler maalesef gerçekleşmedi. Kapsamlı ve etkin sosyal politika mekanizmaları geliştirilemediği için, gelir dağılımı bozuldu, yaşlı ev engellilere yönelik yeni sosyal politikalar geliştirilemedi, 2011-2013 eylem plânında yer aldığı halde sosyal bakım sigortası için bir adım dahî atılmadı, işsizlik ve yoksulluk arttı, aile içi şiddet arttı, alkol tüketimi ve intihar olayları arttı, ahlâkî yozlaşma yaygınlaştı, toplumda karşılıklı güven azaldı, sosyal dayanışma ruhu zedelendi…Anlaşılan iki bakanlığın yükünü omuzlarında taşımış olan genç bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk, bu devasa sosyal sorunların üstesinden gelebilecek ilmî ve bürokratik bir kapasiteye sahip değildi.

Şimdi yine sil baştan yöntemi uygulanarak, bakanlık yeniden ikiye bölündü. Bakalım görevi biraz hafiflemiş olan yeni Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, sosyal politikaların gayri-maddî alanında ne gibi yeni atılımlarda bulunabilecek? Ancak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında sıkı bir koordinasyon ve işbirliği olmadan Türkiye’nin sosyo-ekonomik sorunları kolay kolay çözülemez.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.