GİRİŞ
Bundan önce Bakara suresinin baş tarafında müminler ve inkarcı kafirler hakkındaki bazı ayetlerin tefsiri üzerinde durduk. Aşağıdaki ayetlerde de ikiyüzlü münafıklar hakkına bilgi verilmektedir. Ayetlerin metin ve meallerine yer verdikten sonra, kısa bir tefsirin yer vereceğiz.
AYET METİN VE MEALLERİ
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَقُولُ آمَنَّا بِاللّهِ وَبِالْيَوْمِ الآخِرِ وَمَا هُم بِمُؤْمِنِينَ {8} يُخَادِعُونَ اللّهَ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَمَا يَخْدَعُونَ إِلاَّ أَنفُسَهُم وَمَا يَشْعُرُونَ {9} فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ فَزَادَهُمُ اللّهُ مَرَضاً وَلَهُم عَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ {10} وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ {11} أَلا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَـكِن لاَّ يَشْعُرُونَ {12} وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ آمِنُواْ كَمَا آمَنَ النَّاسُ قَالُواْ أَنُؤْمِنُ كَمَا آمَنَ السُّفَهَاء أَلا إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاء وَلَـكِن لاَّ يَعْلَمُونَ {13} وَإِذَا لَقُواْ الَّذِينَ آمَنُواْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُواْ إِنَّا مَعَكْمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِئُونَ {14} اللّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ {15} أُوْلَـئِكَ الَّذِينَ اشْتَرُوُاْ الضَّلاَلَةَ بِالْهُدَى فَمَا رَبِحَت تِّجَارَتُهُمْ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ {16} مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ {17} صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَرْجِعُونَ {18} أَوْ كَصَيِّبٍ مِّنَ السَّمَاءِ فِيهِ ظُلُمَاتٌ وَرَعْدٌ وَبَرْقٌ يَجْعَلُونَ أَصْابِعَهُمْ فِي آذَانِهِم مِّنَ الصَّوَاعِقِ حَذَرَ الْمَوْتِ واللّهُ مُحِيطٌ بِالْكافِرِينَ {19} يَكَادُ الْبَرْقُ يَخْطَفُ أَبْصَارَهُمْ كُلَّمَا أَضَاء لَهُم مَّشَوْاْ فِيهِ وَإِذَا أَظْلَمَ عَلَيْهِمْ قَامُواْ وَلَوْ شَاء اللّهُ لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ وَأَبْصَارِهِمْ إِنَّ اللَّه عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ {20}
8 – İnsanlardan, inanmadıkları halde, “Biz Allah’a ve ahiret gününe iman ettik” diyenler de vardır.
9 – Güya onlar, Allah’ı ve inananları aldatıyorlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve yaptıklarının farkında değildirler.
10 – Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söyledikleri için, onlar için acı bir azap vardır.
11 – Onlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiği zaman, “Biz, sadece ıslah edicileriz” derler.
12 – İyi bilin ki, onlar asıl fesatçılardır. Fakat yaptıklarının farkında değildirler.
13 – Onlara, “Siz de insanların iman ettiği gibi iman edin” denildiğinde, “Akılsız insanların iman ettiği gibi mi iman edelim?” derler. İyi bilin ki, gerçekten akılsız olanlar, kendileridir; fakat bilmezler.
14 – Onlar, iman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İman ettik” derler. İçlerindeki iblislerle yalnız kalınca da, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Kesin olarak biz, onlarla eğleniyoruz” derler.
15 – Aslında Allah, onları, taşkınlıkları içinde bocalar bir durumda bırakmak sureti ile onlarla eğleniyor.”
16 – İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış olanlardır. Fakat onların bu alışverişleri kazanç getirmediği gibi, karın yolunu da bulamamışlardır.
17 – Onların durumu, ateş yakmak isteyen kimsenin durumuna benzer. Ateş çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve onları, göremez bir halde karanlıklar içinde bırakıverir.
18 – Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı onlar, geri dönmezler.
19 – Yahut onların durumu, karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşekle yüklü, şiddetli bir yağmura tutulmuş kimsenin durumu gibidir. Onlar, ölüm korkusu ile yıldırımların seslerinden parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.
20 – Çakan şimşek, neredeyse gözlerini kapıverecek. Şimşek önlerini her aydınlattığında, ışığında yürürler. Üzerlerine karanlık çökünce, olduğu gibi kalakalırlar. Allah dileseydi, mutlaka onların işitmelerini de görmelerini de giderirdi. Muhakkak ki Allah, her şeye gücü yetendir.
AÇIKLAMA
Bakara suresinin ilk 5 ayetinde müminlerin vasıfları anlatılmaktadır. Mümin, kalbiyle gerektiği gibi inanan, diliyle inandığını ifade eden ve davranışlarıyla da ona göre hareket eden kişi demektir. İnkarcı/kafir, kalbiyle inanmayan, diliyle inanmadığını itiraf eden ve davranışlarıyla da ona göre hareket eden kişi demektir. İkiyüzlü/münafık ise, kalbiyle inanmadığı halde, diliyle inandığını söyleyen, söz ve hareketlerinde çelişkili davranan kişi demektir. Münafıklar, kâfirlerden daha tehlikeli oldukları için, Kur’an-ı Kerim’de onların özellikleri hakkında daha geniş bilgi verilmektedir.
İKİYÜZLÜLER YALANCIDIRLAR
Bu ayetlerde haber verildiği gibi ikiyüzlü münafıklar, “İnanmadıkları halde, ‘Biz Allah’a ve ahiret gününe iman ettik’ derler.” “Güya onlar, Allah’ı ve inananları aldatıyorlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve yaptıklarının farkında değildirler.”
Münafıkların bu özellikleri, sosyal hayatta kendilerine olan güveni sarsıp yok ediyorlar. Çünkü ikiyüzlülük yapıp çelişkili konuşan ve davranan insanlara güvenilmez.
İKİYÜZLÜLER PSİKOLOJİK RAHATSIZDIRLAR
Yine münafıkların vasıflarını anlatan bu ayetlerde haber verildiği gibi, “Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söyledikleri için, onlar için acı bir azap vardır.” Bu ve benzeri ayetlerde haber verildiği gibi, inançlarında samimi olmayan ikiyüzlü kişiler, daima stres içerisinde bulunmaktadırlar, daima buhran ve bunalım yaşamaktadırlar. Ruhi hastalıkların çoğu, inançsızlıktan ve çelişkili hayat sürdürmekte kaynaklanmaktadır. Bu tür hastalıkların tedavisi de, samimi ve dürüst bir inançla mümkün ola bilmektedir.
İKİYÜZLÜLER, TOPLUU İFSAD EDERLER
İkiyüzlü münafıklara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, biz, sadece ıslah edicileriz, derler. İyi bilin ki, onlar asıl fesatçılardır. Fakat yaptıklarının farkında değildirler.”
SONUÇ
Ondan sonra devam eden ayetlerden anlaşıldığı gibi ikiyüzlü münafıklar, hep çelişkili hayat sürdürürler, hakka, hakikate, gerçeklere çık değildirler. Onların durumu, çeşitli edebi benzetmelerle anlatılmaktadır.
Her şeye rağmen insan olarak inancımızda samimi ve dürüst olmamız gerekir; ikiyüzlülükten şiddetle uzak durmalıyız ve temiz inancımızın gerektirdiği güzel ahlakla ahlaklanmamız icap etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kur’an, tefsir, Münafık, psikolojik hastalık.