İklim Değişikliği ve Gal Arısı, Kestane Balı Verimini Tehdit Ediyor

İklim Değişikliği ve Gal Arısı, Kestane Balı Verimini Tehdit Ediyor

Kestane Balında Rekolte Düşüklüğü ve Nedenleri

Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, kestane balında bu yıl beklenen verimin alınamadığını belirtti. Kekeçoğlu, bu durumu tek bir nedene bağlamanın mümkün olmadığını, iklimsel değişimler ve gal arısının bu düşüşte önemli bir rol oynadığını vurguladı. Kestane çiçeklerinin açmasına rağmen nektarın az olduğu, bu durumun kuraklıktan kaynaklandığı ifade edildi.

Türkiye genelinde kestane balında rekolte düşüşü yaşanırken, bazı bölgelerde lokal olarak yüksek verim elde edildi. Ancak genel olarak önceki yıllara göre düşük bir rekolteyle karşılaşıldı. Kekeçoğlu, bu durumun, hem arıcılık sektörünü hem de bilim insanlarını kaygılandırdığını dile getirdi.

Gal Arısının Etkisi ve Biyolojik Mücadele Çalışmaları

Gal arısının kestane ağaçları üzerindeki etkisi dikkat çekerken, bu durumun kestane balı verimini %40 oranında azalttığı belirtildi. DAGEM, gal arısına karşı biyolojik mücadele amacıyla “Entomopatojenik Nematod” adı verilen bir ajanı kullanarak bu zararlıya karşı çalışmalar yürütüyor. Ancak, bu biyolojik mücadelenin tek başına yeterli olmadığı ve iklimsel faktörlerin de önemli bir rol oynadığı ifade edildi.

Kekeçoğlu, gal arısının etkisinin sınırlı olduğunu, asıl sorunun kuraklık ve iklim değişikliği olduğunu vurguladı. Biyolojik mücadele yöntemleriyle gal arısının etkisini azaltmaya çalışsalar da, iklimsel değişimlerle başa çıkmanın daha zor olduğuna dikkat çekti.

İklim Değişikliğinin Arıcılık Sektörüne Etkisi

Son yıllarda arıcılık sektöründe iklim değişikliklerinin etkisi daha belirgin hale geldi. Kekeçoğlu, son 2-3 yıldır arıların iklimsel değişimlerden daha fazla etkilendiğini ve bu durumun bilim insanları arasında ciddi kaygılar yarattığını belirtti. İklim kötü gitse bile geçmişte belirli bir verim alabilen arıcılar, son yıllarda bu imkandan yoksun kaldılar.

Kuraklık ve küresel ısınma, arıcılık sektörünün en büyük sorunlarından biri haline geldi. Arıların aç kalmaması için özel yemler üretilmeye başlandı, ancak bu yemlerin sahadaki etkileri beklenenden düşük oldu. Bu durum, sektörün geleceği için endişeleri artırıyor.

Üniversite-Sanayi İşbirliği ile Yapılan Çalışmalar

DAGEM, üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde arıcılık sektörüne yönelik saha denemeleri ve araştırmalar yapıyor. Bu yıl birçok yeni yem, sahada karşılaştırmalı olarak denendi ve bazı yemlerin beklenen verimi sağlamadığı gözlemlendi. Bu durum, sektörün iklim değişikliklerine karşı daha dayanıklı hale gelmesi için yapılan çalışmalarda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Yeni yemlerin arı kolonileri üzerindeki etkilerini incelemeye devam eden akademisyenler, arıcılara daha etkili çözümler sunabilmek için yoğun bir çalışma yürütüyor. Ancak, bu çalışmaların uzun vadede nasıl sonuçlar vereceği henüz kesinleşmiş değil.

Gelecekteki Tehditler ve Çözüm Arayışları

İklim değişikliği ve gal arısının etkisi, arıcılık sektöründe uzun vadeli tehditler oluşturuyor. DAGEM Müdürü Kekeçoğlu, bu konuda Kasım ayında düzenlenecek “Çam Balı Kongresi”nde iklim değişikliğine karşı alınabilecek önlemlerin tartışılacağını belirtti. Kongrede, farklı arı ırklarının UV ışınlarına karşı dayanıklılığı gibi konular ele alınacak.

Kekeçoğlu, gelecekte arıcılık sektörünü bekleyen zorluklarla başa çıkabilmek için yapılan çalışmaların önemine dikkat çekti. Farklı arı ırklarının dayanıklılığını test ederek, en uygun ırkı belirlemek ve arıcılara öneride bulunmak için yoğun bir çalışma içinde olduklarını ifade etti. Bu çalışmalar, arıcılık sektörünün iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale gelmesi için atılan önemli adımlardan biri olarak görülüyor.

HABER YORUM

“Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin.” (Nahl Suresi 68)

MİRATYOUTUBE

MİRATHABER.COM