Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Gıda Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yeşim Ekinci, gıda sistemini tehdit eden salgınlar, iklim şokları ve silahlı çatışmalar nedeniyle gıda güvencesizliği yaşayan insan sayısının iki katına çıkmasının beklendiğini belirterek, “(Kovid-19) Küresel gıda sisteminin daha esnek hale getirilmesi ve herkesin kaliteli gıdaya erişebilmesi için gıda üretme ve dağıtma şeklimizin yeniden tasarlanması gerekliliğini ortaya çıkardı.” ifadelerini kullandı.
Yeditepe Üniversitesi’nden yapılan açıklamada 16 Ekim Dünya Gıda Günü vesilesiyle, Kovid-19 ve iklim değişikliği etkisindeki gıda sistemine ilişkin bilgi verildi.
Bu çerçevede Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre tüm dünyada 2019 yılında yüzde 8,4 olan yetersiz beslenme oranı, geçen yıl yüzde 9,9’a çıktı.
BM’ye göre genel olarak 2,3 milyardan fazla insan yani dünya nüfusunun yüzde 30’u, yıl boyunca yeterli gıdaya erişimden yoksun kaldı. Açlık yaşayan ve yetersiz beslenen kişi sayısı 2020’de salgın nedeniyle 118 milyonluk bir artışla yaklaşık 768 milyona yükseldi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Gıda Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yeşim Ekinci, insan nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacağının tahmin edildiğini belirterek, bu durumun güvenli ve sürekli gıda arzı konusunda önemli bir endişe yarattığını aktardı.
İklim değişikliğinin yarattığı hava koşullarının gıda üretimini, güvenliğini, istikrarını, gıdaya erişimi, beslenmeyi ve çevresel sürdürülebilirliği tehdit ettiğini anımsatan Ekinci, iklim değişikliği nedeniyle artan açlık oranlarının Kovid-19 salgını ile birleşerek daha da artış gösterdiğine işaret etti.
Kovid-19’un gıda yoluyla bulaştığına dair bir veri olmasa da salgın sürecinin üretimden tüketime kadar tüm gıda sisteminin işleyişini etkilediğinin altını çizen Ekinci, şunları kaydetti:
“Kovid-19 pandemisi, hijyen, antimikrobiyal direnç, zoonotik hastalıklar, iklim değişikliği ve gıda sahtekarlığı gibi gıda ile ilgili birçok konuda gıda üretim ve kontrol sistemlerindeki güvenlik açığının da öne çıkmasına neden oldu. Salgın, gıda sisteminde, gıda kaybı ve israfına neden olan benzeri görülmemiş bir zorluk oluşturdu. Stoklama, arz kıtlığı ve fiyat artışları, talebin düşmesine ve gıda arzının bozulmasına yol açtı. Çok sayıda ülke, Kovid-19 sosyal mesafe önlemleri, döviz devalüasyonları ve diğer faktörlerden dolayı devam eden arz kesintilerini perakende seviyesinde yüksek gıda fiyatı enflasyonu ile karşı karşıya kaldı. Artan gıda fiyatları, gelirlerinin büyük bir kısmını gıdaya harcayan düşük ve orta gelirli ülkelerdeki insanları yüksek gelirli insanlara göre daha fazla etkiledi.
1961 yılından bu yana kişi başı gıda arzı yüzde 30’dan fazla artış gösterdi. Gıda sistemini tehdit eden Kovid-19, iklim şokları, çekirge salgınları ve silahlı çatışmalar nedeniyle gıda güvencesizliği yaşayan insan sayısının iki katına çıkması bekleniyor. Bu süreçte etkilenen ülkeler, gıda kaynaklarının halka açık ve uygun fiyatlı kalmasını sağlamak için gıda ve tarım politikalarını yeniden gözden geçirmek ve değiştirmek zorunda kaldı.”
Gıda sisteminin yeniden tasarlanması gerektiğini bildiren Ekinci, ulusal gıda kaynaklı olayların hızla uluslararası acil durumlara dönüşebileceğine dikkati çekti.
Prof. Dr. Yeşim Ekinci, “Bu da çok uluslu ve disiplinlerarası (tarım, sağlık, çevre, ticaret, ticaret) iş birliği ihtiyacını çok önemli hale getiriyor. Gıda güvenliği konusundaki eş zamanlı çabalar, ülkelerin uzun vadede dayanıklılıklarını artırmalarına yardımcı olacaktır. Kovid-19, gıda sisteminde olduğu kadar insanların sistem hakkındaki düşüncelerinde de büyük bir değişim oluşturdu. Küresel gıda sisteminin daha esnek hale getirilmesi ve herkesin kaliteli gıdaya erişebilmesi için gıda üretme ve dağıtma şeklimizin yeniden tasarlanması gerekliliğini ortaya çıkardı.” ifadelerini kullandı.
AA