“Devenin yularını kazığa bağla, sonra Allah’a tevekkül et.” Bu anlayış ile yaşamak bizim medeniyetimizin kadim ve temel ilkelerinden biridir. Bu ilkeler topluma yansımalıdır.
İktisadî hayatımızın ve tüm değerlerimizin kaynaklandığı ilkelerimiz insanın yararınadır. İlkelerimizin dayandığı Kur’an’dır. Ve bu Kitap elimizdedir. Uygulamak ise bizim görevimizdir. Milyarlarca yıl geçmişi olan bu sistem, en istikrarlı, en güvenli, en kalıcı ve en verimli bir sistemidir. Bu sistemde çıkarcılık yoktur. Fırsatçılık yoktur. Hile yoktur.
Konu çok ciddi, çok dengeli ve âdildir. Bu konu bizatihi Kur’an’ı Kerimin tek bir sayfasında özetlenmektedir. Bu ayette her şeyin Yaratıcı sahibi Allah Teâlâ borçlar hukukunu anlatmaktadır. Bakara suresi 282. Ayet, “Ey müminler” diye başlıyor. Borçlanmayı ön plana alarak “muayyen bir vâde ile birbirinize borçlandığınız zaman, onu yazın” hükmü ile senet yapılmasını emrediyor. Senedi yazacak olanı da tayin ediyor. “Aranızda yazıcı (noter) adalet ile onu yazsın.” Karmaşaya sebep olma ihtimali için de ilgililer dışında bir kurumu tavsiye ediyor. Sonra onu kurumsallaştırarak görevlendiriyor. Yazma tarzını bildiriyor.
“Kâtip, Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın.” Bu çok önemli bir işarettir. Bunlar iman medeniyeti ilkeleridir. Onun için “Kâtibin” hukukçu olması gereğini ifade ettikten sonra borcun zayolmayacak bir hak olduğunu gündeme getiriyor. Borçlunun “Ey müminler” hitabını unutmadan Rabbinin hükmüne riayet ederek “Üzerinde başkasına ait hak olan kimse, borcunu ikrar ederek yazdırsın” diyerek de teyid ediyor.
“Hak” ayarlarının bozulmaması için Allah Teâlâ daima kulunu uyarıyor. “Rabbi olan Allah’dan ittika etsin, o hak olan borcundan hiç bir şeyi eksik etmesin” diyerek dengeleri yerine yerleştiriyor. Karşılıklı ticarî ilişkileri olanların şartlara uyamama meselesi ele alınır. “Eğer üzerine hak bulunan borçlu kimse aklı ermez, ya da kendisi söyleyip yazdıramayacak kadar yetersiz ise velisi âdilâne söyleyip onu yazdırsın.” Buyuruluyor.
Fakat bunların da anlaşılamadığında Rabbimiz şahidlik müessesini devreye sokuyor. “Erkeklerinizden iki kişiyi de şahit tutun.” Çok manidar ve çok ilginç bu ayrıntıdan sonra böylesi bir ticarî süreçte ender görülecek ihtimalleri de değerlendiren Rabbimiz; “Eğer iki erkek şahid bulunmazsa, o halde, doğruluğuna güvendiğiniz şahidlerden bir erkekle iki kadın gerekir.” Bu hükmün sebebi; “Böylece o iki kadından biri unutursa, diğerine şâhitliği hatırlatsın” şeklinde, Rabbimiz uyarılarını sürdürüyor. Devam ediyor.
“Şâhitler, şâhitlik yapmak için çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar.” Konuyu böylesine aydınlatan Allah Teâlâ hak olan ne varsa sağlama alınması hususunda buyruğunu veriyor; “Az olsun, çok olsun, hakkı vadesiyle beraber yazmaktan zorlanıp çekinmeyin.” Bu yapacaklarınız, Allah katında adâlete en uygun olandır. Şahitlik için daha sağlam ve şüpheye düşmemenize daha uygundur.” Bu beyanlardan sonra alış verişin zararsız olması için de emrini veriyor. “Eğer aranızda hemen devredeceğiniz bir alışveriş olursa yazmamanızda size bir beis yoktur.” Bu hüküm ve gelen hüküm bize ağır bir ders veriyor.
“Alış-veriş yaptığınız vakit de şâhit tutun.” Bunun da sebebi bütün insanların dikkatine sunuluyor. “Yazana da, şâhitlik edene de zarar verilmesin.” ŞİMDİ fark edebildiniz mi? Allah’ın ŞERİ’ATINDA insan haklarının nasıl teminat altına alındığını?!!!!!
Şimdi de burada son darbenin etkinliğine bakın. “Eğer zarar verirseniz, bu mutlaka kendinize dokunacak “FASIKLIKTIR.” “Allah’dan ittika ederek çekinin, Allah size ilim öğretiyor. Allah her şeyi kemâliyle bilendir.” Burada ki “FASIKLIK” başta din dışı kalmak üzere her tür haksızlık demektir. Köhne laik sistem virüsü, bu“ FASIKLIK” cinneti ile meyvelerini üretmeye yöneliktir. Bu gün insanların kanlarını emen, iliklerini boşaltan acımasız “ayarsız ekonomi” “hortlak ahtapot” gibidir. Etkisini yoğunlaştırmıştır.
Etkilerini, savunmasız, köleleştirilmiş ve işkence kanunlarıyla sindirilmiş insan kitleleri üzerine bocalamaktadır. Tek taraflı borçlandırma işi, yırtıcı canavarlar sistemidir. İnsanı şaşırtarak bir “tuşa” bastırıp ağır bir borç altına sokan büyük dolandırıcı sisteme bakın!
Bir de iktisadî hayatın dengeler sistemine bakın!!! Esselamu aleykum İlhan ORAL