Kaderin tecellilerinin sırrı bilinmez. Nice toplum ve devlet Kaderin tecellisi ile çöker gider. Biz millet olarak korkunç bir çöküş yaşadık. Ancak İSLAM sisteminin çöküşü yoktur.
Çöküşü olmayan İslam sistemi, evrensel oluşundan kaynaklanmaktadır. İslam sistemi, evrensel oluşu ise Sahibinin kudretine ve hâkimiyetine dayanır. İslam sistemi mükemmeldir, sistemin arızası olmaz. Beşeri yorum farklılıkları, insanların zihinsel arızalarına sebep olur. Beşeri yorum farklılıkları insanları karmaşaya sürükler olumsuzluklar ön plana çıkar. Bu insan ile ilgili olan tarafıdır ve manidardır. İşte keşmekeş burada kendini gösterir. İlmi olmayan aklı yetersiz olanlar yalpalama yapar, hata girdabına kapılırlar. İlmi ve imanı olanlar ise “hikmet ve hakikat” yoluna girerler. Rabbimiz bunu şöyle açıklar: ” Bizim Kur’an’dan indirdiklerimiz müminlere şifa ve rahmettir. Zalimlerin de ancak zararını artırır. (İsra:17/82)
Kaderin tecellileri her an İlâhî Kudretin hâkimiyetini gösterir. İnsan hayat sahnesinde kaldığı süreçte doğaya bile zarar verdiği gibi ilâhî davaya da zarar vermiştir. Bu gerçeği Rabbimiz Sebe’ suresinde ilgili ayetlerde açıklamaktadır. Bu hususta Rabbimizin beyanları çok manidardır. İnsanlık tarihinin her devrinde mücrim güçlüler kendilerine bağımlı yaptıkları güçsüzleri kötü kullanmış ve aşağılanmış ve güçsüzler arasında çok hesaplaşmalar olagelmiştir. Bu hakikati Rabbimiz Allah Teâlâ daha dünyada iken teşhir ederek toplumların özellikle medeni sistemlerin çöküş sebeplerini tetikleyen sebebi manidar bir ifade ile dile getirmiştir. Müminler arsında edepsizlik olan fahişeliğin yayılmasını sevenler için dünyada da, âhirette de elem veren azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Nûr:24/19)
Ayette görüldüğü gibi Müminler arsında edepsizlik olan fahişeliğin yayılmasını sevenler, ifadesi kullanılmış ve iki etkin mesaj verilmiştir. Bir tarafta Müminler var, diğer tarafta Müminlere rağmen onların arasında fuhşu yayarak müminleri çökertmeye çalışan şer güçler vardır. Bu korkunç hesaplaşmadır. Daha dünyada iken Müminler ile edepsizce fuhşun yayılmasını sevenler arasında cereyan eden mücadele müslümanları uyarmaktadır.
Bu olayda iki tarafın aktörlerinin rollerini karşılaştırınca hikmetler dolusu dersler verildiği ve çok yüksek dozda uyarılar yapıldığı görülür. Burada sözü edilen şaşkın güçsüz ve sığıntı budalalar durumuna düşen müslümanlar, karşılarında saldırgan ahlâksız güçlülerdir.
Dehşet verici boyutlarda ilmî kapasitelerini kaybeden müslümanlar, dava alanında kabiliyetlerinin de kayboluşuna sebep oldular. Gerçekten şaşkın güçsüz sığıntı budalalar durumuna düşen müslümanlar nice değer kaybına maruz kaldılar. Fakat kaybettikleri yüksek değerlerin farkına bile varamadılar. Bundan da gafil kaldılar. Bir o kadar da davalarından habersiz pozisyonuna düştüler. Çünkü ilim kaybı, dinî duygularını çökertti. Dinî duyguların çöküşü, cihad ruhunu söndürdü. Böylece dalga dalga vuran samyeli dış alandan kalbe varıncaya kadar İslam âleminin bünyesini sardı. Bu durumda içten çökertilen müslüman âlemi tedavi kabul etmez yatalak hasta durumuna mahkûm etti. Buna rağmen kesin tedavi vardır.
Her şeye rağmen müslümanların ölüm döşeğinde bile olsalar tedaviyi kabul etmeleri, hadisatın seyrini değiştirmeye yetecektir. Hakiki manası ile inanarak “LÂ ilâhe” diyerek ayaklanıp “illellah” tasdiki ile Kur’an’a sarılacaklar. Dünyanın güç odağı olduklarını hatırlayıp dünyaya yeniden ilim ve adalet yayacaklardır. Bununla da aşılmaz güç olduklarını tüm dünyaya deklare edeceklerdir. Hakiki medeniyetin hâkimiyetini gerçekleştireceklerdir.
Bunu yapmayıp mevcut sefalet hayatına fit olmaları, zaten engellenmez yıkımdır. Hâlâ fesat odakları çalışmaktadırlar. Müslümanların aile yapısının temelini bombalayan “İstanbul sözleşmesini” yeniden yürürlüğe koyacağını ve Lût kavminin iğrençliklerinden daha karmaşık seksomanyak “LGBT grühüna, medenî hak olarak birbirleri ile evlenmeleri için kanun” çıkaracağını vadeden bir parti lideri çalışmalarını sürdürüyor. İnsan itibarını çökerten bu ifrazatı durduracak imanlı ilim adamlarına çok ihtiyaç vardır. Onları yetiştirmek önemlidir.
Eksiklikleri hissedilen imanlı âlimlere, müslümanların çok ihtiyacı vardır. Bir o kadar da onları üstün fedakârlıkla yetiştirecek sorumlulara ihtiyaç vardır ve bu da çok elzemdir.
Ne mutlu böylesi övgüye layık hizmet ehline! Esselamu aleykum İlhan ORAL