Namaz Yazılarıma Başlar ve İlk Yazımı Sunarken …
Gökleri, yeri ve içindekileri biz insanlar için, biz insanları da kendi zatına ibadet etmemiz için yaratan ve namazı ana ibadet kılan Allah’a hamd ederim.
Müminin miracı ve kendisinin göz aydınlığı olarak nitelediği namazı, örneklendirerek bize ayrıntılarıyla öğreten Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e de salât ve selâm ederim.
Namaz, İslâm’ın anlatımında, inanç esaslarından sonra birinci derecede yer verilmesi gereken görevimizdir. Çünkü namaz, Rabbimizle sürekli bağlantı kurdurarak hayatımızın İslâmlaştırılması için muhtaç olduğumuz enerjiyi sağlayacak baş ibadettir.
Takriben elli yıldır Cuma hutbeleri sunmama, vaazlar, seminerler, konferanslar vermeme ve televizyon programları yapmama rağmen, namaz konusunda tebliğ görevimi gereğince yapamamanın ezikliği içindeyim.
Bu ezikliğimi bir nebze olsun giderebilmek için, uzun yıllar içinde namazla ilgili yaptığım çalışmaları bir yazı serisi halinde yayınlamaya karar verdim. İnşaallah her Pazar günü bir yazı neşredeceğiz. Gayem, namazın nasıl kılınacağını öğretmek değil, önemine, özelliklerine ve “Olmazsa olmazlığına” işaret etmektir. Namazla ilgili yazılarımızı okuyup da yararlı olduğuna inananlardan ricam, sosyal medyada yayılmasına katkı vermeleridir.
Namazla ilgili çalışmamı, Âhiret hayatım için yatırım kılmasını Yüce Rabbimden diliyorum. Hayatımızın bütününde temel davamız, O’na hamddir.
İlk yazımız aşğıdadır.
I
İman ve Namazı da İçine Alan İlk Büyük Görevler
İslâm Dini’nin temeli imandır. İman ise Allah’a, O’nun meleklerine, indirdiği kitaplarına, görevlendirdiği Peygamberlerine, ilâhî kadere ve bir de Âhiret Gününe; yeniden dirilişe, Cennet ve Cehennem’e inanmaktır.
İnanılması zarûri bu iman düsturlarına inanan kişi mümindir. Ancak dünya ve âhiret mutluluğuna erdirecek gerçek iman Peygamberimizin açıklamasına göre, “… Kalble doğrulama, dil ile ifade etme, ilâhî emirleri ve yasakları da uygulama…”1 olduğu için mümin, imanını yaşayışı ile belgeleyecektir.
Bunun için de, Allah’ın Kitabı olduğuna inandığı Kur’ân-ı Kerim’le ve Peygamberliğini doğruladığı Hz. Muhammed’in (s.a.) Sünneti/öğretisi ile sabit olan görevlerini yapacak, haramlardan kaçınacaktır.
Müminin yaşadığı sürece farz, vacib ve sünnet olan görevlerini yapabilmesi, haramlardan kaçınabilmesi için şüphesiz inancının heyecanı ve sevgisini duyması, iradesini yönlendirecek manevi güce ulaşması, Cehennem korkusu ve Cennet özlemi içinde bulunması lazımdır.
Bunun için de rûhumuz, bedenimiz ve mallarımız üzerinde Allah’ın ilâhlığını ve bizim kulluğumuzu onaylatıcı sürekli yönelişler zarûridir. Mevlamıza sürekli yönelişleri sağlayıcı oldukları içindir ki imanın yanı sıra namaz, oruç, zekât ve hac Peygamberimizin açıklamasına göre İslâm Dini’nin temellerini oluşturmuştur.
Hakiki Müslümanlık ilk olarak bu ana görevlerin ifasıyla vücuda gelebileceği için İslâm’da öğrenilmesi ve tatbik olunması gereken ilk vazifeler namaz, oruç ve şartları gerçekleştiğinde zekât ve hac olmuştur.
Peygamberimiz iman edenlere ilk olarak bu görevleri öğretmiştir. İslâm Dini’ni tebliğ etmesi için gönderdiği elçilerine de önce bunları açıklamalarını emretmiştir.
Bizlere bu büyük görevlerin önemi ve önceliğini açıklayan Hz. Enes hadisini buyurunuz beraberce okuyalım.
Sahâbi Hz. Enes (R.) anlatıyor.
Biz, (bize açıklanmayan mevzularda) Allah’ın Resûlü’ne gereksiz sual sormaktan (Rabbimiz tarafından men olunduğumuz için) Medine dışından bir zatın gelerek Resûlullah’a (s.a.) sual sormasından ve O’nun verecekleri cevabı dinlemekten pek çok hoşlanırdık. Derken, bir gün Medine haricinden bir adam gelerek Allah’ın Resûlü’ne soru sormaya başladı da şöyle dedi:
– Ya Muhammed! İslâm’ı tebliğ edip öğretmesi için gönderdiğin elçin bize geldi. Elçin, senin Allah’ın gönderdiği bir peygamber olduğunu söyledi. (Doğru mu söyledi?)
– Evet, doğru söyledi.
– (Ya Muhammed!) Gökleri kim yarattı?
– Allah.
– Yeryüzünü kim yarattı?
– Allah.
– Bu, dağları kim (yarattı ve dünyamıza) dikip yerleştirdi?
– Allah.
– Peki yeryüzü ve dağlarındaki faydalı (madenleri, bitkileri ve hayvan)ları kim yarattı?
– Allah.
– Gökleri ve yeri yaratan, dağları dikip yerleştiren ve yeryüzündeki faydalı varlıkları halkeden Allah aşkına (söyle Ya Muhammed!) Seni gerçekten Allah mı gönderdi?
– Eve, Allah gönderdi.
– (Ya Muhammed!) Gönderdiğin elçi yaşadığımız her bir gün ve gece beş vakit namaz kılmakla mükellef olduğumuzu söyledi. (Doğru mu söyledi?)
– (Evet), doğru söyledi.
– Seni gönderen Allah aşkına doğru söyle. Namazı sana (ve senin şahsında bize) Allah mı emretti?
– Evet, Allah emretti.
Elçin mallarımızdan yılda bir defa zekât vermekle vazifeli olduğumuzu
söyledi. (Doğru mu söyledi?)
– Evet, doğru söyledi.
– Seni peygamber olarak gönderen Allah aşkına söyle. Zekâtı sana (ve senin aracılığınla bize) Allah mı emretti?
– Evet.
– Gönderdiğin elçi yaşadığımız her yılımızda Ramazan ayını oruç
tutmamızın farz olduğunu söyledi. (Doğru mu söyledi?)
– Evet, doğru söyledi.
– Seni Peygamber olarak gönderen Allah aşkına söyle. Orucu sana (ve senin vasıtanla bize) Allah mı emretti?
– Evet, Allah emretti.
– (Ya Muhammed!) Elçin bize içimizden yol bulup (güç yetirebilenin)
Kâbe’yi hac etmesinin farz olduğunu söyledi. (Doğru mu söyledi?)
– (Evet), doğru söyledi.
– Seni Peygamber olarak gönderen Allah aşkına söyle, haccı sana (ve
senin şahsında bize) Allah mı emretti?
– Evet.
– Seni Hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki (mükellef olduğum bu vazifelerden) ne fazlasını yapacağım, ne de bunlardan birini eksik bırakacağım. (Ancak emrolunduğumu yapacağım).
Bu zat, Allah’ın Resûlü’nun huzurundan ayrılıp yürüyünce Hz. Peygamber (s.) şöyle buyurdu:
– Eğer çizgisini doğrulayarak bu görevlerini yaparsa mutlaka Cennet’e girer.2
İman, Namaz, Oruç, Zekât ve Hac Cennet’e götürür mü?
Yüce sahâbi Hz. Enes’in ana başlığımız altında rivayet ettiğimiz hadisden de anlaşılacağı üzere namaz, oruç, zekât ve hac öğrenilmesi ve şartları gerçekleştirdiğinde tatbik olunması gereken, imanımıza belge görevlerdir. İman esaslarıyla birlikte bu görevler, İslâm binasının üzerinde yükseldiği temelleri oluşturmaktadır.
Evet, Bu görevlerin îfası Cennet’e götürür.
Peygamberimiz bu gerçeği bir diğer hadislerinde de şöyle açıklıyor:
“(Ey Mü’minler!) Allah’ın emirleri ve yasaklarına aykırılıktan korunun. Beş vakit namazınızı kılın. Ramazan ayınızda oruç tutun. Mallarınızın zekâtını verin. (Allah’a ve O’nun Peygamberine itaat eden) yöneticinize siz de itaat edin. Bu görevlerinizi yapın ki Rabbinizin Cenneti’ne giresiniz.”3
Namaz, Oruç,Zekât ve Hac’dan Başka Görevlerimiz de Var mı?
İslâm Dini’nde Rabbimiz ve Peygamberimiz tarafından yapılması emrolunan adalet, merhamet, sözlere ve sözleşmelere bağlılık gibi nice emirler; başkaca vazifeler vardır. Bu vazifelerin yanı sıra zulüm, zina, faiz, içki kumar, kibir ve yalan gibi kaçınılması gereken ilâhî yasaklar da vardır. Evlilik ve mîras hukuku, ceza yasaları ve yönetim ilkeleri de mevcuttur. Ancak namaz, oruç, zekât ve hac gibi ana görevlerin yapılması değinilen bir çok ilâhî emir ve yasakların yapılmasına sebep olacağı ve İslâm Dini’ni bir bütün halinde yaşamak gücünü kazandıracağı için bunlar İslâm Dini’nin temellerini oluşturmuştur.
Yazımızı bir âyetle bitiriyorum:
“İman eden ve güzel güzel ameller yapanlara, (evet) onlara altlarından ırmaklar akan Cennet’ler vardır.
(Sonsuz mutluluk yurdu) Cennet’e ulaşmak ise pek büyük bir kurtuluştur.”
1.İbn Mâce Hadîs No.65
2 et-Tâc 2/44-45
3 et-Tâc 2/61
4 Bürûc 11
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi