Önce haberi ve sonra da yorumunu okuyalım
Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kammer, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında düzenlenen toplantıda Türkiye ekonomisine ilişkin görüşlerini açıkladı.
Bir soru üzerine Kammer, geçen yılın ortalarında Türkiye’de bir politika değişikliği gördüklerini, parasal tarafta ciddi bir sıkılaşma ve mali tarafta deprem nedeniyle artan harcamaları karşılamak da dahil olmak üzere mali konsolidasyon olduğunu söyledi.
Kammer, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile dün görüştüklerine işaret ederek Şimşek’in “reformların uzun vadeli bir program olduğuna” dikkati çektiğini, bu programın yürütüleceğini söylediğini aktardı.
Türkiye’de yeni bir IMF programına ihtiyaç olup olmadığına dair soruya da Kammer, şöyle cevap verdi:
“Öncelikle yürürlükteki reform programını destekliyoruz. Biz de Türkiye’ye oradaki ekonomi ekibinin izlediği programı tavsiye ederdik. Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programına ilişkin görüşme yok” şeklinde yanıt verdi.
Kapitalist ekonomi diliyle konuşmaları geçelim. IMF’nin ne büyük bir bela olduğu malum. Ama ülkemizi IMF‘ye muhtaç kılmak daha bir felaket. Geçmişte IMF’ye olan 25 milyar dolar borcumuzu ödediğimizi propaganda eden Hükümetin siyasi sebeplerle IMF‘den kaçarken çok daha ağır şartlarda borçlandığı da malum.
Asıl dikkatimizi çeken husus ülkemizde uygulanan ekonomik politikaların IMF tarafından da onaylanması. Onlarla görüşülmesi.
Allah sonumuzu hayır eylesin. Bizi asıl üzen husus, ülkemiz ekonomisinin berbat hale gelmesinin bu defa Faiz Karşıtı(!) ERDOĞAN kardeşimiz döneminde gelmiş/getirilmiş olmasıdır.
Daha acı ve üzücü olan durum ise Muhalefetin IMF politikalarını hala sistem sorunu olarak görememesidir..
Rabbimizin yasağını dinlemeyenler dünya ve ahiret sonuçlarına katlanırlar:
“Allah, faiz ve tefecilikle elde edilen kazancı yani ribâyı bereketsiz kılar, sadakaları ise kat kat artırır. Nitekim faiz ve tefeciliğin yaygınlaştığı toplumlarda, çıkarcılık ve bencillik duyguları egemen olur. Sürekli sınıf çatışmaları, anarşi ve toplumsal bunalımlar yaşanır. Karşılıksız yardım ve iyiliklerin yaygınlaştığı toplumlarda ise kardeşlik, birlik ve dayanışma duyguları hâkim olur; refah ve zenginlik toplumun her kesimine yayılır. İşte bu yüzdendir ki, fakirlere verilen sadakalar cennet nimetlerine, faiz kazançları ise cehennem azabına sebep olur. Çünkü Allah, nankörlüğe batmış günahkârların hiçbirini sevmez.” (Bakara 276)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-