Batı dünyası, özellikle Türkiye’nin terörle mücadele konusunda yürüttüğü iki yüzlü poletika bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye’nin terörle mücadelesini engellemek için elinden gelen her türlü gayreti sarf eden Batı dünyası, kendi sistemlerine yönelik eleştiri yapanlara dahi yaşama hakkı tanımıyor.
WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange, ABD’nin donyada ve özellikle ORtadoğu’da işlediği suçları deşifre edince bir anda ABD tarafından ortadan kaldırılmak istendi. Dünyanın baskısı ve protestoları sonucunda Assange’ın infazını ertelemişti. Ancak Assange’ın sığındığı Ekvador Büyükelçiliği binasından dışarıya burnunu dahi dışarı çıkmasına izin vermemişti.
Daha sonra İngiliz yargısına aldanan Assange, Ekvador elçiliğinden dışarı çıkmış ancak, çıkar çıkmaz tutuklanmıştı,
Bunun üzerine ABD, Assange’ı resmen talep etmişti. İngiliz mahkemelerinin göstermelik yargılamaları tamamlanınca, ABD’nin işlediği cinayetler, kirli karanlık işleri deşifre eden Assange’ı ABD’ye iade etmeye karar verdi.
İngiltere ve Galler Temyiz Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’nın WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ı ABD’ye iade etme çağrısını onadı.
Dava şimdi, 50 yaşındaki Avustralyalının intihar riski nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’ne iade edilemeyeceğine karar veren Westminster Sulh Ceza Mahkemesi’ne iade edilecek. Belge ayrıca WikiLeaks’in kurucusunun gözaltında tutulmasını şart koşuyor.
İngiliz İstinaf Mahkemesi, Assange’ın temsilcilerinin ABD Savcılığı’nın verdiği güvencelere yönelik her türlü eleştirisini reddetmiş ve bölge yargıcının kararının temelini oluşturan Assange’ın intihar tehdidine ilişkin endişeleri gidermeye yeterli olduğu sonucuna varmış ve şu kararı vermişti:
“Bu nedenle, mahkeme temyizi kabul etmeye karar verdi ve yargıcın davayı Assange’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne iade edilip edilmeyeceğine karar vermesi gereken [İçişleri Bakanı]’na havale etmesi için davayı sulh mahkemesine geri göndermeye hükmetti.”