İngiliz Müslümanların Mescid-i Aksa’da Yaşadığı İsrail Saldırısı:
Doğu Kudüs‘teki Mescid-i Aksa’yı ziyaret eden İngiliz Müslümanlar, ibadet sırasında İsrail askerlerinin saldırısına uğradı. Raz Ahmed, İsmail Hasan, Seyit İbrahim gibi İngiltere vatandaşları, yaşadıkları saldırıdan duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Ve olayı “ibadet özgürlüğünün kısıtlanması ve insan haklarının alenen ihlali” olduğunu söylediler.
Ramazan Bayramı arifesinde Mescid-i Aksa’ya ibadet için giden İngiliz Müslümanlar, İsrail askerlerinin hedefi haline geldi. İbadet esnasında saldırıya uğrayan bu Müslümanlar, darbedilerek mescitten çıkarıldıklarını dile getirdiler. Seyit İbrahim, askerlerin zorla dışarı çıkardığı, İsmail Hasan ise fiziksel saldırıya maruz kaldıkları anları detaylandırdı. Ve şöyle konuştu:
“Kubbetü’s-Sahra’nın sol tarafında yer alan Babur Rahme Mescidi’ndeydik. Dua ediyorduk. Namaz kıldım ve oturdum. Muhtemelen 1.80 boylarında olan bir asker kapıya geldi. Ardından beni kelimenin tam anlamıyla büyük bir güçle çekerek dışarı sürükledi. Botunu çıkardı ve çorap giymemiştim botunu oldukça sert şekilde ayaklarımın üstüne bastırdı.”
İsrail askerlerinin gösterdiği şiddet ve insanlık dışı davranışlar, tanıkların anlatımlarında belirginleşiyor. İbrahim, askerlerin kendisini sert bir şekilde dışarı sürüklediğini ve fiziksel şiddete başvurduğunu aktardı. Hasan da yaşadığı saldırıları kayda almaya çalışırken kendisine yönelen şiddeti şöyle anlattı:
“Askerlerden biri beni işaret ederek ‘Bak, kayıt yapıyor’ dedi. Sonra da yaptıkları şey beni tişörtümden tutup dışarı sürüklemek oldu. Tişörtümden tuttular ve beni çekiştirip durdular. Sırtımı yumrukladılar. Bacaklarımı tekmelediler. Sanki ne yapmaya çalıştıklarını biliyordum. Sadece tepki almak için gözümü korkutmaya çalışıyorlardı. Ben de onlara gülümseyerek ‘Ne yaptım?’ diye sordum. Ancak korkakları tanırım. Onlara gözlerinin içine bakıp soru sorduğunuzda gözlerini kaçırır ve cevap veremezler.”
CAGE adlı sivil toplum kuruluşu, İngiliz Müslümanların yaşadığı saldırıların sadece insan hakları ihlali değil, aynı zamanda apartheid rejiminin de bir kanıtı olduğunu belirtti. İngiliz hükümetinin, İsrail’deki fiziksel saldırılara maruz kalan İngiliz vatandaşlarına destek vermediği ve İsrail yerleşimcilerine muafiyet sağladığı eleştirileri dile getirildi.
İngiliz Müslümanlar, yaşadıkları bu saldırının Filistin’de günlük yaşanan bir gerçeklik olduğunu ve Mescid-i Aksa’nın her zaman dolu olması gerektiğini vurgulayarak, destek çağrısında bulundular.
İslami bir perspektiften baktığımızda, din ve vicdan özgürlüğünün temel bir insan hakkı olduğunu görürüz.. Müslümanlar için Mescid-i Aksa, kutsal bir mekandır ve ibadet etme hakkı, bu özgürlüğün en önemli unsurlarından biridir. İslam, herkesin ibadetini serbestçe yerine getirmesi gerektiğini vurgular ve bu hakkın kısıtlanması veya engellenmesi kabul edilemez bir durumdur.
İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’da İngiliz Müslümanlara yönelik şiddeti, sadece bir fiziksel saldırı olarak değil, aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğüne yapılmış ciddi bir saldırı olarak da değerlendirilmelidir. İbadet etme hakkının kısıtlanması, Müslümanların bu kutsal mekanda dini vecibelerini yerine getirmelerinin engellenmesi, İslam’ın temel prensiplerine de aykırıdır.
Bu olay, İslam dünyasında derin endişe ve üzüntü yaratmalıdır. Zira Mescid-i Aksa, sadece Filistinli Müslümanların değil, tüm Müslümanların ortak mirasıdır. İslam’ın kutsal mekanlarına saygı gösterilmesi, barış ve adalete olan inancımızın bir yansımasıdır. Bu tür saldırılar, Müslümanların birlik ve dayanışma içinde olmalarını ve din özgürlüğü mücadelesini daha da güçlendirmelerini gerektirir.
MİRATHABER.COM