TUSAŞ’ta geliştirilecek olan yeni beşinci nesil uçağımız için TAI TFX konsepti üzerinden çalışmalara başladık. İngiliz havacılık ve uzay teknolojilerine ve Rolls Royce motoruna dayalı olarak geliştirilecek yeni nesil uçağımız neden gerekiyor ve neden daha fazla yerli teknolojiye dayalı olmalı bu yazıda inceliyoruz, ne endişeler var, bu yazıda ele alıyoruz.
1980’li yıllardan bu yana devam eden F-16’ların dönemi yavaş yavaş sona yaklaşıyor. 1970’lerde ABD’nin elinde kalan ama diğer ülke uçaklarına karşı yetersiz kalan 3. nesil jet uçakları F-4 Fantom ve F-114 Yıldız Savaşçısı ya da bizimkilerin verdiği adla Uçan Tabut yerine 4. nesil F-18 ve F-16 arasında seçim yapılmış, başta Tahsin Şahinkaya olmak üzere 12 Eylül Milli Güvenlik Konseyi tarafından bazı kısımları TUSAŞ’ta üretilmek üzere F-16 Savaşan Şahin’de karar kılınmıştı.
Şimdiyse 5. nesil uçakların dönemi. Beşinci nesil demek, radara yakalanmayacak kompakt gövde tasarımı, füze ve bombaların gövde içine yerleştirilmesi, yüzey malzemesinin de buna uygun yansıma yapmayan materyalden oluşturulmasıdır. İlaveten uçağın it dalaşları için yüksek bir manevra kabiliyeti olması, motorların olduğu yerde dönebilmesi böylece uçak gittiği yöne burnunu vermeden uçabilmesi de arzulanan özelliklerdendir. Daha az yakıt tüketmesi ve verimlilik buna eklenebilir. En önemli 5. nesil beklentisi elektronik sistemlerin ve sensörlerin çok daha ileri olması, düşman uçaklarını uzaktan tanıyabilmesidir. Otomasyon, bütün sistemlerin gelişkin bir bilgisayar yazılımıyla yönetilmesi de çağımız savaş uçağının özelliği olarak bakılmaktadır. Bunların tümüne sahipse genelde son nesil olarak bakıyoruz.
Amerika, NATO ve NATO’nın dışındaki İsrail, Avustralya, Kore gibi müttefiklerinin de alması için F-35Yıldırım’ı tasarladı. Bu uçak, çok gelişmiş özellikleriyle avcı uçaklarının en ilerisi kabul edilen ancak işletim ve yapım maliyetleri çok yüksek olan F-22 uçağının bir çok özelliği birden yürütecek daha küçük ve daha hesaplı bir sürümü olacaktı. Bir yönden hem avcı hem bombardıman hem kara muharebesine destek veren çok yönlü F-16’nın yeni nesil kardeşi olacaktı. Dahası, ABD’nin elindeki çok sayıda F15, F-16, F18, F-117, A-11, Harrier gibi çok sayıda farklı uçağın yerine geçecek A, B, C adlı üç sürüme sahip olacaktı. Bunlar düz, uçak gemileri gibi yerlerde çok kısa mesafede havalanabilen ve tamamen helikopter gibi olduğu yerden havaya kalkan ve inen olmak üzere farklı özelliklere ve motorlara sahip ama gövde aynı olan uçaklardır. Kısaca uçak aslında Amerika’nın kendi ihtiyaçları için üretildi. Hatta iddialı bir şekilde bunun NATO’nun son insanlı uçağı olacağı bundan sonra artık hipersonik robot uçaklar çağı başlayacağı söylendi.
F-35 projesinin sorunu, idari beceriksizlikler silsilesiydi. Uçak iyi tasarlanmadı. Projesi iyi yönetilmedi. Maliyetleri katlandı. Zamanlama 10 yıl ötelendi. Bilgisayar programları hatalı geliştirildi. Altyapı desteği iyi düşünülmedi. Çağımıza uygun biçimde ağırlık halkla ilişkiler faaliyetlerine ve göz boyamaya verildi.
F-35’in bize uymamasının nedenlerine ilaveten, bizim uçak gemimizin olmaması, yerden havalanmaya, uzak bölgelere müdahaleye ihtiyacımızın olmaması, dolayısıyla ABD’nin çok sayıda ihtiyacını karşılayacak bir tasarımın bizim daha sınırlı sayıda, teröristleri vurmak ve ülkemizi diğer uçaklara karşı savunmak yönelimli gereksinimlerimiz için fazla maliyetler yüklemesindeki anlamsızlıktı. Bu nedenle, Kayseri fabrikasını söktükten 75 sene sonra o büyük günaha girdik ve Amerikan olmayan bir savaş uçağı olabilir mi diye aklımızdan geçirdik.
Savaş uçağı üretimi dünyada bir çok yerde yapılmakta. Rusya bir çok açıdan Mikoyan ve Sukoy endüstrilerinde ABD’den en azından havacılık özelliklerinde daha ileri uçaklar üretiyor. Bunlardan biri olan PAKFA adlı çok gelişkin ve ucuz uçağı Pakistan’la birlikte ortak yapıyorlar. Avrupalılar Eurofighter adında beşinci nesil uçak üretiyor. İsveçlilerin, Almanların ve İsrail’in de ileri uçak teknolojisi var. Fransa’nın Mirage fabrikası geleneksel olarak bu ülkenin uçaklarını sağlıyor. Çinson dönemde çok ileri ve diğerlerini geride bırakabilen 5. nesil savaş uçakları üretmekte. İngilizlergeleneksel olarak motor konusunda çok ileriler. İranve Kuzey Kore bile kendi savaş uçaklarını tasarlayıp çok düşük maliyetlerle seri üretmekte.
İngiliz uçak sanayiinin çok eskiye dayalı jet motoru bilgisi ve deneyimine dayanarak, Türkiye yeni savaş uçağı için İngiltere’ye yaklaşmaya başladı. İngilizler meşhur lüks otomobillerini BMW’ye bir alt kuruluş olarak satarken, markadaki esas büyük olan uçak motoru yapımcısı Rolls Royce’u kendi bünyesinde tuttu. Bugün birçok yolcu ve savaş uçağının motoru bu markaya ait. Diğer yandan ABD’yi bırakıp Çin ve Rusya’ya yönelmek Eksen Kayması imajını güçlendireceği için bir NATO ülkesi olan İngiltere’yle ortak çalışmak günahkarlığı tahammül edilir seviyeye indirecekti. Bu nedenle geçtiğimiz aylarda Boris Johnson’un ziyaretinde el sıkışıldı ve TAI (TUSAŞ’ın uluslararası ismi) TFX (bilinmeyen Türk savaş uçağı demek) adlı konseptin birlikte tasarlanıp geliştirilip üretilmesinde karar kılındı.
İngilizler Güney Kore için de aynı öneriyi KFX adı altında sunmuşlardı. Dolayısıyla her iki ülkeden gelecek cevaba göre tasarımlar şekillenecek görünüyor. Şu an için üç adet muhtemel tasarım düşünülmekte. Fakat bir yandan İngilizlerden başka ülkelerle örneğin Rusya’yla da görüşülmekte. Yani herşey bitmiş değil. Ayrıca yine de Amerikan F-35’lerden alma taahhüdü vermiştik. Bunlardan bir miktar alacağız görünüyor.
Türk hükümeti bu konuya büyük önem veriyor. TUSAŞ’ın başına Erdoğan’ın kişisel olarak bildiği, THY’yi geldiği noktaya taşıyanların başında gelen uçak mühendisi Temel Kotil’in getirilmesi de verilen önem ve projelerin zamanında bitilmesi konusundaki hassasiyetin göstergesi. 6 yıl içinde uçağın ilk denemesinin Cumhuriyetin 100. yılında yapılması gibi havacılık dünyası için çok iddialı bir hedef kondu. Projeye büyük bir bütçe ayrıldı.
Uçaklar konusunda en önemli noktalardan birisi kendi teknolojimizi geliştirmemiz ve bundan sonraki uçaklarda artık kendi bilgimiz ve deneyimimizle destek almadan yapabilecek seviyeye gelmemiz. Kurnaz İngiliz ortaklarla bu mümkün olacak mı önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi