İstanbul’da düzenlenen Türkiye–Birleşik Krallık Sağlık İş Forumu’nda Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci Türkiye’deki dijital sağlık altyapısı konusunda bir sunum yaptı. Oturum moderatörü ve İngiltere Ulusal Sağlık Kurumu (NHS) yetkililerinden Dr. Masood Ahmed, sunum sonrası Türkiye’nin dijital sağlık altyapısına hayran olduklarını ifade ederek “Bize de öğretin” isteğinde bulundu.
Gazetecilere açıklamalar yapan Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, dünyadaki çok sayıda ülkenin başta e-Nabız uygulaması olmak üzere, Türkiye’nin dijital sağlık altyapısını öğrenmeye istekli olduğunu, İngilizlerin de senelerdir milyarlarca Sterlin harcama yaptığı halde böylesine entegre bir dijital altyapı kuramadıklarını ifade etti.
İstanbul ilinde 2-3 Aralık 2021’de T.C. Sağlık Bakanlığı ve Birleşik Krallık Büyükelçiliği ev sahipliğinde düzenlenen ve Birleşik Krallık’ın önde gelen sağlık turizm acentelerini, sigorta şirketlerini ve sağlık kurumlarını İstanbul’da bir araya getirmeyi amaçlayan Birleşik Krallık-Türkiye Sağlık İş Forumu’na hem Türkiye’den, hem de İngiltere’den üst düzey sağlık yetkilileri ve doktorlar ile bilim insanları katıldı.
Forum’da Türkiye’nin dijital sağlık altyapısına ilişkin sunum yapan Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, sağlıkta dijitalleşme konusunda Türkiye’nin durumunu dünyada çok sayıda ülkenin bildiğini ifade etti ve “Çok uzun soluklu bir çalışmanın sonucunda, 7 yıl gibi ciddi bir çalışma döneminin ardından, dünyadaki en iyi dijitalleşmiş Sağlık Bakanlığı haline geldik. Veri ile yönetme kültürünün en çok oturduğu bakanlıklardan birisi biziz. İngilizlerin de (bu oturumda) ‘Gelin bunu bize de anlatın. Ben bir İngiliz olarak biraz utandım burada’ demesinin sebebi de bu. Çünkü onlar yıllardır milyarlarca Sterlin para harcıyorlar bu projelere ve benzer altyapılara, ama henüz komple entegre, bütün yapının birlikte çalışabildiği, vatandaşla hekimin, sağlık tesisi yöneticisinin her türlü kendine ait datayı bulup karar verebildiği bir altyapıya sahip değiller” diyerek sözlerini sürdürdü.
Bu sistemlerde yalnızca kişisel sağlık bilgisi tutulmadığını, aslında bir sağlık kurumunun işini iyi yapıp yapmadığının da belirlenebildiğini aktaran Dr. Birinci, “Hastaların bekleme sürelerini ölçebiliyorsunuz, ameliyat veya işlem maliyetlerini, o kurumun hangi hastalıkları tedavi edip hangilerini edemediğini ve hastanın oradan sonra kaç gün içinde başka bir kuruma başvurduğunu görüyorsunuz. Aslında bir hastanın başka bir kuruma başvurması, o kurum için bir kayıp. Hasta demek ki orada beklentilerini alamamış.
Bütün bunları, bu verilerin hepsini idarecilerinize de gösterebiliyorsunuz. Bizim sağlıkta dönüşümde bu kadar kısa sürede kat ettiğimiz mesafenin ve harcadığımız paraya göre inanılmaz bir dijitalleşmeye sahip olmamızı diğer ülkeler de hem merak ediyorlar, hem de bunu kendi ülkelerine nasıl transfer edebileceklerini soruyorlar. Avrupa Birliği ülkelerinden de talepler var, Batı ülkelerinden de, örneğin İngiltere onların başında yer alıyor. Bize mutlaka gelin, anlatın bu süreci nasıl elde ettiğinizi, bilmek istiyoruz diye. Ama gönül coğrafyamızdaki gelişmekte olan ülkelerden de çok fazla ziyaret alıyoruz bu konuda” diye konuştu.
Dijital sağlık altyapılarından en fazla e-Nabız’ın merak edildiğinin ve istek gördüğünün altını çizen Dr. Birinci, “En çok e-Nabız dikkat çekiyor, Teleradyoloji projesi dikkat çekiyor. Bir de Karar Destek Sistemimiz (KDS) talep görüyor. KDS dünyada bilinen uluslararası büyük paralar verilip alınan sistemlerden de değil. Bunlar tamamıyla Türkiye’de geliştirilmiş, ama dünyada bilinen uygulamalardan çok daha yetenekli uygulamalar. Hepsini Türk çocuklar yaptı, Türk mühendisler geliştirdi ve dünyanın birçok yerine de satmaya başladılar” ifadelerini kullandı.
e-Nabız’ın kişisel sağlık sistemi olarak algılandığını ancak e-Nabız’ın aslında bütün bu altyapının dayandığı büyük bir kütüphane olduğunu vurgulayan Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, sözlerine şöyle devam etti: “Evet vatandaşa, hekime sağlık bilgilerini sunuyor ama o sağlık hizmetinin ne etmenlerle, hangi zamanda elde edildiğini, bütün sistem, kaydettiği için siz o sürecin üzerinden aldığınız datalarla, hastanedeki bekleme sürelerine dahi müdahale edebiliyorsunuz.
Hastanın memnuniyetini, hangi hekimden / kurumdan memnun kalmış, hangi ilde ya da kurumda memnuniyet daha yüksek (ya da düşük), hangi ameliyatlarda verim daha iyi, hastanın 10 gün içinde başka kuruma gitme oranı hangisinde daha düşük, hastanın kurum değiştirmesi daha düşük vb, bunların hepsine ulaşabiliyorsunuz. Örneğin hasta bir acile başvurduktan sonraki 24 saat içinde başka bir acile gitmişse, bu kurumun acil hizmetlerinin etkin olmadığını ortaya koyuyor. Bunların her biri aslında yönetimin elini güçlendiren araçlar. Bunu gördükçe daha çok şaşırıyorlar.”
Bugün 56 milyon kullanıcısı bulunan e-Nabız platformunda kadınların liderliği elinde tuttuğunu ifade eden Dr. Birinci, “Tabloya baktığımızda, e-Nabız’ı en çok kadınların kullandığını görüyoruz yüzde 57 oranla. Tabii ki özellikle annelerin çocuklarına dair sağlık verileriyle daha çok ilgilenmeleri bunda etken. Bizim de sağlık okuryazarlığını teşvik etmek için, anne gibi, ailenin en önemli unsurlarından biri vasıtasıyla sağlık okur yazarlığını evlere sokmamamız ve çok daha başka sonuçlar elde etme şansımız olacak bu vesile ile.” diye konuştu.
“Neyim Var” ile Artık Doğru Branştan Randevu Alınabilecek
Geçtiğimiz Eylül ayının sonunda hizmete başlayan yeni dijital sağlık platformu “Neyim Var” uygulamasında da 2 ay içerisinde 10 milyon kullanıcıya ulaşıldığına vurguda bulunan Dr. Birinci, bu uygulama ile özellikle yanlış branştan randevu alımının önüne geçilmesini, böylelikle sağlık sisteminin her açıdan daha etkili kullanımının gerçekleştirileceğini ifade etti. Dr. Birinci, dünyada her 100 kişiden 6’sının doktora gitmek amacıyla yanlış branştan randevu aldığını belirterek “Bu, dünyada da böyle Türkiye’de de benzer durumda. Vatandaşlar aslında hastalığının hangi branşlar tarafından tedavi edileceğini çok bilemiyor. Türkiye’de ortalama günde 2 milyon civarında poliklinik muayenesi yapılıyor. Yani günde 120 bin kişi, yanlış branşa başvuruyor. MHRS’den veya e-Nabız uygulaması üzerinden randevu alırken ‘Neyim Var’ ile kişinin şikayetleri sorgulanarak yönlendirme sağlanabiliyor. Uygulamaya isterseniz şikayetlerinizi yazabiliyorsunuz, uygulama üzerindeki soruların yönlendirmesiyle hasta yavaş yavaş hangi branşa gitmesi gerektiği -hatta ilk başta hastanın gitmek istediği branş da soruluyor- branş öneriliyor. Belki aslında o hastanın 1’nci basamak sağlık kurumuna (aile hekimliğine) gitmesi yeterli olacak. Hastanede büyük bir sıkıntı yaşamadan aile hekimliğinde çözebileceği bir sorunu var.” diye konuştu.
Dünyada da benzer uygulamalar olduğunu fakat hiçbirinin arka planında e-Nabız gibi bir sistem bulunmadığından hastanın var olan hastalıklarıyla da ilgili algoritmalar üretemediğine dikkat çeken Dr. Birinci, sözlerini şöyle bitirdi: “Biz hastaya, kendisi ile benzer şikayetleri olan 5 tane olası tanıyı daha gösteriyoruz bu sistemde. Dünyada da benzer şeyleri yapan uygulamalar var ama Neyim Var, ‘hastanın kendi hastalıklarını da bilerek’ (onun şikayetinin neyle ilişkili olduğu, var olan hastalığına göre de değişiyor çünkü.
Aynı şikayetlerde bile farklı tanılar konabiliyor) farklı branşlar önerebiliyor. Şu anda 10 milyon kişi, sistemi deneyimlemiş. Oradan bir kısmı tanı almış ve o tanıya göre hastaneye gitmişler. Bizim uygulamamızın Batı ülkelerindeki benzerlerinden daha güzel bir tarafı var, yapay zekanın kişiye sorduğu sorulara verdiği cevabı, hekime de gösteriyoruz. Hekim de hastaya gerçek tanıyı koyduğu zaman, o tanı da sistemin içine giriyor. Böylece yapay zekanın da hekimden öğrenmesini sağlıyor ve doğruluk oranı yükselen bir yapı haline geliyor. Hastane başvurusu gerektiren şikayetlerin yüzde 85’ine şu anda sistem tanı koyabilecek durumda. Yani başvuruların yüzde 85’i bu tanıları alıyor. Bizim hedefimiz 1100 civarında tanıya çıkabilmek. Bunu yaptığımızda hekimlerimiz gerçekten çok rahatlayacak. Hastalarımızın da bir çoğu panikle hastaneye gitmek durumunda kalmayacak, boşuna acillere başvurmayacak. Ya da tam tersine, acil olan vakalar zaman kaybetmeden acile gidecek; sistem önerecek, ambulans çağır diyebilecek.”
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…