Facebook’taki bir paylaşımım üzerine yapılan yorumları buraya alıp, daha geniş bir istifadeye sunmak istedim. Bu söyleşme, salt bir söyleşme değil, ruhlarımızın birlikteliğinden doğan bir alışveriş olduğunu söylemeliyim…
İnsanların ikiyüzlülüğüne yaptığım bir vurguda üstadım, değer verip yorum yazdı. Dikkat çektiği noktalar önemli ve değerli oluşu itibarı ile bende bunu paylaşmak istedim…
Paylaştığım metin aşağıda:
İnsanlar, genel itibarı ile değerliyi, anlamlıyı, hakikati savunur ama değersizin, anlamsızın ve sahtenin peşinde gider… Bu çelişkiyi anlamak; insanı anlamak kadar yaşamın üzerine bina edildiği dilemmayı da çözmekle eş değerdir.
Üstat- Buyruldu: “Kalbe ilk gelen ilahi, hemen ardından intikal eden şeytani-nefsani olandır. Siz ilk gelen sese kulak verin. Lakin her daim ikinci ses ilk sesi bastırır.” İmdi bu merkezden konuya eğildiğimizde hakikat her daim doğru gelse de nefsin tercihi sahteliklerin cezbedici çekiciliğine götürür.
Nefs ile ruh arasındaki gelgitler çok yorucu be üstadım, nefsin ayartıcılığı galip geliyor çoğu kez… Nefis genelde ruhun insana yönelik sesini baltalamak için bağırtılar ve çığlıklar atıyor. Kişiyi, meşgul ederek ona ruhunun sesinin gitmesine engel olmaktadır. Ama insan kendi iradesi ile bu bağırtı ve çığlıkları geri püskürtebilir. Bu noktada iradenin neye tekabül ettiğini de hesaba katması gerekli insanın… İnsan, kendisine yönelmiş ilk nefhaya yönelmeli, şeytan ve nefsin ayartısına karşı erken davranmayı itiyat haline dönüştürmelidir.
Üstat- Kesinlikle öyle… Bundan ötürü olmalı sürekli tövbe… Yanılgılara, yanlış tercihlere ve eğriliklerle sağmalara işaret ederek…
Tövbe, miraca çıkışın bileti aslında, sürekli teyakkuz halinde tövbe edebilmeli insan, tevazuu da gösterir ayrıca… Kişi bilmeli ki, ancak ilahi inayet ile varlığını idame ediyor. Bu inayet her zaman aklında ve kalbinde yer tutmalı ki hataya istinaden tövbe ve iyilik yaparak o hatayı gidermeye yönelebilsin… İnsanı insan kılan tövbedir. Ki insan, hatalarından dönerek güzelleşebilsin…
Üstat- Mantıkla kalp aynı hizada durmuyor. Aklı ayrı, gönlü ayrı ele almak en doğru olanı gibi…
Evet, Üstadım, aklı ve kalbi ayrı değerlendirmekte yarar var. Hatta kalbin aklı ile aklın aklı arasındaki mahiyet farkını da görmekte yarar olur kanaatindeyim… Akıl kavramının modern düşüncede çok sığ ve daraltılmış bir anlama dönüştürülmesi başlı başına bir sorundur. Kalp ile ilgili ise zaten dişe dokunur bir çalışma yoktur. Daha çok mistik düşünce üzerinden kalbe yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Ama kalbin, düşünce açısından mihenk taşı olacak değere haiz olması gerektiği açıklamaya muhtaç değildir.
Üstat- Hem de nasıl… Mahiyetleri müzakere işi usule götürür. Usül kaybedilince tafralarla doluyor ya da kıylükal oluyor.
Evet, Üstadım, usül olmayınca hiçbir şey olmuyor.
Usül, doğru düşünmenin ve doğru eleştirinin kalbinde yer alıyor. Bir yöntem olmadan, ne söylenen sözü değerlendirme imkânı sunar, ne de eleştiri için doğru bir zemini verir. Bu yüzden usülü ortaya konulmuş düşünceye kıymet verilmeli, popüler olana değil!
Abdulaziz Tantik
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…