İnsanda ve Ailede Kalite

Aile, bugün anlatılmaya çalışıldığı gibi değil, anlatmaya çalışanların bile anlamada zorlanacakları kadar yüksek değerde önemli bir kurumdur. Bugün aileyi aslına kavuşturma yerine, aileyi çökertip dağıtmaya çalışan zihniyete, karşı koyma taktiği güdülmektedir.

Aileyi çökertip dağıtmaya çalışan zihniyetin iddiaları, toptan batıldır. Batıldan medet ummak acezelerin işidir. Acezelerin, çok yüksek değer olan aileyi kurumaya kalkışmalarından hayır gelmez. Aileyi, asli konumuna kavuşturmak için Kur’an hakikatlerine bağlanmak gerekir. Kur’an’ı Kerimin en net ve en doğru uygulayıcısı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’dır. O Kur’an’ı Kerimin yüksek değerdeki hükümlerini kalbî hassasiyetle yaşardı. Daha net bir ifade ile O, hayatı ile Kur’an’ın sunumunu yapardı. Biz de buradan başlamalıyız.

Her şeye rağmen Kur’an hakikatlerini anlayabilecek aklî yeterlilik gerekir. Zaten Kur’an akıllı insana hitap eder. Aklı yeterli olmayana Kur’an hitap etmez. Gelen ayet meal olarak elli dokuz kelimelik bir sistem tablosudur; “Erkekler kadınların üzerinde tam kıvamında yönetici durumundadırlar. Çünkü Allah onların kimilerini kimileri üzerine üstün kılmıştır. Onlar mallarından hanımlarına infak etmektedirler. Dürüst kadınlar itaatkârdırlar. Allah’ın koruması sayesinde gıyaben ırzlarını iffetle korurlar. Serkeşliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince onlara nasihat edin, onları yataklarda yalnız bırakın, yine uslanmazlarsa onları dövün. Fakat size itaat ederlerse artık onların aleyhlerinde bir yol aramayın. Gerçekten Allah yücedir, büyüktür.” (Nisâ:4/34) Bunu anlamayanlar aileyi yıkmaya çalışanlardır.

Bu ayet, sapasağlam, onurlu, güçlü, huzurlu, medenî ve çok uzun soluklu aile kurumunun temel dayanağı ve değişmez kurallar manzumesidir. İşte bu ayet yoğun bir dikkat ister: “Erkekler kadınların üzerinde tam kıvamında yönetici durumundadırlar.” Buradaki “kıvam” kavramını anlamayan, bu cümleyi ve ayetteki hikmet akışını da anlayamaz. Zaten anlaması da mümkün dğildir. Ve zaten şartlanmış insanların anlamaları da beklenemez.

Bir demirci usta, bir bıçak yapacaksa demir parçasını alır, körüğün önüne koyar, akkor haline getirinceye kadar demiri ısıtır. Maşası ile tutar, örs üzerine koyar, çekici ile demiri şekillendirmeye başlar. Defalarca bu işlemi uygular. Bıçağın olması gereken şeklini verince son işlemi uygular. Sonunda bıçağı, akkor haliyle ve usta hüneri ile suya sokar. Bu işlem ile demir çelikleşir. Demir çelikleşince olması gereken ve arzulanan kıvamı alır.

Aile reisi olacak erkek de, Kur’an medeniyetinde yetişecek, medenî ailede sürekli işlem görecek, aşk ateşi ile eriyecek, eren gönüllerden feyz alacak, gönül bağı ile bağlanacak, şefkat gözleri ile bakacak ve sonunda Rahman Allah Teâlâ’ın rızasından ayrılmamak üzere ahdederek eşini bağrına basacaktır. Devamında gözünü ve gönlünü her tür haramdan çekecek, yalnızca eşi ile bir dünya kurarak ölüm sonrası âlemde de sonsuza dek mutluluğu isteyip hedefleyerek aile hayatını en güzel duygularla süsleyeceklerdir. “Kavvam adam” olacak, hanımı da duygular sarayında gönül sultanı olarak erkeğinin sadık dostu olma şerefini kazanacaktır. Böyle güzel bir âlemde dayak hayal bile edilmeyecek muhtemel bir uyarıdır.

Ayette bir başka ilke; “insanların kimilerinin kimileri üzerine üstün olmaları” işlenir. Kocanın karısna malından infak adı ile paylaşımı ifade edilmektedir. Kur’an’ı Kerimde mehir ve nafaka paylaşımları detaylı olarak anlatılmaktadır. Bunların bir kısmının daha sonra dile getirilmesi planımız çerçevesindedir. Ayette bir başka ilke de; Dürüst kadınlar itaatkâr olarak Allah’ın koruması sayesinde gıyaben ırzlarını iffetle korurlar. Bu ilke ise aile kurumunun mozağidir. Dürüstlük elbette tek taraflı değildir. Koca zaten “Kavvam adamdır.” Herhaliyle olgun, dürüst, hakka bel bağlamış ve inanmış bir dava adamıdır, yamuk değildir.

Ayette buraya kadar aile kurumunun olması gereken fomasyonu anlatılır. Ancak her insan ayni şahsiyete sahip değildir. Bugün bayanların ne kadar şişirildiğini duymayan, görmeyen kalmadı. Sosyal medyada tanıştığı meçhul erkek uğruna ne sadakat, ne merhamet, ne utanma ve ne de kadınlık haysiyeti tanımayan, çocuklarının iğreneceği kadın türü türedi.

Batı kaynaklı kadın simsarları, neyin peşindedirler? Sözüm ona İstanbul sözleşmesi ile neyi pilanladıkları çok net bilinmektedir! Esselamu aleykum.                

İlhan ORAL

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

7 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

8 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

11 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

12 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

13 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

14 saat ago