İnsan toprağa tükürür mü? Estağfirullah bu da ne kelime? Hijyen ve sağlığım için, ekmeğim ve aşım için, sebzem ve meyvem için, her şeyden öte edebim terbiyem için toprağa tükürmek mi? hâşâ aklımdan bile geçmez. Ya toprağı kanla sulamak, toprağı kanla bulamak ve yoğurmak? Allah’a sığınırım; ne haddime! Kardeş! insan toprağa tükürse, kendi yüzüne tükürmüş olur. Zira insan, toprağın çocuğudur; annemiz, babamız kim olursa olsun.
“İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.” Doğru söylersin Ziya Paşam! doğru söylersin de bir de dünya yüzü görmeden, adı konmadan, yaşamadan öldürülen masumların; seyreltilmiş uranyum içerikli bombalarla, misket ve fosfor bombalarıyla, DEMET BOMBALARIYLA (ki, hedefe varınca, 635 ayrı ayrı bombaya dönüşen bombalarla) toprağa düşmesine, toprağın kanla sulanmasına ne dersin paşam? Yorma kendini buna vahşet, buna katliam, buna soykırım, buna narsizim, buna HOLOKOST/YAŞAM HAKKINIZ YOK! denmesi bile az gelir az…
Çocukların ağlayamadan susturulduğu bu dünyada bütün kahkahalar zalimdir, sadisttir, vahşidir.
Bütün dünya, Gazze’yi müslümanlar kurtaracak diye beklerken, Gazze’nin İslam dünyasını da, insanlığı da kurtaracağı günler çok yakın inşallah.
Şehit bebeklerin, masum çocukların yumuk gözleri, kitli dilleri öyle derin, öyle etkin konuşuyor ki, bizim dillerimiz onları telaffuz etmekten, akıllarımız idrak etmekten aciz kalıyor.
Gazze’de şehit olan her çocuk, yere bir tohum gibi düşüyor ve bin diriliş, bin fidan ve bin hayat olarak ayağa kalkıyor. Evet, evet! bu mübarek sabi-sübyan bebekler, dünyaya insanlık tohumu ekti. İnsanların uyuyan hücrelerini uyandırdı, ölü kalplerini diriltti.
Ama Gazze’nin şehit bedenleri toprağa düşüp mübarek ruhları Hakka yükselirken binlerce ter-ü taze yüreklerin, akılların, vicdanların ayağa kalktığına tarihle birlikte bizler de bugün şahitlik ediyoruz, dirilişi canlı canlı dünya meydanlarında seyrediyoruz.
Dirilen ve diriltenlere selam olsun, bu mucizevî inkılabı insanlığa ikram eden Rabbimize hamdolsun; Allahüekber, Allahüekber.
İnşallah bir milat olacak GAZZE MÜCADELESİNİ, bu kadar güzel anlatan yüreğe, aziz üstada, Sezai Karakoç merhuma biz de yürekten teşekkür ediyoruz.
“Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğinde, bir kış güneşliğinde;
Fakat baktım BU ÖLÜM DEĞİL, DİRİLİŞTİR. TABİATI AŞAN BİR BİLDİRİŞTİR.
Ne güz, ne sarı renk, bu göçü anlatır. “
“Her şeye üzülen ama hiçbir şey yapmayan…” uykuda mı desem, uyuşturulmuş mu desem bilemiyorum. Ama ölü toprağı altındaki Müslümanların diriliş, uyanış ve ayağa kalkış vesilesi olsun aziz şehitlerimiz, masum yavrularımız inşallah…
Nuri ÇALIŞKAN
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
MİRATHABER.COM – YOUTUBE