İlginç ve akıl çelici algı operasyonları geçiriyoruz. Medya yorumcuları, analistler, herşeloglar toplumu statükonun menfaatine, istediği kanaate ulaştırmak için olağanüstü çaba gösteriyor. Son dönem esas konu, “İran ne yapacak” üzerine yoğunlaşmış durumda. Medyatik yorumcular, analistler, stratejisitler, askeri uzmanlar, hemen her kanalda ve hemen hepsi de aynı kişilerden oluşan çokbilmişler, olağanüstü (!) yorumlar yapıyor. “İran ne yapacak, İsrail’e nasıl karşılık verecek?” Esas gündem bu.
Hiç kimse de demiyor ki, “Orta Doğunun en güçlü ve kuvvetli ülkesi olan Türkiye konuşmaktan ve kınamaktan, diplomasi hamlesinden başka ne yapacak?” Bir programda çokbilmiş bir yorumcu, abd emperyalistinin bölgedeki üslerini sayıyor, ilginçtir ki, Türkiye’deki üslerine hiç değinmiyor. Yani şu ülkede şu kadar üssü ve şu kadar askeri var diye sayıyor, sayıyor, hiç memleketimize değinmiyor. Sonra da, “İran nasıl karşılık verecek” meselesine gelip dayanıyor.
Tv yorumcuları, analistler, stratejistler, askeri uzmanlar, Türkiye’nin İşgalci katil siyonistle ve hamisi abd ile siyasi ilişkilerini gözden geçirmesi gerektiğine değinmiyor. Abd üslerinin, İncirlik ve Küreciğin hala aktif olduğundan ve bunların derhal devre dışı bırakılması gerektiğini gündem etmiyor. Ama İran’ın ne yapacağını ve ne yapması gerektiğine dair ağız dolusu laf ediyorlar.
Bütün dünya şahit ki, İran elinden geleni vekil güçleriyle de olsa yapıyor. Kendi iktidarları konuşmaktan başka hiçbir şey yapmayan yorumcular ise, kendi iktidarlarına ne yapması gerektiğini söyleme cesareti gösteremediklerinden, İran’ın ne yapacağını konuşuyor.
Kardeşlerimiz katledenlerle birlikte, aynı masada oturmaya, katillerle, emperyalistlerle meseleye çözüm bulmaya çalışıyorlar. Kuveytli bürokrat kadar olamıyorlar. Kuveytli bakan, “Hem bizi öldürüyorsunuz, hem de cenazemize geliyorsunuz” demişti. Bizi öldürenlerin sonra da cenazemize gelenlerle tokalaşmak, masalarında oturup yüzlerine gülmek nasıl bir aymazlıktır?
Medyatik yorumcular bunların hiçbirine değinmeden, sürekli saatlerce “İran ne yapacak, nasıl karşılık verecek” tartışması yapıyor. Ve Gazze’de katliam soykırım devam ediyor.
Sözüm ona İran’ın onuruyla oynanmış, kendi memleketinde suikastla Hamas yetkilisi şehit edilmiş. Peki, Gazze’de yaşanan katliamlar ve soykırım bizim onurumuzla oynamak değil midir? Katledilen kınalı kuzuların feryatları devlet ricalinin kulaklarını çınlatmıyor, yüreklerini burkmuyor mu?
Zalimlerle tokalaşan devlet ricalinin en azından suratlarının asık olması gerekmiyor mu? Entelektüellerin esas işi, iktidara hakikati söylemek değil mi? İran’ın ne yapacağını konuşacağınıza, kendi devlet yetkililerinize medya aracılığıyla “Kapatın abd üslerini, topraklarımızda zalimlerin katillerin gözü kulağı olmayı bırakın” demeniz gerekmiyor mu?
Her seçim döneminde iktidar lehine vaziyet alan yüzlerce STK’dan oluşan Milli İrade Platformu, uyuyor musunuz? Allah olup bitenlerin hesabını gücü elinde bulunduran fakat diplomasi denen yalandan başka hiçbir şey yapmayanlara yakıcı bir şekilde sorarken, unutmayın bu sorgudan size de bir fatura çıkacak.
Müslüman Dünya, kurtlarla yiyenler, köpeklerle havlayanlar ve çobanlarla ağlayanlardan kurtulmak için bir an önce kendine gelmeli ve Şii – Sünni, mezhep – meşrep demeden, Allah’ın haramları ve helalleri dairesinde toplanmalıdır. Yoksa kendi yapacaklarını bırakıp, başlarının ne yapması gerektiğine dair algı operasyonları yapanlar toplumu yanıltılmaya devam edecektir.
YAKUP DÖĞER
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ